20. Bölüm: Kiss Geldi, Açılın!

967 75 24
                                    

"Daha iyisin değil mi?" diyerek boynuma sürdüğü kremi yayan Ferit'e baktım. Eve geldiğimizden beri bir dakika yanımdan ayrılmıyor, sürekli iyi olup olmadığımı soruyordu.

Ama iyi değildim.

Hiçbir şey söylemeden kafamı olumsuz anlamda salladım. Söylemek istediğim o kadar çok şey vardı ki bağırsam sesimi kimse duymayacak gibi hissediyordum.

"Ben... Ben çok özür dilerim Seyran. Eğer senin o toplantıya gelmeni istemeseydim..."

Devamını getiremedi.

Getirse ne diyecekti ki? Eğer senin o toplantıya gelmeni istemeseydim o adam sana dokunamayacaktı falan mı?

Ama dokundu...

O adam bana dokundu.

"Susma." dedim net bir şekilde. Ağlamaktan kısılmış gözlerimi gözlerine çevirdim.

"Bu sessizlikte boğulmak istemiyorum..."

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda sürdüğü kremi masaya bırakıp bana doğru yanaştı ve ellerini saçıma götürerek saçımı okşamaya başladı.

"Şu zamana kadar kendimden hiç bu kadar iğrenmemiştim..." dediğinde ses tonu çok ciddiydi.

"Yapma. Suçlu olan sen değils-"

"Benim amına koyayım!" diyerek hızla ayağa kalktı.

"Benim! Sana dokunmasına izin veren o aptal benim! Ya hangi insan böyle bir şeyi yapar Seyran?Ben yaptım! Şu hayatta yaşadığımı hissettiren bir belaya birinin bela olmasına izin verdim!"

Gözleri dolmaya başladığında derin nefes aldı ve yeniden yanıma geldi.

"Sen söyle Seyran."

Gözlerini gözlerime dikti.

"Kim affeder karşında duran şerefsizi?"

Gözlerini diktiği gözlerimi yere çevirdim.

"Çok yoruldum... Yaşamaktan yoruldum Ferit. Affetmeyi bile unuttum. Adımı, yaşımı... Kalbimin doğru düzgün atıp atmadığından bile emin değilim. Nefes alıyorsam sayende burada olduğum içindir. Sen ister kendini suçla ama şunu unutma, şu an gözlerine bakamamamın nedeni o adamın gözlerime senin gibi bakmamasıdır." diyerek koltuktan kalktım ve odaya doğru yürümeye başladım.

Bir yandan akmaya devam eden gözyaşlarımı siliyor, bir yandan da hıçkırarak ağlamama engel olmaya çalışıyordum. Kalbim paramparça olmuştu ve parçaları her yerimi kesmişti. Kanayan yarama merhem olan insan, merhem olduğu için kendisini suçluyordu ve bu şu an canımı en çok sıkan şeydi.

Bir insan merhem olduğu için kendini neden suçlardı?

Çünkü yaralarımı sarmak için o kocaman kalbi bile yetmiyordu.

Çünkü onun da kalbinde yaralar vardı ve ben bu yaraları sarmak için yeterli güce sahip değildim...

Birkaç saat sonra...

"Ferit?" diye seslenerek merdivenlerden inmeye başladım. Kaç saattir bir ses gelmiyordu ondan. Ya da uyuduğum için ben duymuyordum.

"Ferit, neredesin?" diyerek bir kez daha bağırdım ama hâlâ bir ses yoktu.

Babam gibi bırakıp gitti mi beni?

Ama gitmeyeceğim demişti.

O sözünü tutardı...

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin