topçu oğlan

3.5K 72 7
                                    

İlk kitabım...
İyi okumalar

"Rize gibi bi yersin ve insanlar sıcaktan eriyor nasıl bir şey bu ya?"

Arabanın arka koltuğunda söyleniyordum. Sırf Ege'nin o sıcaklığından kaçıp memlekete gelmiştik ama çokta bi fark yok gibiydi.

"Kızım Rize bu. Bi bakmışsın 5 dakika sonra yağmur yağıyor. Sanki bilmiyormuş gibi konuşma"

Haklıydı. 10 yaşına kadar burada yaşamıştım sonrasında babam ani bir kararla İzmir'e taşınıyoruz diyip apar topar gitmiştik. O gün benim dönüm noktamdı. Her şeyimi bırakmak zorunda kalmıştım.

Ama beni en çok üzen başka bir konu vardı.
Gece 1-2 ye kadar yaylada top koşturduğum,her Allahın günü İdris amcanın bakkalından dondurma alıp derenin kenarında beraber keyif yaptığım, yapamadığım ödevlerimi ona yaptırdığım,her şeyini ezbere bildiğim,yeri geldiğinde güldüğümüz yeri geldiğinde ağladığımız o çoçuktan ayrıldığım için o gün hayatımdan bir parça koparılmış gibi hissetmiştim. O günden beri ondan haber alamamıştım. En çokta bu koyuyordu bana.

Her şeyi beraber yaptığın biriyle bir anda ilişkinizin kopması kadar korkutucu bir şey yoktu ve ben bunu yaşamıştım. Artık travma olmuştu. Sevdiklerimi kaybetmek...

En önemlisini unuttum bir gün beraber top oynarken o futbol oynamak için ısrar ederken bende voleybol oynamak için ısrar etmistim. İkimizde de laz damarı var tabi. Ne o kabul ediyordu ne ben. En sonunda sinirlenip saçlarını kavradım ve çekiştirmeye başlamıştım. Acıya dayanamayıp benle voleybol oynamayı kabul etmişti.

Ne çirkefmişsin be kızım.





🍃





Sonunda yaylaya gelmiştik. Babam arabayı park etti. Annemle ben bavulları alıp Hüseyin Amca'nın evinin yolunu tuttuk. Kısa bi selamlaşma faslı olduktan sonra bavulumu alıp misafir odasına geçtim.

Yatağa oturup pencereden manzarayı izlerken muhteşem sesimle şarkı söylemeye başladım.

Çok sevduğume değil bilmemene yanarum
Seni görduğum her gün içten içe kanarum
Kara gözlerun beni nasil yakti sevduğum
Hallarumdan bellidur seni ne çok sevduğum

Yüksek dağlara doğri haykirsam sevduğumi
Belki dağlar anlardi nasil özleduğumi
Bulut gibi hislerum savruldi yüreğune
Yağmur olur yağardum o uzun saçlarune

Sanırım kendimi fazla kaptırıp eve konser vermiştim. Aşağı inip bizimkilerin yanına gittim.

"Bizum deli kiz yine başladi şarki söylemelere"

"E tabi Ayşe Yengem özlemişsinizdir sesimi"

"Tabi özledum benum güzel Berfinum"

Sarılırken telefonu çalmaya başladı ayrıca zil sesi mükemmeldi ortamda bi anda kemençe çalmaya başlamıştı.

Mutfakla salon birleşikti ve ben su almak için mutfağa geçtim bi yandan herkes Ayşe Yenge'nin telefon konuşmasını dinliyordu.

"E tabi gelun gelun"

"Recepler geldu İzmirden sizde gelun hep birlikte olalum"

"Ha şu senin topçu oğlan?"

Topçu?

"Tamam Eminecum hepinizu bekliyrum aksama"

Telefonu kapattı. Herkes yengeme odaklanmış konuşmasını bekliyordu. En sonunda babam dayanamadı.

"Kimdi o?"

"Bizum Emine akşama yemeğe geleceğum dedi"

Sonradan aklına bir şey gelmiş olacak ki ekledi

"Ha bi de bunun topcu oğli yok mi? Adini unuttim şimdi"

"Alper..Barış Alper" diye hemen atıldım. Gözler bana dönmüştü.

"Heh Barış doğri hatta senun çocukluk arkadaşin"

Sadece kafamı sallayabilmiştim.

"Ee nolmuş ona?"

"O da İstanbuldan dönmus gelecekmus"

NE? Ne demek geliyor? 12 yıldır görmemiştim onu.
O gün bugün müydü? Hiç hazır değildim. Ya beni hatırlamazsa? İşte o zaman napıcaktım ben?

Kafam da bir sürü düşünce dönüyordu. Bardağı tezgaha bırakıp odama çıktım.





🍃

Gün Gelir | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin