14. Bölüm(Final)

7 3 3
                                    

Artık kimse benim saf yüzümü göremeyecek...

Saat 02.32 civarlarına doğru uyanmıştım. Uyanma sebebim ise başımda olan bela içindi. Telefonuma bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti. Mesajda ise "Bu konuma gelmelisin. Sevgilinin ölmesini istemiyorsan" yazıyordu. Kimse Arda'yı öldüremezdi ve öldürmeyi deneyemezdi. Hazırlanıp evden sessiz bir şekilde çıkmıştım. Attığı konum eve 15 dakikalık bir uzaklıkta olduğu için yürüyerek gidecektim. En son yaşamış olduğum olaydan sonra taksiye binme cesaretimi kaybetmiştim. 15 dakika sonra konuma gelmiştim. Olduğum yerde hareketsiz kalmıştım ve karşımda olan kişilere odaklanmıştım. Beni öldürmeye çalışan,çocukluğumu elimden alan kişi karşımdaydı. Siz söylemeden söyleyeyim Petek yine ve yine karşımdaydı. Fakat yanında sürpriz biri daha vardı. Arda'nın kardeşi Mira vardı. Bunlar ikisi ne çeviriyordu. Mira ile biz hastanede tanışmıştık fakat Mira beni hiç sevmemişti. "Sevgilinin yanından ayrılabilmişsin bakıyorumda." Geriye doğru birkaç adım atmıştım. "Yakında sonsuza kadar ayrılacak zaten Mira" "Ne saçmalıyorsunuz. Ve beni buraya niye çağırdınız?" İkiside birbirine baktıktan sonra Mira konuşmaya başlamıştı. "Seni öldürmek için. Başka nedenimiz mi olacaktı sandın sen." Şuanda tüm yaşadığım olaylar gözümün önünden film gibi geçmişti. Ben ölüyor muydum yoksa. Ben etrafıma bakarken kollarımdan iri yarı iki adam tutmuştu. "Ne yapıyorsun bıraksanıza beni!" Gülmeye başlamışlardı. "Sana dedim Venüs. Seni buraya öldürmek için çağırdık." Arkasını döndüğünde bir evi işaret etmişti. Kolumdan tutan adamlara "Onu bu eve götürün!" emrini vermişti. Allah'ım gerçekten birdaha numara sallayarak birilerini aramayacağım.Yıkık bir binanın içine girmiştik. Aynı filmlerdeki gibi sadece bir sandalye vardı ve sandalyenin üzerinde bir ip vardı. Fakat sandalyenin olduğu yöne değil başka bir tarafa götürüyorlardı beni. İkside sinsi sinsi gülerken ben ise korku ile stresin karışımı birşey yaşıyordum. Merdivenlerden çıktıktan sonra hemen buldukları ilk odaya beni götürmüşlerdi. Benden iki metre uzun olan adamlardan biri kapıyı açıp diğer adama "Ben dışarıdayım sen hallet işini" diyip kapıyı kapatmıştı. Lütfen Allah'ım sana yalvarıyorum. Odada da bir sandalye vardı. Tahmin ettiğim şey olmasın lütfen. Adam beni sandalyenin üzerine oturtturduktan sonra beni iple sıkıca bağlamıştı. Daha sonra adam benim yanıma yaklaşmaya başladığında çırpınmaya başlamıştım. "Nolur beni bırak,sana yalvarıyorum lütfen. Benim hayatım elimden alınmış sende alma" dediğimde hâlâ çırpınıyordum. Adam yüzümden tutup kendine çevirdiğinde bana sert bir tokat atmıştı. Attığı tokat ile yere düşünce kafamı sert bir şekilde yere vurmuştum. "Eğer susmazsan daha kötü şeyler olabilir" demişti bana. Adamı net bir şekilde göremiyordum. Ve bir anda gözlerim kapanmıştı.

1 saat sonra

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda eve girdiğimiz yerdeydik ve sandalyede oturuyordum. Üstümdeki kıyafetim çıkarılmış gibiydi. Aklıma gelen benim başımada gelmişti.Kendimi çok yorgun hissediyordum fakat güçlü durmak zorundaydım. Etrafıma baktığımda o iki adam kapının önünde bekliyorlardı. Cebime baktığımda aldığım bıçak hâlâ yerinde duruyordu. Farketmemeleri beni üzmüştü. Şaka tabiki. Adamlar benim yanıma doğru gelirken arkalarında Petek ile Mira girmişti. "Bunu iyi bir şeye benzetmişsin. Aferin lan sana İso" demişti. Beni taciz edenin ismini öğrenmiş olmuştum. Mira arkama gelip elimdeki ve ayağımdaki ipi çözmüş ayağa kalkmamı sağlamıştı. "Siz ikiniz çıkabilirsiniz" dedikten sonra Petek'in elindeki benzin bidonunu eline almıştı. "Kendine güle güle de çünkü birazdan öleceksin" dediğinde dikkatlice gözlerine bakmıştım ama öfke ile bakmıştım. "İstediğini yap Mira çünkü bu yüz seni ve Petek'i öldürmek için geri gelecek" demiştim. Mükemmel laf soktum dimi. Sinirlenmiş olacak ki Petek'e dışarı çık anlamına geliyormuş gibi bir haraket yapmıştı. Petek dışarı çıktığında ise yanma gelip bana tekme atmıştı. "Abi senden kurtulacağı için çok mutlu olacak" dedikten sonra elindeki benzini etrafa dökmeye başlamıştı. Benzin bittikten sonra bana "Cehennemde görüşürüz" diyerek ateşi yakıp benim yakınıma atmıştı. Öldüğüm günün bu gün olacağını hiç tahmin etmiyordum.

Arda Çelik'in Anlatımıyla

3 saat sonra

"Evet yeni haberle sizleri bilgilendiriyorum. Eski bir dershane olan Tercih binası saat 3 civarı alev almaya başlamıştır. İtfaiye ekipleri yangını söndürdükten sonra içeride bir çanta bulmuşlardır. Bu çantanın Venüs Parlak'a ait olduğu düşünülüyor. Bir sonraki habere kadar sağlıklı kalın hoşçakalın."

Venüs ölmüştü. Bunu kim yaptı bilmiyordum ama o gitmişti. Hayatımın aşkı beni bırakmıştı. Daha dün birlikte mutluyken o bir anda ortadan kaybolmuştu. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Venüs'ün kuzeni Deniz ise bana destek oluyordu fakat ağlamasını gizleyemiyordu. "Deniz, Venüs gitti. Benim artık kimsem kalmadı" dedikten sonra ayağa kalkmıştım. Artık benim burda kalmam için sebep kalmamıştı.

3 yıl sonra

Venüs Parlak'ın Anlatımıyla

3 yıl önceki olay hiç aklımdan çıkmıyordu. Beni öldürmeye çalışmışlardı fakat başaramamışlardı. O günden sonra yurtdışında yaşamaya başlamıştım ve Bade ile birlikte yaşıyordum. Artık Arda'ya doğruları anlatmak için Türkiye'ye dönmeliydim. "Bade ben Arda'yı çok özledim. Türkiye'ye geri dönsek" demiştim. Bade bana bakarak gülümsemişti."Gidelim tabiki ama benim burada birkaç işim var sen git ben 1 haftaya gelirim" demişti. Tamam anlamında başımı sallayıp valiz yerine bir çanta hazırlamaya gitmiştim. Çok birşey koymayacaktım. Hazırlandıktan sonra uçak bileti alıp havaalanına gidicektim. Arda'nın beni görünceki tepkisini çok merak ediyordum.

Uçaktan inmiştim. Arda ile yaşadığımız eve gidecektim. Ben 21 yaşında Arda ise 22 yaşındaydı. Artık hayallerimizi gerçekleştirebilirdik. Evin önüne geldiğimde paspasın altındaki gizli anahtarı alıp sessizce içeri girmiştim. Ev hiç değişmemişti. Merdivenlerden yukarı çıktıktan sonra benim odama doğru yürümüştüm. Kapının kolunu tuttuğumda içeriden kahkaha sesleri geliyordu. Bir dakika bile düşünmeden kapıyı açmıştım. Karşımda gördüklerimden dolayı kalp krizi geçirecektim. Petek ile Arda benim odamda benim yatağımdaydı. "V-Venüs" "Sen ölmedin mi" "Hayır canım ölmedim ama şuan karşımda ölecek iki kişi var." "Venüs beni dinle. Senin öldüğünü sandım. Petek bana yardım etti. Fakat biz evlendik. " Şaka olmalıydı dedikleri. "Zaten tek bir kerelik birşey yaşadık sonra aramızda birşey olmadı. Ben,Petek ile evlenmek istedim sonra." "Yok götüm Arda." Çantamdaki silahımı çıkarmıştım. Bu silahı Bade'den çalmıştım. "Ne yapıyorsun sen indir şu silahı" "Sen sus Petek konuşacaksan daha sonra konuş" demiştim ve Arda'ya daha fazla yaklaşmıştım. "Bizim seninle hayallerimiz vardı" "Venüs beni dinle" "İkimizde doktor olup yurtdışında yaşayacaktık" "Venüs gerçekten-" "Benim kimsem yoktu benim ailem olmuştun" "Venüs ama gerçekten" "Gerçekten mi? Lan sen beni aldattın. A L D A T T I N. Beni aramadan bişey yapmadan hemen başka biriyle beraber olmuşsun. Sen benim ne yaşadığımı bilsen şuan burda sakin duramazsın. Bu ve o senin pislik kardeşin beni öldürmeye çalıştı." Şaşırmıştı. "Hiç şaşırmana gerek yok. Sen benim yaşadığıma dua et." "Pardon ama o silahı indirecek misin?" demişti. Gülerek Petek'e dönmüşüm fakat silah hâlâ Arda'nın hizasındaydı. "Tabiki efendim indiririm" dedikten sonra tetiğe basmıştım. Petek bağırmıştı. "Bağırma prenses aynısı sanada olucak ama yoruldum bu yüzden senin işini sonra halledeceğim" diyerek Arda'nın ölü bedeninin yanına gitmiştim. Sonra pencereye doğru giderek yıldızlara bakmıştım. Yıldızlar sönmüştü. Tekrar Arda'ya dönerek "Yıldızlar söndü sevgilim" demiştim. "Ve sana olan aşkım burada bitmiş oldu" deyip evden çıkmıştım.

Bu oyun burda bitmişti. Ve oyunun kazananı ben olmuştum.

                               SON

______________________________________

Selamlarr nasılsınız. Final bölümü süpriz bir şekilde sizinle. Teşekkür notu yapacaktım fakat ne yazacağımı unuttum🫣 Yazım yanlışım varsa üzgünüm. Ve yeni kurgum Sonsuzluğa Uzanan Vâris yakında sizlerle. Kendinize dikkat edin🤍💋🌟

Yıldızlar Sönene Denk(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin