Her Şeyin Başladığı Zaman

29 1 0
                                    

...Eskiden bana hep hayatın şartları hem maddi hem de manevi zorluğu var derlerdi.Onlara inanmaz hatta umursamazdım. Hayatım 15 yaşımdan önce çok güzeldi.Kendimi bildim bileli hep o mutlu Alev olarak kalacaktım . Ta ki liseye geçene kadar .............

Merhaba ben Alev Akıncı.Ailemin ikinci çocuğuyum. Şuan da 15 yaşındayım ve iki ay sonra liseye gideceğim .Bir tane ablam var ,ismi Ada. Anne ve babamız anlaşamayıp en sonunda anlaşmalı bir boşanma yaptılar.Ben ablamla birlikte babama karşı fazla uyum sağlayamadığımız için annemizin yanında kalmaya karar verdik.Babamız tekrar evlendi.Eşinin 2 çocuğu var.Aylin ve Burak.Burak benden 7 yaş büyük olmasına rağmen ne zaman onu görsem bana karşı tavırları değişiyor ve resmen bana asılıyor.Aylin ile aynı yaşta olduğumuz için haliyle aynı okula kayıt olduk .Burak'ın bu davranışları ablamın dikkatini çekecek olmuş ki anneme bu konudan bahsetmiş.Annem büyük bir sinirle odama girdi ; "Alev, ablan doğru mu söylüyor o çocuk sana asılıyor mu !" "Evet anne ama inan bana ona karşılık vermedim tam tersine onu kendimden...." Cümlemi bitiremeden annem lafımı böldü , odamdan hızlıca çıkarak paltosunu giymeye başladı "Anne nereye gidiyorsun?", "O babanız olacak adi herife hesap sormaya gidiyorum"ablam gürültümüzden rahatsız olmuş olacak ki saçı dağınık bir şekilde yanımıza geldi.Merdivenlerden inerken resmen düşecek gibi hızlı adımlarla annemin yanına gelerek ; " Anne ne yapıyorsun, ne bu sinir ?" , "Sence ne oldu abla ,sen anneme o Burak piçinin bana asıldığını anneme söylemeseydin annem şuan kafayı yemiş gibi olmazdı !" , "Ha şimdi de suçlu ben oldum öyle mi Alev, ya o resmen sana asılıyordu kendin söyledin ne yapsaydım susup izlesemiydim o şerefsizin yaptıklarını!".Biz ablamla sanki izinsizce rujunu kullanmışım gibi kavga ederken annemin çoktan arabayı çalıştırdığını duyduk. Telaş içinde ayyakabımı ve montumu giyerek kapıya doğru hamle yaptığım esna da ablam beni durdu " Alev annemi istesen de durduramayız.Bunu sende biliyorsun".Öfkeyle ablama baktım annem birilerine zarar verse umrunda olmayacak." Abla sen ne dediğinin farkında mısın !Annem gitse Burak'a zarar verse ne olacak. Saçmalamayı kes ve peşimden geliyorsan gel !" evden çıktıktan sonra kapıyı bütün gücümle sert bir şekilde kapattım.Koşarak dışarı çıktım ve taksiyi beklemeden otobüse bindim.Şoföre gereken miktarda parayı verdim ve telaşla gideceğim yeri beklemeye başladım. Otobüs ani bir fren yapınca istemsizce yanımda duran çocuğun kolunu tuttum.Mavi gözleriyle şaşkın bir şekilde bana bakarken özür dileyip tam önüme dönecekken elimi bırakmadı. Soran gözlerle bu tanımadığım çocuğa baktım o ise hiç bir şey söylemeden telefonundan müzik seçiyordu."Merak etme saplantılı bir sapık değilim.Bu yollar biraz bozuktur tekrar dengeni kaybetme diye elini tutuyorum." " Teşekkür ederim ama aslında gerek ..." demeye kalmadan lafımı böldü ,"İnan bana şuan sadece elini tutan tek kişi benim ve bu kıyağı kimse yapmaz.O yüzden değerimi bil ve sessizce gideceğin yeri bekle ". 10 dakika boyunca öylece elimi tutan bu yakışıklı çocuğu izledim.O ise sırıtarak telefonuna bakıyordu.Gideceğim yere geldiğim zaman elini nazikçe bırakacakken o daha sıkı tuttu ve bir şey söylememe izin vermeden  dikkatlice  aşağı inmemde yardımcı oldu." Niye benimle geldin ki ?" ." Bu gün boş günüm şanslısın senle gelebilirim yani.Bu her kıza nasip olmaz.Bu arada ben Ateş Altan " bakışlarımı kaçırarak ,"Bende Alev Akıncı memnun oldum" diye bildim."Bende memnun oldum Alev , ismin güzelmiş beğendim". Çocuk o kadar yakışıklıydı ki gözlerine bakmaktan kendimi alamadım derken bir anda telefonum çaldı. Bilinmeyen bir numara arıyordu ,"Alo". "İyi günler Alev Hanım anneniz Sena Akıncı kafasından büyük darbe ile hastaneye yaralı olarak getirildi ,lütfen hemen YENİMAHALLE DEVLET HASTANESİ'NE gelin". Telefonu büyük bir panikle kapatarak taksiyi durdum ve Ateş'le birlikte taksiye bindik.Taksiciye parasını verip koşarak hastaneden içeri girdim  ve onu gördüm...... Babam elleri kanlı bir şekilde yoğun bakım kapısının önünde bekliyordu.Babama doğru hızlı adımlar attığım sırada Ateş'in de hemen arkamda olduğunu hissettim."Baba neler oluyor anneme ne oldu !" .Babam cevap vermedi,öylece yerde oturarak elinde duran annemin kolyesine baktı.Daha sert ve yüksek bir sesle bağırdım ,"Baba bir şey desene anneme ne oldu !". Babam pişmanlıkla ayağa kalkarak bana baktı ve hiç utanmadan "Kafasına vazoyla vurdum "  dedi.Büyük bir şokla babama baktım, o an ne oldu bilmiyorum ama anlık sinirle babama doğru hamle yaparak onu sertçe duvara ittim ."Sen ne diyosun ya , Allah senin belanı versin !".Ben gözlerimden akan yaş ve kin ile babama bakarken Ateş beni sakinleştirmek ister gibi kendine doğru çevirip gözlerinin içine bakmamı sağladı."Alev biliyorum şuan çok sinirlisin ama babana zarar vermen anneni eski haline döndürmez.Gel 5 dakika kantine uğrayalım ,hem biraz su içersin ". Ateş sözünü bitirirken ben öfkeyle babama baktım;"Eğer bu işin ucunda orosbu çocuğu eşin ve çocuklarında varsa yemin ediyorum hiç birinizi yaşatmam.Anneme bir şey olursa seni hapishanelerde süründürücem Kenan Baydar !"
Ateş kolumdan tutarak beni kantine götürdü.Biraz da olsa sakinleşmiştim ama ağlamaktan gözlerim kızardı."Annem o babam olacak adam yüzünden ölürse hepsinin mezarını kendi elimle kazıcam!". Ateş sakin bir şekilde bana bakarak dudaklarını araladığında hemşirelerden biri koşarak yukarı kata çıktı. Anneme bir şey oldu korkusuyla sandalyemden kalkıp hızlıca yoğun bakım odasının önüne gittim. Etrafta kimse yoktu,Ateş'e dönerek soran gözlerle ona baktım."Merak etme büyük ihtimalle babanı ifadesini almaya götürmüşlerdir". "Merak etmiyorum zaten kaçtı sandım ". Bu sözü söyledikten sonra başıma inanılmaz bir ağrı saplandı. Ateş korkarak beni bir köşeye oturtup deli gibi bağırmaya başladı.O bağırırken benim gözlerim kapanıyordu. Gözlerimi açtığımda karşımda kızarmış gözlerle bana bakan Ateş'e baktım. "Alev iyi misin? Hemşire çabuk gelin Alev uyandı ". Hemşire odaya girdiğinde başımda hâlâ bir ağrı vardı . Kalp atışlarımı inceledikten sonra dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı; "Merak etmeyin korkulacak bir durum yok. Ufak bir baygınlık geçirmişsin" . Hemşire bunları söylerken Ateş rahatlamış gibi gözlerimin içine baktı. Hemşire odadan çıkarken "geçmiş olsun" demeyi ihmal etmedi. Ateş bana bakarken olayın nasıl olduğunu hiç bir şey hatırlamadığımı söyledim." Bir anda başım dönüyor dediğinde korktum sana kötü bir şey oldu diye.Sonra tam seni kaldırıp hemşirenin söylediği odaya götürecektim ki kollarımın arasında bayıldın."Bunu anlatırken gözleri doldu ve bana sıkıca sarıldı."Bana yardım ettiğin için ve yanımda olduğun için teşekkür ederim.Bu arada annem nasıl haber verdiler mi ?" . Ateş bir an geri çekilipi duraksadı , öylece kalakaldı.
Sorumu tekrarladım; " Ateş , annem iyi mi ? ".Doktorlardan biri suratında üzgün ve endişe dolu bir ifadeyle içeri girdi."Doktor Bey annem iyi mi ? Bu soruyu sormaktan artık gerçekten dilimde tüy bitti ." Doktor sakince bana doğru yaklaştı dudaklarını araladığında koluma dokundu ," Başınız sağolsun. Hastayı kaybettik ." Şok oldum. Ne diyeceğimi ,ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Ama tek bildiğim bir şey vardı o da annemin intikamını kötü alacağımdı...........

KIRIK KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin