21. Bölüm: Bitti Mi Hikayemiz?

867 67 30
                                    

"Öyle uzaktan uzaktan, hiç konuşmadan!" diyerek önümdeki pankek hamurunu çırpmaya devam ettim.

"Nasıl da bağladın benii!"

Dün yaşanan şeyden sonra keyfim pek bir yerindeydi. Aşkını itiraf etmiş ve beni öpmüştü.

Beni öpmüştü!

Ferit hâlâ uyanmamıştı. Ben de dün geceden beri uyuyamamıştım. Heyecandan mı yoksa ilk kez sevildiğini hissetmenin mutluluğu muydu bilmiyordum ama mutluydum. Keskin kahve gözlerine bakarken mutluydum. Çok mutluydum...

Hazır olan pankek hamurunu tavaya döktüm ve olması için beklemeye başladım. Tam o sırada arkamda hissettiğim o tanıdık koku iliklerime kadar gelince yavaşça arkamı döndüm.

Ferit gözlerime bakarak, "Günaydın bela." dedi ve ellerini çeneme götürdü.

"Kremayı elinle mi yapıyorsun yoksa çenenle mi?" diyerek çenemde duran ve oraya nasıl sıçradığını fark etmediğim pankek hamurunu sildi.

"Var böyle olağanüstü özelliklerim." dedikten sonra gülmeye başladık. Gülüşü o kadar çok huzur veriyordu ki insana, zaman dursun istemeden bakmaya devam etmek istercesineydi gamzeleri.

Sırtını mutfak dolaplarına yaslarken gözlerini bir dakika ayırmıyordu gözlerimden. Sanki diyecek o kadar şeyi vardı ki söyleyemiyordu bana.

Ya da benim de ona söylememi istiyordu.

"Ya bak ne diyeceğim." diyerek ocağı kapattı.

Gözlerine bakarak, "Daha olmamıştı!" dedim ve yeniden ocağı açtım.

"Açma, burada yemeyeceğiz." dedikten sonra açtığım ocağı yeniden kapattı.

Sabır.

"Ne demek burada yemeyeceğiz?"

Kollarımı önümde birleştirip gözlerimi gözlerine denk getirdim.

Ferit, "Dışarıda yiyelim. Hem sıkılmadın mı evde durmaktan?" diyerek önüme gelen iki tutam saçımı kulağımın arkasına aldı ve gülümsedi.

"Sıkılmadım, ayrıca benim yemeklerim dışarıdakilerden daha güzel."

Olmuş olan bir tane pankeki Ferit'in ağzına soktum.

"Nasılmış?" dedikten sonra bir pankek de ben yedim.

"Güzel." dedi ağzındaki lokmayı yutarak, sonra devam etti.

"Ama sen daha güzelsin."

Gülümsedim ve omuzuna vurdum.

"Aynen devam et böyle. Sonra diyorsun ki neden kıpkırmızı oluyorsun!"

Hafif sırıttım.

"Ben öyle bir şey demiyorum."

"Ne diyorsun peki?"

Mutfak dolaplarına yasladığı sırtını oradan çekti ve tam karşımda durdu. Aramızdaki mesafe yok denilecek kadar azdı.

"Bu hallerini sevdiğimi söylüyorum."

Baş parmağını yanağıma götürdü.

"Tam da şu an olduğu gibi."

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin