Donuk bir şekilde babama bakıyordum , o ise sinsice sırıtarak yanımıza doğru geliyordu " Baban sandığın adamın nerde olduğunu çok merak ediyorsun demi Savaş Yıkıcı . " Savaş'ın gerginlikten boynundaki damarlar patlayacak gibi belirginleşmişti " O adam benim öz ve öz kardeşimdi yani senin amcandı gerçi sen hiçbir zaman oğlum olmadın bu yüzden ona amcan demek doğru olmaz Yıkıcı ." Savaş tek kelime dahi etmiyordu ama sinirlendiğini anlamak zor değildi babam yavaş adımlarla tam savaşın karşısında durduğunda ani bir hareketle belinde ki silahı çıkartıp Savaş'ın kalbine doğrulttu " baba ne yapıyorsun çabuk indir şu silahı ! " Babam sakin ama itici bir tavır takındı " sen karışma . Bu seni ilgilendiren bir durum değil ! " Sinirle cebimden kendi silahımı çıkartıp babamın kafasına dayadım " bu mesele beni de ilgilendirir ve eğer sen Savaş' a bir şey yapacak olursan bu silah beynin de patlayacak ! " Savaş gurur dolu bir bakış attıktan sonra bakışlarını babama çevirdi " o silahı istersen tam kalbimin ortasına sık Kenan Baydar , ama şunu asla unutma ben seni öldürmeden asla ölmem ! Cesaretin varsa bu silahı sık ! " Babamın yüzünde ki sakin ifade yerine artık daha öfkeli bir ifade vardı . Daha ne olduğunu anlamadan silah sesi kulaklarımı sağır edecek bir şekilde patlamıştı korkuyla Savaş'a baktığımda silahın dayalı olduğu bölgeden kanlar akmaya başlamıştı babamın iğrenç kahkahası kulaklarımda yankılanıyordu " Kimin neye cesareti varmış öğrenmiş olduk değil mi kızım ! " Sinirden ve acıdan dolayı akan göz yaşlarımı umursamadan silahın tetiğini çekip hiç düşünmeden babamı kafasından vurmuştum. Adamları vakit kaybetmeden kaçarken Savaş'ın yanına eğildim " Savaş bana bak sakın gözlerini kapatma tamam mı ? Savaş bana bak Savaş ! " Sesimi duyduğundan emin değildim babamın gömleğinin cebinde ki kumaş mendili alarak Savaş'ın yarasına bastırdım. Cebinden telefonunu alarak hızlıca Barış'ı aradım ;
Alev : " Alo Barış lütfen hemen bahsettiğimiz depoya gel ! "
Barış : " Alev ne oluyor bir sakin ol ne oldu sakince anlat. "
Alev : " Barış anlatmama zaman yok babam biran da Savaş'ı kalbinden vurdu lütfen çabuk gel yalvarırım sana Barış , çok kan kaybediyor ! "
Barış : " Ne ! Tamam hemen geliyorum ."
Telefonu kapatır kapatmaz Savaş'ın yarasına daha çok bastırdım " Savaş beni duyuyor musun ? Bana bak gözlerini kapatma sakın dayan biraz daha Barış yolda geliyor . Lütfen biraz daha dayan yalvarırım dayan Savaş ! " Gözleri yarım yamalak açıktı kendini zorladığının farkındaydım kısık bir ses çıkardı " Alev .. beni iyi dinle bana birşey olursa ne olursa olsun o dosyaları sakın kaybetme tamam mı orman gözlü kızım ? Sana gveniyorum güvenimi boşa çıkartmayacaksın ." Gözlerim ağlamaktan davul gibi olmuştu " hayır , hayır sana birşey olmayacak Savaş . Sana asla birşey olmayacak ne olur dayan ." Barış'ın arabası bulunduğumuz yerde durunca içime bir rahatlama gelmişti " Barış hemen onu hastaneye götürmeliyiz çok kan kaybediyor ! " Barış tek kelime etmeden dikkatli bir şekilde Savaş 'ı arka koltuğa yatırdı , bende Savaş'ın yanına oturarak vakit kaybetmeden yola koyulduk. " Alev dikkat et bedenini sarsman mümkün olduğunca da yarasına bastır bir şekilde kanı durdurman gerek ." Barış'ın dediklerini yaparak Savaş'ın bedenini sarsmadan kanı durdurmaya çalıştım ama bu imkansız gibiydi aktıkça akıyordu. Araba durduğunda Savaş'ın beni getirmiş olduğu kliniğe gelmiş olduğumuzu gördüm , Barış telaşlı bir şekilde Savaş'ı sarsmadan arabadan çıkardı " Ali Abi yardım edin ! Savaş çok kan kaybediyor ! " Bir kaç hemşire sedyeyle koşarak geldiler Barış , Savaş'ı sedyeye yatırarak benimle beraber hızla ilerlemeye başladı . " Barış ne oldu bu çocuğun hali ne ? " Ali Abi şaşkın bir şekilde sorusunu Barış'a yöneltmişti " abi hiç sorma bu pislik Kenan kalbinden vurmuş çok kan kaybetti durdurabildiğimiz kadar durdurmaya çalıştık ." Ali Abi anladığını belirtircesine bana baktı " sakin olmaya çalışın şimdi Savaş'I ameliyata almamız lazım yaklaşık 3 saat süren bir ameliyat olur siz de bu sırada mecburen beklemelisiniz . " Ali Abi ameliyathaneye girdiğinde olduğum yerde kalmıştım , Barış'ın sesiyle kendime geldim " Alev biliyorum şimdi sırası değil ama babanı sen mi vurdun ? " Tepkisiz bir şekilde sadece kafamı sallamakla yetimdim karşımda ki sandalyeye oturup beklemeye başladım . Zaman geçmiyordu Savaş'ın kurtulması için dakikalardır dua ediyordum ameliyatın bitmesine yaklaşık 2 saat daha vardı yorgunluktan ve ağlamaktan gözlerim ağrıyordu. Kendimi daha fazla zorlayamadım ve göz kapaklarım yavaş yavaş kapandı ...
Ameliyathanenin kapısının açılmasıyla gözlerimi araladım Ali Abi suratında donuk bir ifadeyle bize bakıyordu yanımıza yavaş adımlarla yaklaşarak Barış'la tam benim karşımda durdu " Ali Abi ne oldu Savaş iyi mi ? " Telaşlı sorum karşısında gözlerini kaçırmakla yetindi " Ali Abi bir şey söylesene ! " O kadar yüksek sesle bağırmıştım ki sesim klinikte yankılanmıştı . Ali Abi boğazını temzileyerek bize baktı " maalesef... Bütün çabalarımıza rağmen Savaş'ı kurtaramadık ." Söyledikleri ile kan beynime sıçramıştı olduğum yerde zor duruyordum koşar adımlarla ameliyathaneye girdim . Savaş tam karşımda hareketsizce yatıyordu o an ağzımdan hastaneye inletcek ağlamakla karışık bir çığlık çıktı " Savaş ! Savaş hayır hayır bana bak Savaş aç gözlerini uyan hadi Savaş yalvararım uyan Savaş ! " Göz yaşlarım ve çığlıklarım arasında Barış yanıma gelerek beni ameliyathaneden çıkarmaya çalıştı " Alev gitmemiz lazım ... " Öfkeyle kolunu ittirdim " hayır hiçbir yere gitmiyorum Savaş ölmedi tamam mı o ölmedi ! " Hemşirelerden biri örtüyle yüzünü kapatmaya başladı sertçe örtüyü elinden çekerek fırlattım " Kapatma ! Yüzünü kapatma Savaş ölmedi ! O ölmedi ! " Ağlamam artmıştı Barış beni zar zor çıkardığın da son gördüğüm şey Savaş'ın yüzünü kapatmalarıydı . Savaş Yıkıcı ölmüştü benim koruyucum ve tek ailem ölmüştü bu hayatın en acı gerçeğiydi ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KALP
Teen FictionAnnesi öldüğü için intikam peşinde olan kızın aynı zamanda yaşadığı sorunlarla mücadelesi