11• Aşk Hırsızlığı

578 115 163
                                    

Merhaba

Umarım seversiniz bölümü

Keyifli okumalar 💜

"Ulaşabildin mi Jungkook'a?"

Yoongi'nin elindeki bardaklar ile yanına gelirken dediği ile Taehyung ilgilendiği telefonu bıraktı masaya ve Yoongi'nin önüne koyduğu kupayı kavradı iki eliyle. Bahçede oturuyorlardı. Minji, ikizleri alıp parka gitmişti.

5 gün geçmişti boşanmak istediğini söylediği günün üzerinden. Jungkook bir türlü açmıyordu aramalarını. Kafasını iki yana sallayarak elindeki bardağı dudaklarına yaklaştırırken konuştu Taehyung.

"Yok, ulaşamadım. Çalıyor ama cevap vermiyor."

"Kaçıyor mu acaba?"

Yoongi'nin dediği ile yuttu ağzındakini ve kupayı masaya bırakıp arkadaşına baktı. "Neden?" Neyden kaçacaktı ki? Jungkook'un hayatı boyunca kaçtığı tek şey sorumluluktu ve şu anda üzerine sorumluluk yüklenecek hiçbir şey yoktu. Boşanınca kurtulacaktı hatta üzerine yük olan her şeyden.

"Boşanmaktan."

Gözlerini masaya çevirip durdu bir süre Taehyung. Düşündü. Jungkook bu evlilikte mutlu değildi. Bu belliydi aslında. Huzuru yoktu hiç. Buna rağmen de hiç yanaşmamıştı boşanmaya. Evlilik onu boğarken neden devam ettirdiği hakkında bir fikri bile yoktu.

"Evlilikten sıkıldığı belli ama seni kaybetmeyi göze alamamış olabilir. Sen onun bu hayattaki tek dayanağısın Taehyung. Acaba boşanmak lafını duyunca bu onu korkuttu da, bu konuları konuşmaktan mı kaçıyor?"

Olabilirdi. Her şeye ihtimal vardı şu an. Kocasını tanıyamıyordu. Ona çok uzaktı. Büyük bir mesafe vardı aralarında. Haliyle onun hakkında, onun duygu ve düşünceleri hakkında fikir yürütmek pek mümkün değildi onun için.

"Bilmiyorum Yoongi ve çok da umrumda değil açıkçası."

Elindeki kupanın kenarlarında gezdirdi işaret parmağını ve omzu silkti hafifçe. "Jungkook'un neyden korktuğu ya da neyden kaçtığı ile ilgilenmiyorum şu saatten sonra." Kafasını kaldırıp gözlerine baktı Yoongi'nin.

"Onu hayatımda istemiyorum."

Kafasını aşağı yukarı sallayıp onayladı Yoongi. Hak veriyordu Taehyung'a ve sonuna kadar da destekçisi olarak arkasındaydı. Jungkook'un onu mahkum ettiği iğrenç hayattan kurtulmasını istiyordu.

İkisi de konuyu kapatıp sessiz sessiz içeceklerini içti ve mahallede oynayan çocukları izlediler bir süre. O sırada karşı evden çıkan ihtiyar kadın ve onu yolcu eden anneannesi ile Yoongi güldü. "Mahallenin çöpçatanını almış eve, bana kız bulmaya çalışıyor." Taehyung kafasını çevirip o tarafa baktı ve gülerek geri Yoongi'ye döndü.

"Sana hangi kız baksın be, ayı."

Yoongi sırıttı gevşekçe ve arkasına yaslanıp sandalyede yayıldı iyice. Bir ayağının bilek kısmını diğer bacağının üzerine atmıştı ve gerile gerile oturuyordu. Eşofman takımı üzerinde ve vazgeçilmez terlikleri ayağındaydı yine. Saçları dağınık şekilde alnına dökülüyordu ve bu kesinlikle kötü görünmüyordu.

"Birde öyle herkesi beğenmiyor anneannem. Kriter veriyor."

30'unu aşmış bir adam olarak hiç ciddi ilişkiye yanaşmıyordu ve ihtiyar kadın hayatını kendisine bakmaya adayan torunu artık sevsin, sevilsin, hayatını paylaştığı biri olsun istiyordu. Çıtı pıtı bir gelinin hayalini kurup duruyordu.

"Hanım hanımcık olacakmış da, yok oturmasını kalkmasını bilecekmiş de, neymiş efendim böyle kibar olacakmış. Kuğu gibi süzülsün diyor birde Taehyung, aklın alabiliyor mu? Kuğu ne lan, yok flamingo amına koyayım."

In Lak'echHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin