Şehit Kızı

404 63 14
                                    

Barbaros Kalkan

Evin zincirlendiğimiz kısmının karşısındaki koltukta uyuyan kadını izlerken beynim durmuş gibiydi. Soruma cevap vermemişti. Dağda ne işi olduğunu, buraya nasıl ve neden geldiğini anlatmamıştı. On yıl. Ayçiçek on yıldır dağdaydı. Ben uzakta, mutlu, huzurlu, güvende yaşadığını sanırken o... Nasıl olmuştu? Ayçiçek gibi biri nasıl teröristlerle bir olmuştu? Ya babası? Onu hiç mi düşünmemişti? Vatanı uğruna can veren, teröristlerin eline düşmektense kafasına sıkmayı tercih eden adamın kızı nasıl olmuştu da terörist olmuştu?

"Komutanım, siz bu yaşananlardan ne anladınız?"

Hiçbir şey. Hiçbir şey anlamamıştım. Daha karşıma terörist olarak çıkmasını atlatamamışken sonrasında olanlar zihnimi allak bullak etmişti. Bizi bırakmak, Melek isimli kızı kurtarmak istiyorlardı. Yırtıcı ve Akrep. İyi de neden? Kendimize göre kurallarımız var ne demekti? Kasap'ın yandaşı oldukları halde ondan gizli işler mi yapıyorlardı? Ya da... Gerçekten gizli görevde falan mıydı? Belki bize söylemek, kimliğini ifşa etmek istememişti. Bu düşünceye tutunarak Yalçının sorusunu "Belki de inkar etseler de gizli görevde falanlardır," diye cevapladım. Umudum bir dakika bile sürmeden Cihangir tarafından yok edildi.

"Sanmıyorum, komutanım. Akrep ve Yırtıcı ismini duymuştum ben."

Kelepçelerden kurtulamayacağını kabullenemeyen tek kişi olarak hala çabalayan Dağhan "Ne duydun, tilki?" sorusuyla konuşmayı dinlediğini belli etti. Bileklerinden kan akıyor olsa da pes etmiyordu.

"Kasap'ın en iyi iki yandaşı onlar, rambo." Cihangiri dinlerken bakışlarım hala koltukta uyuyan kadındaydı. Çocukken uzamaya izin vermediği saçları şimdi sırtının yarısını kaplıyordu. Koltuğa yayılmış siyah saçlar parmak uçlarımın karıncalanmasına neden oluyordu. Çocukken annesi, babası, ben... Hepimiz ayrı ayrı saçlarını uzatsın diye dil dökerdik, hiçbirimizi dinlemezdi. Sırf biz istiyoruz diye kendini yoramayacağını söylerdi. Nasıl olmuştu da saçlarını uzatmaya karar vermişti? "On yıldır dağda olup olmadıklarını bilmiyorum ama yedi yıldır Kasap'ın aldığı her solukta yanındalar. Gerçek isimlerini ya da neye benzediklerini bilen yok. Sanırım dağda yüzlerini gören nadir insanlardanız."

"Biz niye duymadık peki? Eylemlerde isimleri geçse kulağımıza gelirdi."

Cihangir Önderi "Yanlış bilmiyorsam hiçbir eylemin başında durmadılar çünkü, köse," diye cevaplayınca kaşlarım çatıldı. "Şehre hiç inmediler. Hep Kasap'ın yanındalardı. Benim anladığım, diğer yandaşlarının eline silah verip eylemlere gönderen Kasap, Akreple Yırtıcıyı beyin olarak kullanıyor. Üç yıl önce önceki timimle Kasap'ın itlerinden birini yakalamıştık. İkisiyle ilgili çoğu şeyi ondan öğrendim." Sessizlik yüzünden bakışlarımı Cihangire çevirdim. Tek kaşını havaya kaldırmış, uyuyan Ayçiçek'i inceliyordu. Sanki ona anlatılan kişiyle karşısındaki kişinin aynı olduğundan emin olmaya çalışıyordu. "Keşiflere gidiyorlar. Silahları, bombaları kimlerden alacaklarını araştırıyor, alışverişleri kendileri yapıyorlar. Kasap bir çok kez resmen ipten alındı ve itin söyledikleri doğruysa onu ipten alanlar da Akreple Yırtıcı."

Mahir "Ama Kasap Akrep'in hain olduğundan şüpheleniyor," dediği sırada kelepçelerle uğraşan Dağhan küfürler eşliğinde debelenmeyi bıraktı. Ben daha ilk dakikada kelepçelerden kurtulamayacağımızı anlamıştım. Çok sıkı bağlanmıştı. Küçücük boşluk dahi yokken şansımız yoktu.

Dakikalardır sessizliğini koruyan Nedimi duydum. "Şüphelense de öldürülmesine izin vermedi," demesiyle derin bir nefes aldım. Evet, bu da kafa karıştırıcı başka detaydı. Akrep kod adlı Ayçiçek Kasap için o kadar önemliydi demek. Normalde hain olduğundan şüphelendikleri birini şüphelendikleri anda delil olmadan infaz ederlerdi. Yırtıcıdan sadece gözünün üzerinde olmasını istemesi Ayçiçek'in ölmesini göze alamadığını gösteriyordu. "Sizce şu Yırtıcıyla olan konuşmaları gerçek miydi? Yoksa bizi yemlemeye mi çalışıyorlardı?"

Akrep [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin