12. BÖLÜM; Cesur ve Asil

28 2 0
                                    

Birkaç gün etrafta ruh gibi, halsiz bir şekilde gezsem de şu anda eskisi gibi gayet sağlıklıydım. Ancak Koray hâlâ garip hareketler sergilememden dolayı benden korkuyordu. Nasıl hareketler sergilediğimi bilsem belki bende kendimden korkardım...

Koray hemen koşarak oturma odasına girdiğinde Defne ile yerimizde sıçradık. Bu arada Defne tekrar bizimle yaşamaya başlamıştı. Son yaşananlardan sonra beni tek bırakmak istemediğini söylemişti. Bende bir şey bilmediğim için tamam demiştim.

"Kızlar! Toplanın." Nesri hanım kaşlarını çattı.

"N'oldu yine?" Dedi.

Koray, "Yarın, Nazlı'nın ablasının düğünü var." Deyince elimi başıma vurdum.

"Kız arkadaşın olan Nazlı mı?" Dedim korkarak. O çirkef kızla tanışma vakti gelmişti demek.

Koray başını salladı. Defne ağzına attığı kurabiyeyi yiyerek ayağa kalktı. "Bo şomdo mo soylonor Koroy yo!" Dedi bağırarak. Ağzı dolu olduğu için dedikleri pek anlaşılmasa da az çok bir şeyler anlamıştım.

Lokmasını yuttuktan sonra beni dürtükledi. "Kalk kız, alışverişe!"

Defne'nin zorlamalarıyla ayağa kalkarak giyinmeye gittim. Aldığım kıyafetleri babamın bıraktığı mirasla almıştım. Geçim kaynağım o paraydı. Parayı da babam ölünce bankaya yatırmışlardı.

Zümrüt yeşili giydiğim elbiseyi, pembe bir parlatıcıyla tamamladığımda artık hazırdım. Defne'de sportif bir şeyler giydiğinde evden çıkmıştık.

Daha önce evin geçimini ortak karşılayabileceğimizi ve ayrı eve çıkıp, onlara yük olmak istemediğimi söylemiştim. Ne yazık ki bunun sonucunda Nesri hanım tarafından azarlanmıştım...

Defne kolumdan tutarak soktuğu mağazada fazla açık şeyler vardı. Sonrasında kıyafetleri gördüğünde gitmek ister gibi oldu ama omuz silkerek gezmeye devam etti. Bende ona ayak uydurmaya çalışarak gezinmeye başladım.

Kırmızı elbisenin kalıbına bakarken, kafamda yankılanan sesle kanım çekilmiş gibi oldu.

"Prensesim, babanı görmezden mi geleceksin yoksa?"

Kafamı iki yana sallayarak, "Sen gerçek değilsin." Diye fısıldadım birkaç defa. Hipnoz olmuş gibiydim. "Sen gerçek değilsin." Omuzuma değen elle sıçrayarak arkamı döndüm.

Yutkunarak Defne'ye baktığımda, Defne gözlerini kısarak korkmuş yüzüme baktı. "Sen... İyi misin?" Kafamı aşağı yukarı salladım. "Emin misin?"

"Eminim." İçini rahatlatmak istercesine gülümsedim. Kırmızı elbiseyi gösterdim. "Şunu deneyip geliyorum."

Kabine ilerleyip kapıyı kapattım. Ve kapıya sırtımı yasladım. Nefes alamıyor gibiydim. Ellerim kızarmış boynumu sararken aynadaki yansıma daha çok psikolojimi bozmak ister gibiydi. Derin nefesler almaya çalışırken gözlerimi yumdum. Vücudumdaki kanın sanki bir vampir tarafın çekildiğini, daha sonra etkisiz hâle getirdiğini hissediyordum.

Gözlerimi korkarak araladığımda aynadaki kanla çığlık attım. Çığlığım kabinde yankılanırken Defne'nin, "Meyra!" Diye bağırdığını işittim. Gözlerim kararırken ayırt edemediğim etraftaki telaş sesleri sırasında bir ses daha duydum.

MELDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin