6• Korkuyorsun Benden

586 111 173
                                    

Merhabalar, hoş geldinizzz

Jeongguk'a takıntılı şeklide aşık olan bir kadın karakter yazma yarışmasına katıldınız ama rakibiniz benim mzdmsksje (her ficimde bir tane var)

Neyse umarım seversiniz bölümü

Keyifli okumalar 💜

Seul havaalanı...

Babasının gönderdiği adam valizini arabaya taşırken Jeongguk keskin ve büyük adımlarla ilerliyordu arkasından. Gözündeki güneş gözlüğünü çıkardı ve kafasını kaldırıp masmavi gökyüzüne baktı bir an.

Ülkesini görmeyeli uzun zaman oluyordu.

Derin bir nefes çekti içine ve önüne dönüp kendisini bekleyen arabaya yaklaştı. Kapısını açmış olan şoför binmesini beklerken fazla oyalanmadan bindi arabaya ve takım elbisesinin ceketini çıkarıp köşeye bırakarak gömleği ile kaldı.

"Babanız şirkette. Oraya mı gitmek istersiniz, eve mi efendim?"

"Babamın yanına gidelim."

Onaylayan adam arabayı sürmeye başlarken Jeongguk arkasına yaslandı ve kafasını çevirip pencereden dışarıya baktı. Garip bir şekilde özlediği ama gelmeyi de hiç istemediği bir yerdi Seul. Kendisi yurt dışına gittikten sonra her şeyin değişmesi, tepetaklak olmasıydı belki de buradan uzak durma sebebi.

Giderken arkasında bıraktığı ikizi, yoktu artık. Hayatlarından tamamen bağımsızlaşmıştı. Nerede ne yaptığını, nasıl bir hayat yaşadığını, hatta berbat bir durum ama yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorlardı.

Tamamen hayatından çıkan ikizini özleyip özlemediğini bilmediği gibi.

Jungkook zor biriydi. Hep öyle olmuştu. Onunla anlaşmak da zordu her daim, mutlu olmakta. Arkasında çok da güzel anılar bırakan biri değildi.

Yorardı Jungkook çevresini.

Aynı yaşta oldukları hâlde hep abilik yapan Jeongguk olmuştu. İkisi de küçüktü bir zamanlar ama Jungkook laftan anlamadığı için hep alttan alan Jeongguk olurdu.

7-8'li yaşlarıydı. Bir oyuncak kavgası olurdu mesela aralarında. Jungkook'un sabahtan beri eline almadığı oyuncağı Jeongguk alıp, kendi kendine bir oyun kurduğu zaman, o oyuncak Jungkook için değerli olurdu. Ve Jeongguk'un oyununun en heyecanlı yerinde o oyuncağı isterdi.

Tabii küçük olan Jeongguk oyununu bozmak istemez, ikizi ile kavga ederdi. Sonunda ise kazanan Jungkook olurdu ve Jeongguk o oyuncağı bırakıp gider, köşesine çekilip başka şekilde eğlenmeye çalışırdı.

Elindeki oyuncak ile oyun kuramayan, Jeongguk'u izlerken imrendiği şekilde eğlenemeyen Jungkook kavga ile aldığı oyuncağı fırlatır, yine Jeongguk'un elindekine koşardı.

Bu hayatları boyunca böyle olmuştu.

Sorumluluk da yüklenmek istemezdi Jungkook. Okul boyunca ödevlerini hep Jeongguk'a yaptırırdı. Yapmadığında gizlice onun ödevini alıp kendisinin gibi teslim etmişliği bile vardı.

Çok büyük kavga etmişlerdi o gün, Jeongguk çok iyi hatırlıyordu. İkizine kuvvetli bir yumruk attığı ilk gündü. Ama Jungkook ile bu şekilde yaşamaya da alışmıştı. O hep böyleydi işte. Hiçbir görevi üstlenmek istemez, hep başkalarını kendisi için çalıştırırdı.

Baş etmek zordu Jungkook ile bu doğruydu ama kardeşiydi işte. İkiziydi. Her şeyleri birdi onların; yüzleri bile. Onu en son yurt dışına çıkarken havaalanında görmüştü. Değişip değişmediğini ya da ne kadar değiştiğini merak ediyordu. Çok küçüklerdi o zaman.

In Lak'echHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin