Meşhur köyde dedikodusu çıkmış çift, sonunda eve gelebilmişlerdi. Aslında her şey çok ani gelişmişti. Hiç kimse koca teyzeleri bu yalan olan dedikodudan vazgeçirememişti.
8 SAAT ÖNCE
Meyra Yakup ve Barlas'ı aşağıdan ağrı izlerken, Defne yanında pis pis gülüyordu. Defne zorlan Meyra'yı, Barlas'ın ağacına doğru yanaştırmıştı. Aslında her şey Defne Kesmez tarafından planlıydı...
Meyra başını biraz yukarı kaldırark kara kediyi aşağıya indirmeye çalışan askeri izledi. Kedi inat etmiş aşağıya inmiyordu.
"Pisi pisi aşağı in-" Diyen Barlas'ın cümlesi dengesini kaybetmesiyle hayal oldu. Barlas dengesini kaybetmiş, aşağıda ki kızın üzerine düşmüştü. Barlas kıza ağır vücudunu yaslamamak adına ellerini çimenlere sabitlemiş, ağırlığını vermiyordu.
Kızın ise gözleri panikle kapanmış, sıkıca adamın kaslı kollarını tutuyordu. Yavaşça gözlerini açtığında adamın keskin bakışlarıyla karşılaştı. Yutkunarak adamın öldürücü bakışlarına bakıyordu. Bakışları, senin burda ne işin var dercesine kızın yüzünde gezindi. Belki bakışları öldürücü olabilirdi fakat aklının ucundan bile kızı öldürmek geçmezdi. Niye geçsin ki?
Acıyordu kıza. Kardeşini kaybetmiş, annesini kaybetmiş, babasını zaten çoktan kaybetmiş, hiç kimsesi olmayan, zararsız, sessiz bir kızdı. Ağzı var dili yoktu. Barlas bu kıza en başından beri üzülüyordu...
Defne'nin kıkırtısı ve Yakup'un kahkahası böldü ortamdaki sessizliği. "Barlas iyi misin?!" Dediğini duydu Barlas Yakup'un gülüşleri arasında.
Barlas cevap vermedi yavaşça kıza zarar vermeden, kızın üzerinden kalkarken Meyra doğruldu. Barlas'ın dudakları arasından bir küfür çıktığını güç bela duydu Meyra.
Tabii ikili bu sırada onları izleyen, köyün dedikoducusu olan Tülinhan teyzeden habersizdi...
ZAMANIMIZ
Barlas ve Meyra eve girdiğinde diğerlerinin onları pür dikkat izlediğini bilmeden aralarında tartışmaya başladılar.
"Hadi her şeyi anladım senin ağacın dibinde ne işin vardı?" Diye bağırdı Barlas ceketini askılığa asarken.
Önden hızla ilerleyen kız durdu sinirle ona döndü. "Ne demek ne işin vardı? Gayet normal bir konumdaydım." Diye yalan söyledi. Hemen ardından kollarını göğsünde kavuşturdu. "Hem ben nerden bileyim senin ağaçtan düşeceğini?"
Meyra, annesi Songül gibi yalan söylemekte başarılıydı. Annesi ile ortak özelliklerinden biri zeytin yağı gibi üste çıkmaktı. Lakin bir askerde bu özellik ne kadar işe yarardı şüpheli.
Meyra önden karanlık odaya doğru ilerlerken arkasından sinirle bağırmak bir yana adeta kükreyen adamı dinliyordu. Ne kadar dinliyor gibi dursa da aslında umursamaz bir şekilde ilerliyordu. İkisi de odaya girdiğinde etrafında hiçbir şey o kadar umurlarında değildi ki ışığı açmadan tartışmaya devam ettiler.
Tıpkı Meyra'nın anne ve babası gibi...
Tıpkı evli bir çift kişilik gibi...
Meyra'nın anne ve babadı trvaması gibi bir şeydi. Şu an o kadar yorgun düşmüştü ki bayılsa şaşırmazdı.
"Bileceksin." Dedi Barlas kızın üzerine eğilmiş bir şekilde.
"Bilmem!" Diye bağırdı Meyra. "Sen ne kadar düşeceğini bilemiyorsan ben de bilemem." Dediğinde Barlas'ın bakışları kızın gözlerine tırmandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELDA
Aksi"Son dakika! Azerbaycan'da bulunan bir köyde meydana gelen patlamada köyün çoğunluğu yaşamını yitirdi. Bir sürü ülkeden gelen destek ile bazı insanlar kurtulabildi. Gerisi ne yazık ki vefat etti. Hayatta olan ve ailesini kaybetmiş insanlara baş sağl...