2 ay sonra...
"Biraz sola! Ya da vazgeçtim, sağa!"
Kenan, "Böyle mi yenge?" diye sordu.
Oflayarak, "Alt tarafı kekleri simetrik şekilde dizecektin. Neden bu kadar zorlaştırdın? Tamam, bırak." dedim.
Evet... Şu an evin bahçesinde ufak bir parti düzenliyorduk. Ne için mi? Hemen anlatıyorum.
İlk olarak, bugün bebeğimin cinsiyetini öğrenmiştik. Yani Ferit ve ben değil. Kenan ve Parla öğrenmişti.
Cinsiyeti öğrenmeye yaklaştığımızdan beri bize bir bilgi vermiyorlardı. Sadece sağlıklı olduğunu söylüyorlardı. Umarım doktora çeşitli psikolojik baskılar yapmamışlardır...
İkincisi ise, en önemlisi, bugün Ferit'in doğum günüydü. Nüfus cüzdanında yazıyordu. Evlendiğimiz günden beri aklımda tutuyordum.
'25 Eylül, kocamın doğum günü' diyerek aklımın en ücra köşesine kazımıştım.
Bugün için iki ayrı pasta yapmıştık. Yani ben sadece Ferit'inkini yapmıştım. Bebek için olan pastayı Parla yapmıştı. İçine bebeğin cinsiyeti neyse o renk krema koyacağını söylemişti.
Tabii ki pastaları hazır alabilirdik. Ama gün içinde genellikle yapacak bir şeyimiz olmadığı için bu tarz şeyleri seve seve yapıyorduk. O yüzden sıkıntı değildi.
Son olarak, bebeği merak ediyorsanız onu da anlatayım.
Üçüncü ayımız mide bulantısı, kusma ve baş dönmesiyle geçmişti. Bu aralar bu belirtiler eskisine göre azalmıştı. Biraz rahatlamış gibiydim. Bebeğimiz her ne kadar hiç tekme atmayıp bizi korkutsa da rahatım yerindeydi.
Evet, şu ana kadar hiç tekme atmamıştı. Arada hareket ettiğini hissediyordum ama tekme atmıyordu.
Yaşıyor musun anneciğim?
Bu arada bu iki ay içerisinde Onur, Melek'e evlenme teklifi etmiş ve olumlu sonuç almıştı. Düğün yapmayacaklarını ve sadece nikah kıyacaklarını da dile getirmişlerdi. Yanlış hatırlamıyorsam birkaç hafta sonra nikahlarını kıyacaklardı.
Tuna ve Aylin, henüz böyle bir şey düşünmedikleri için konusunu bile açmayıp geçiştirmişlerdi.
Arif ve Irmak ikilisi de yıldırım nikahı kıyarak hiçbirimizin haberi olmadan evlenmişlerdi. Aslında bir anda ortadan kaybolmalarından anlamalıydık... Neyse.
Kenan ve Parla da güzel bir düğün yapıp bekarlığa veda etmişlerdi. Neden bu kadar aceleye getirdiklerini anlamamıştım ama, neyse. Bu arada ben düğünde herkesin önünde kusup düğünü rezil etmeseydim iyiydi ama, olsun. Yapacak bir şey yok. İçimde mi tutsaydım? Çocuk evrim geçirirdi vallahi.
Her neyse, bu kadar bilgi yeterli. Şu anki anımıza dönelim.
Arif, Tuna ve Onur, elinde tuttukları keki ağızlarına attılar.
Kaşlarımı çatarak, "Tüm düzeni bozdunuz ya! Ağlayacağım şimdi." dedim.
Irmak, Melek ve Aylin, mutfaktan ellerinde cupcake ile çıktıklarında kafamı onlara doğru çevirdim.
Melek, sakin bir ses tonunda, "Tamam, sakin olun. Ben, yaptıklarımdan birkaç tane kenara koymuştum. Onları koyarız." dedi.
Çok sağ ol, hayatım değişti şu an...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾ
HumorO gün Seyran, bir oyun için bilmediği numaraya attığı mesajla hayatının bu denli değişebileceğinden habersiz bir şekilde yatağında uzanıyor, nefret ettiği yaşamına kaldığı yerden devam ediyordu. ... 0537*******: Bundan sonra senin için pek öyle olac...