13. Bölüm

99 14 30
                                    

Havuzdan çıkan Taehyung'un yüz ifadesi bulutluydu. O sırada, heyecanla yaklaşan Jungkook'un neşesi, Taehyung'un suratındaki ifadeden hemen kayboldu.

Jungkook, Taehyung'a yaklaşarak, "Neler oluyor? Niye böyle görünüyorsun?" diye sordu, endişeyle.

Taehyung yürümeye devam ederek derin bir iç çekişle, "Jisoo beni reddetti. " dedi kısaca.

Jungkook'un yüzünde şaşkınlık belirdi. "Neden? Ne oldu?"

Taehyung omuzlarını silkti. "Anlamadım. Sadece reddetti. " dedi hayal kırıklığıyla.

Tam o sırada, duyduklarını zevkle dinleyen Jackson, onların yanına yaklaştı. "Oh, bak kim gelmiş! Reddedildiğini mi söylemiştin?" dedi alaycı bir şekilde. "Sana söylemiştim, Taehyung. Jisoo seninle oynuyor, seni atacak demiştim."

Taehyung'un yüzünde öfke belirdi. "Bunu duymak istemiyorum." dedi sert bir tonla.

Jackson sırıtarak devam etti, "Hayır, hayır. Bunu duymak istemiyorsun çünkü gerçek bu. Ama sen hala kör körüne aşık olmaya devam ediyorsun."

Taehyung, sinirle yumruklarını sıktı. "Kapat çeneni, Jackson." diye homurdandı.

Jackson, provokasyonuna devam etti. " Ama gerçeği kabul etmekten kaçamazsın. Jisoo'nun küçük bir sürtük olduğunu kabul et."

"Yeter, Jackson!" diye bağırdı Taehyung, sesindeki öfke titreyerek.

Jackson, sinsice sırıtarak, "Oh, duygusal mı oldun? Aşık olduğun kız bu, ben ne yapabilirim?" dedi alaycı bir tonla.

Taehyung'un yüzünde bir kararlılık belirdi. "Jisoo öyle biri değil!" diye haykırdı ve hızla Jackson'a doğru yürüdü.

Jackson, alaycı gülümsemesini koruyarak, "Peki, ne yapacaksın? Beni mi döveceksin?" diye sordu, Taehyung'un tepkisini ölçer gibi.

Taehyung'un yumrukları hızla Jackson'a doğru savruldu ve birbirlerine girmeye başladılar. Gözleri dönen Taehyung, Jackson'a yumruklarını sertçe indirirken, Jackson da ona karşılık vermekte gecikmiyordu. Her yumruk, havada çıkan hırıltılarla birlikte, okulun etrafını saran sessizliği yırtıyordu.

Jungkook, panikle onları ayırmaya çalışıyordu, ancak ikisi de kontrolü kaybetmişti. Birbirlerine sert darbeler indirirken, gözlerindeki öfke ve hırsı okulun tüm öğrencileri izliyordu. Bazıları heyecanla olayı izlerken, diğerleri endişeyle uzak duruyordu.

Taehyung'un içindeki öfke, Jackson'u her darbeyle daha da hırpalarken, Jackson da geri adım atmıyordu. Ancak, Taehyung'un içindeki kontrol kaybolmuştu ve sonunda Jackson'u yerde yere serdi. Gözlerinde hala öfke dolu bir bakışla, Jackson'a yaklaştı ve sertçe ona vurmaya devam etti.

Olay yerine gelen güvenlik görevlileri, sonunda Taehyung'u Jackson'un üstünden kaldırmayı başardılar, ancak Taehyung'un gözlerindeki öfke hala sönmemişti.

Jungkook Taehyung'un koluna girip onu uzaklaştırdı. Taehyung'un sinir soluması biraz azaldığında onu dışarıdaki banklara oturtup sordu. "Anlat bakalım. Normalde Jackson'a katlanırdın. Jisoo ile aranızdaki seni bu kadar sinirlendirmiştir."

Taehyung kızaran ellerini ovuşturup kaşları çatık bir şekilde Jungkook'a döndü. "Bana beni sevdiğini söyledi."

"Bu zaten belliydi. Ama madem seni seviyor, neden reddetti?"

"Aynısını sordum ama tek kelime etmeden kaçtı."

Jungkook elimi Taehyung'un omzuna koydu. "Eminim geçerli bir sebebi vardır Taehyung, yakında öğrenirsin. Sonuçta seni seviyor."

"Bilmiyorum Jungkook... Jisoo'yu bilirsin, asla erkekleri kabul etmez. Bana seni seviyorum demesi bile bir mucizeydi. Bunun arkasında her ne varsa Jisoo için büyük bir neden."

"Haklısın..."

Taehyung sessizce başını aşağı eğip sustu. Jisoo'nun erkeklerden bu kadar uzak durmasının sebebi neydi?

"Jisoo'yu tekrar gördüğünde konuşursun, bu kadar takma..." Jungkook'un gözleri bir yere takılmıştı heyecanla konuştu. "Taehyung bak Jisoo!"

Jisoo havuzdan çıkmış, kıpkırmızı gözlerle uzaklaşıyordu. Taehyung hızla başını kaldırıp Jisoo'ya baktı. Arsından Jungkook'a dönüp "Gidiyorum." dedi.

Koşarak Jisoo'ya yetişti. "Jisoo!"

Genç kız yavaşça arkasına döndü. İfadesizce sordu. "Ne oldu?"

"Jisoo neden olamayız?"

Jisoo Taehyung'un yüzündeki çizik ve morlukları kaşlarını kaldırdı. "Yüzüne ne oldu?"

"Bu önemli değil, bana beni neden reddettiğini söyle."

Jisoo'nun ifadesinde karışık duygular belirdi ve sessizce başını salladı.

"Taehyung... Bir şey var ama sana bunu açıklayamam. " dedi titreyen bir sesle.

Taehyung'un gözlerinde endişe ve merak vardı. "Ne demek istiyorsun, Jisoo?" diye sordu, kalbindeki endişeyi gizleyemedi.

Jisoo, sessizce nefes alarak devam etti. "Sadece, şu anda benimle ilişki kurmanın doğru olmadığını düşünüyorum. " dedi sessizce.

Taehyung'un yüzünde şaşkınlık ve üzüntü bir araya geldi. "Neden?" diye sordu hüzünle.

Jisoo, başını hafifçe eğdi. "Sana şimdi detayları veremem, ama lütfen bana inan." dedi sessizce. "Sadece, uzak durmanı istiyorum. Lütfen, turnuvaya, beni izlemeye de gelme."

Taehyung'un kalbi sıkıştı, ancak Jisoo'nun isteğine saygı göstermek zorunda olduğunu biliyordu. Derin bir iç çekişle, başını hafifçe salladı. "Anladım, Jisoo." dedi içtenlikle. "Ama bilmelisin ki, seni seviyorum ve senin yanında olmak istiyorum, ne olursa olsun."

Jisoo'nun gözlerinde hüzün ve kararlılık bir araya geldi. "Teşekkür ederim, Taehyung," dedi sessizce. "Ama şimdilik, bu en iyisi."

Crush On You - VsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin