İçime Düşen Kurt

567 91 60
                                    


Arkadaşlar sizleri beklettiğim için özür dilerim.
Tekrardan dönmüş bulunmaktayım, lütfen yorum yapınız ♥️

Ne kadar zamandır Devrim in kolları arasındaydım bilmiyorum. Beni telaşla bir yere götürüyordu ama.benim umurumda bile değildi.
Sanki sadece nefes alan ama.hareket edemeyen felçli biri gibiydim.
Devrim arada yüzüme bakarak adımı sesleniyordu ama ne onun yüzüne bakıyordum ne de ona en ufak bir cevap veriyordum.
Acı ise yoktu,sanki kurşun koluma değilde kalbime saplanmıştı.Bütün kalarak da oradan akıyordu ama acı yoktu çünkü hiçbir zaman Ahzan 'ın acısı olmazdı.
Devrim tek katlı ahşap bir evin önüne geldiğinde kapıyı ayağıyla vurarak açılmasını beklemişti.
Kapı çok geçmeden açıldığında uykudan yeni uyanmış Erdem abi şaşkın bir halde bir bana birde beni kolları arasında tutan Devrim e bakarak konuşmuştu.

"U-ulan ne oldu...kıza ne oldu?"

"Çekil kenara da geçelim Erdem şimdi sorgunun sırası değil.
Yarası çok derin değil ama dikiş gerek."

Erdem abi kenara çekildiğinde Devrim içeriye girerek konşumaya devam ediyordu.
Beni oturma odası gibi bir yere getirdiğinde bedenimi koltuğun üzerine bırakarak hemen yanı başıma geçip oturmuştu.
Erdem abi elindeki büyük çanta ile odaya girdiğinde o da yaralı olan kolumun olduğu tarafa geçerek oturmuştu.

"Ulan desene bir şey,yengem niye böyle şokta mı yoksa?"

"Ne bileyim ben amına koyim,biz sahilde otururken arabayla taradılar orospu çocukları!"

Erdem abi başka bir şey demeden çantanın içinden makas çıkararak elbisemin kolunu omuzundan itibaren keserek parçalamıştı.
Artık kurşunun değdiği yer apaçık ortadaydı.
Erdem abi kısık sesle bir küfür savurduğunda Devrim oturduğu yerden ayağa kalkarak o da yarama bakmaya başlamıştı.

"Siktir kurşun içeride kalmış!
Ulan narkoz yok ne bok yiyeceğiz şimdi?"

"Ne bileyim lan ben bul bir çare."

Erdem abi bir hal çaresi ararken ben ilk kez sesimi onlara duyurmuştum.

"Uyuşturmana gerek yok...ne yapıyorsan yap ."

Erdem abi dediklerime şaşırmıştı, gözlerini Devrim e çevirdiğinde ben tekrardan önümdeki boşluğa bakıyordum.
Erdem abi ayağa kalkarak televizyonun yanından birşey aldığında ben ne olduğuna bakmamıştım.
Koluma birşeyler dökmüş ardından da eline iğneye benzer birşey almıştı.
O koluma dokunurken benden en ufak bir ses çıkmıyordu.
Bu halime şaşırmış olmalı ki sert sesi ile Devrim e bakarak konuşmuştu.

"Ne yaptın lan kıza...şu hâline bak narkoz olmadan kolunu dikiyorum ama çıt sesi çıkmıyor.
Devrim eğer düşündüğüm şeyi yaptıysan var ya-"

"Ulan zaten kafam sik gibi birde sen başlama.Hem o dirayetli bir kadın sen sadece işini yap Erdem!"

Dirayet diyordu oysa kalbimde açılmış kocaman çukurdan haberi yoktu.
Ben Ahzan, hayatım boyunca acının içinde kıvranırken bile başkalarına gülmek zorundaydım ama bu gün gülmek değil ağlamak istiyordum.
Hüznümü de kederimi de dışıma vurmak istiyordum.

Erdem abi'nin işi bitmiş olmalı ki yanına açtığı çantayı alarak odadan dışarıya çıkmıştı.
Devrim in bakışlarını üzerimde hissediyordum ama onu dönüp de bakmadım.
Ben ıslanan üzerim ile birlikte ayağa kalktığımda Devrim dikkatle ne yapacağıma bakıyordu.
Evin kapısını açtığımda hem Devrim hemde Erdem abi bana seslense de onları dinlemeden yol beni nereye götürürse gitmeye başlamıştım.
Güleyşan sultana ihtiyacım vardı...bir telefon bulup onu aramalıydım.
Arkamdan geldiğini biliyordum ama durmadım,uzun bir sokağı yürürken sağ tarafıma dönerek yoluma devam etmiştim.
Elbisemin bir kolu yoktu , yaramın üzerinde ise beyaz bir bez vardı ,hava çok soğuktu ama o soğuk içimde yanan ateşten dolayı beni etkilemiyordu.

Devrim -i Ahzan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin