9• Bir Aşk Çaldım

502 116 126
                                    

Merhaba, biz geldik şerro Jk ile.

Geldiğimiz gibi de gideceğiz.

Bu bir geçiş bölümüdür 🤏

Keyifli okumalar 💜

Rahatsız edici bir sesizlikti odada hakim olan...

Jungkook şaşkın gözlerle Taehyung'a bakarken, Taehyung da artık bir cevap bekliyordu kocasından. "Sen..." Durdu Jungkook bir an ve kısık sesle devam etti konuşmaya.

"Emin misin?"

"Bana yaptığın her şeye sabrettim ama çocuklarıma zarar vermene müsade etmeyeceğim. Çık hayatımdan."

Evet, yıllardır sabrediyordu Jungkook'a. Ama artık alttan almayacaktı. Çünkü Jungkook'un üzüp kırdığı kendisi değil, masum 3 çocuğuydu. Zaten gerçek anne babasından yana yüz gülmeyen bu üç masumu birde Jungkook gibi bir baba ile heba edemezdi; etmeyecekti.

"Taehyung..."

O sırada çalan telefonu ile sustu Jungkook. Şoka uğramış gibiydi. Sanki beklemiyordu böyle bir şeyi ve iyi kötü ne diyeceğini bilemiyordu. Sevinip üzülmek konusunda ne hissedeceğini bilmediği gibi.

Evet bilmiyordu ne hissedeceğini.

Taehyung, varlığına alıştığı biriydi. Her şeye rağmen yanında oluşuna alışmıştı. Tokat attığı o güne kadar, ne olursa olsun gözlerinin içine içine bakmıştı Taehyung. En ufak bir temasını hasretle beklemişti. Bir perçemini geri itme, saçına dokunma ihtimaline bile heyecanlanmıştı. Jungkook nereye giderse gitsin, Taehyung evde beklemişti onu.

Alışmıştı Taehyung'un varlığına.

Ama içindeki ufak mutluluğu gizlemeye ve yok saymaya çalışsa da ona da engel olamıyordu. Bıkmıştı bu hayattan. Yorulmuştu bir kere. Bu yokluk, iğrenç ev, neye elini atsa elinde kalması, hiçbir şeyin istediği gibi olmaması... Bir sürü şey birikmişti.

Alışamamıştı bu yokluğa.

Onca yıla rağmen...

Eski hayatını özleyen bir yanı vardı. Tamam. Bu evliliği çok istemişti başta. O zamanlar kendi hayatından farklı görünen bu hayat hoştu gözünde. Heyecan duyuyordu. Ama sonra... Sonra bunun bir çocuk oyuncağı olmadığını anlamış, bir sonu gelmediğini fark etmişti. İşte o zaman bir şeyler değişmeye başlamıştı. Olay basiti aslında.

Taehyung'u istiyor, bu hayatı istemiyordu.

Taehyung'dan çekti gözlerini ve telefonun ekranına baktı. Bilinmeyen bir numaraydı. Kaşları çatıldı ve kendisini izleyen Taehyung'a gözlerini çevirip aramayı açarak telefonu kulağına yasladı.

"Alo?"

"Jungkook?"

O an garip bir ağırlık çöktü boğazına. Onca yıla rağmen unutmadığı tanıdık ses boğazının kurumasına sebep oldu. Babasını nasıl unutabilirdi ki? Sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilemedi. Öylece boşluğa bakıp bekledi ve bu hâli Taehyung'un kaşlarını çatmasına sebep oldu.

"Jungkook orada mısın?"

Bunca yıl bir kez olsun aramayan adam, neden şimdi aramıştı? Silip atmışlardı işte kendisini. Numarasını nasıl bulmuştu? Gerçi babası için kolaydı. Eli kolu uzundu. İstediğini kısa sürede bulurdu.

"Neden aradın?"

Karşısındaki beden sıkkın bir nefes çekti içine. "Seninle konuşmamız gerekenler var." Jungkook'un kaşları çatılırken Taehyung daha fazla izlemedi onu ve oturduğu yerden kalkıp su içmek için mutfağa gitti.

In Lak'echHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin