Bu bölüm biraz buruk olacak sanırım:)
Bölüm şarkımız
--> Aydilge Sade ŞarkıBaşlangıç tarihiniz lütfen💗
Keyifli okumalar ✨
Gamze'den
Sabah dünün burukluğu ile uyanmıştım. Abim gece gelmemiş, Aramalarıma da geri dönmemişti. Keşke beni bir dinleseydi.
Odamı güzelce toparlayıp, kendime kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Kahvaltımı hızlıca yapıp üzerimi giyinmeye odama gittim. Özenerek giyinmeye gerek yoktu.
Üzerime bol bir t-shirt giyip altıma da yüksek bel bir pantolon giyindim. Yanıma telefonumu ve otobüs kartımı alıp evden çıktım. Ulaş ile konuştuktan sonra Selin' in yanına gidecektim.
Tekrar şansımı deneyip abimi aradım. Aramalarıma hala bakmıyordu. Bir kaç mesaj atıp yoluma devam ettim. Ulaş'a yola çıktığıma dair kısa bir mesaj gönderip telefonumu cebime koydum.
Aklıma Arel gelmişti. Dün sabahki mesajlaşmamızdan sonra hiç bir şey yazmamıştı. Acaba abim yanında mı diye arasa mıydım.
En sonunda Arel'i aramaya karar verdim. Telefonumu çıkarıp numarasını buldum, üzerine tıkladım ve açmasını beklemeye başladım.
Gerçekten bugün bana ikisininde garezi mi vardı. Aramalarıma ikisi'de cevap vermiyordu. Sinirle içimden ikisine küfürler ettim.
Kafamı çevirip camdan dışarıyı izlemeye başladım. Yarım saate yakındır otobüste ilerliyordum. Gözüme çarpan bir araba olmuştu. Bu plakayı bir yerde gördüğümü hatırlıyordum. Ama nereden olduğunu çıkaramamıştım.
Bir on dakika sonra arabadan indim. Şimdi bu konu tamamen kapanacak ve bir daha açılmayacaktı.
Hızlı adımlarla sokak aralarından geçip buluşacağımız kafeye gittim. Cam kenarında iki kişilik bir masa da oturuyordu. Beni görünce ayağa kalkıp yanıma geldi. "Hoş geldin güzelim" diyerek bana sarıldı.
Kendimi geri çekip "oturalım" dedim. Masaya oturduk biz oturur oturmaz garson yanımıza geldi.
"Hoş geldiniz efendim ne alırdınız" dedi. Ulaş orta şekerli bir kahve söyledi. Ben ise sadece su istedim. Gelen garson sinir bozucu bir şekilde beni süzüp gitti.
Daha fazla konunun uzamasını istemediğim için direk konuya girmeye çalıştım. Garson suyu ve kahveyi getirip gitti.
"Benimle neden buluşmak istedin Ulaş? Benimle konuşmak istediğin konu nedir?" Diye sordum.
Ulaş'ın bakışları direk beni buldu. "İyiyim sağ ol" dediğinde sabredecek gücüm kalmamıştı. Bir an önce bu konunun kapanmasını istiyordum. "Kurusa bakma sormayı unuttum bu önemli konunun ne olduğunu düşünürken" diye cevapladım.
"Önemli değil. Madem öğrenmeyi bu kadar çok istiyorsun ilk önce soruma cevap vermelisin" dedi Ulaş. Önemli değil se niye sorun yaratıyorsun ! "Tabii sor" dedim.
"Mezuniyette dans ettiğin o herif gerçekten sevgilin miydi?" Diye sordu. Selin Ulaş konusunda haklıymış. Bu kız şerefsiz den anlıyor. "Bunun ne önemi var" dedim, soğuk bir tavırla. Bakışları daha da koyulaştı.
"Sana karşı olan duygularımı daha rahat ifade etmem için önemli Gamze!" Dedi ve elleri masanın üzerinde olan ellerimi tuttu. Ellerimi ellerinden kurtarmaya çalıştım ama bırakmadı.
"Ne duygusu Ulaş sen benim arkadaşımsın" dedim sinirle. Ulaş tam konuşacakken tanıdık bir ses kalbimin ritmini değiştirmeye yetmişti.
"Sevgilimin ellerini tutabilecek kadar yürekli olduğunu düşünmemiştim." Dedi. Arel'in adımları sert ama bir o kadar da sakindi. Masanın yanına geldiğinde sinirli olduğunu yeni fark etmiştim. Kelimelere bastırarak konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzleri
Novela JuvenilBirlikten aynı yetimhanede büyüyen iki çocuk. Bu iki çocuk birbirilerine bağlanan kader bağının farkında değillerdir. Arel 6 yaşında iken zengin bir aile onu evlat edinir. Gamze tek kalmıştır. Bir süre sonra onu da orta gelirli bir aile evlat edinir...