( Birkaç hafta sonra, cuma günü)
Haftalar çabucak geçmişti. Biz de Alya ile bu tempoya ayak uydurmaya alışmaya başlamıştık. Yoruluyorduk ama bale kursu eğlenceli geçiyordu ve Alya ile geriden gelmemize rağmen diğerlerine yetişmiştik. Koluma gelecek olursak kolum eskisinden daha iyidi ve hala acıyordu. O kendini bilmiş üçlü de en son olaydan beri bana bulaşmadı ama hep bana baktıklarını biliyorum.
Okuldan yorgun bir şekilde geldim. Biraz dinlendikten sonra ders çalışmaya başladım, birkaç dakika sonra telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Asya'dan idi.
Asya: Melisa gül sokaktaki mesire alanına gelebilir misin?
Melisa: Nedenmiş o? Neden size güveneyim ki?
Asya: Hadi ama sadece özür dilemek için... lütfen.
O üçlüye güvenmiyordum ama gidecektim. Çünkü gitmezsem beni rahatsız edeceklerini biliyordum. Hazırlandım ve tam çıkacakken annem beni gördü.
"Ne peşindesin sen gene?" diye sordu sinirle.
" Arkadaşım ders çalışmaya çağırdı." dedim ve kestirip attım. Evden çıktım zaten mesire alanı bizim evimize yakındı. Mesire alanına geldiğimde üçü de orada beni bekliyordu, yanlarına gittim ve konuşarak mesire alanının derinlerine gittik. Çok tuhaf davranıyorlardı. Bu işte bir iş olduğunu biliyordum.
( Enes 'in anlatımı ile)
Biraz yürüyüş yapmak için mesire alanına gidecektim, bunun için hazırlandım. Sonra da arabaya bindim ve mesire alanına geldim. Şoföre dönerek konuşmaya başladım.
" İşim bitince sizi ararım." dedim ve arabadan indim.
" Tamadır Enes Bey, iyi yürüyüşler." dedi ve ben arkamı dönerken araba uzaklaşmaya başladı.
Mesire alanının derinliklerine ilerlerken bir yandan da Melisa'yı düşünüyordum. Onu gördüğüm ilk andan beri vücudum garip tepkiler veriyor ve Melisa'yı korumam gerektiğini hissediyordum. Mesire alanının derinliklerine geldiğimde Melisa'nın sesine benzeyen yüksek ve tanıdık bir ses geldi. Mesire alanının derinlikleri geldiğimde ses daha da arttı. Bu ses kesinlikle Melisa'nın sesiydi. Ağaçların arasına bakmaya başladım. Melisa oradaydı Asya Buse ve Selim de oradaydı ve Melisa'ya zorbalık yapıyorlardı.
"ÇABUK ONDAN UZAKLAŞIN !!" diye bağırdım ve Melisa'nın yanına koştum. Üçü de beni görünce ellerindeki sopayı bırakıp kaçmaya başladılar. Melisa'nın yanına geldiğimde kolları , elleri ve yanağı çizilmişti. Yanağındaki çizik ve birkaç çizik daha kanıyordu. Melisa'nın yanına gittim ve onunla konuşmak için çömeldim çünkü oturuyordu.
"İyi misin? Her yerin çizik içinde." dedim, onun için endişeleniyordum.
"İyiyim ben merak etme. Kendimi korumaya çalıştım ama Selim benim diz kapağıma tekme atınca yere düştüm" dedi Melisa . Ben tam konuşacakken Melisa'nın boynundaki morluğu fark ettim.
"Melisa... boynun mosmor. " dedim ve devam ettim. " Bir şey yok değil mi?" diye sordum.
" Aa boynum mu morarmış , hiç farkında değilim. Benim eve gitmem gerek. " dedi ,aceleyle ayağa kalktı ve koşmaya başladı. sonra koşarken yüzünü bana döndü ve konuşmaya başladı.
" Teşekkürler kurtardığın için." dedi ve koşmaya devam etti. Ben de ayağa kalktım , arkasından bakakaldım ve gülümsedim.
(Akşam evde)
O olaydan birkaç saat sonra eve geldim ve odama geçip sadece Melisa'yı düşündüm. Aklım boynunda ki morluğa takılmıştı. Acaba ailesinden şiddet mi görüyordu. Bunu yarın ona soracaktım. Aklım sürekli Melisa'daydı onu düşünmeden yapamıyordum. Her an benim yanımda güvende olmasını istiyordum. Ben bunu düşünürken odaya hizmetçi girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Bir kuğu Gibi
Teen FictionÜnlü bir balerin olmak isteyen Melisa Güneş, ailesi tarafından sevilmeyen ve önemsenmeyen bir kızdır. Melisa bir gün 7. sınıfta kazandığı bursluluk sınavı parası ile bale kursuna gitmeye karar verir, bu sırada kardeşi Alya'nın da bale yapmak iste...