Ertesi gün.
Başımı parmaklıklara yaslamış yırtık ve kirlenmiş kıyafetlerim ile göz yaşı döküyordum,dün akşamdan beri ağlamam durmamıştı.Göz yaşlarımı silsem de yeni göz yaşlarım sürekli akıyordu,onlara yetişemiyordum.
"Yapmadığım bir şey yüzünden hapisteyim."Güldüm ve
"Hem de tecavüze uğruyordum ama beni kimse dinlemiyor."
"Dediğim gibi Klerus ile iletişime geçmeliyiz."
"Öyle öyle de babamın buna izin vereceğini düşünmüyorum,en iyi seçenek ise mahkemeye çıkmak olur."
"Kararını verdiysen eğer.."
Tekrar hüngür hüngür ağlamaya devam ettim,Deomric beni yatıştırmaya çalışsa da hiçbir işe yaramadı.Akşama doğru merdivenlerin başında kapı sesi geldi,yavaş adımlarla önce bacaklarını gördüm sonra da bana kızgın bir şekilde bakan Olgeda kralını.Ellerini arkada birleştirmiş yavaş yavaş yürüyüp parmaklıkların önüne gelip durdu,gözlerinde küçümser bir bakış vardı sanki gözlerinin önünde tiksinç bir insan varmış gibi bakıyordu.
Ona soğuk zeminin üstünde oturmuş hayal kırıklığı ve üzüntüyle baktım,
"Ben yapmadım,o her şeyi planlamış ben suçsuzum!"Gözlerimden tekrar yaşlar aktı,
"Albert'ın cebinden bir not çıktı ve iki kadın hizmetçi de şahit oldu,hala daha inkar mı ediyorsun?"Başımı sol omzuma eğdim ve
"Rüşvet vermiş olmalı."Babam iç çekti ve
"Suçlusun bu yüzden de cezalandırılacaksın."
"Bana ne olacak?"
"Mahkemeye çıkarılacaksın,yüz konsey üyesinin önünde kendini haklamaya çalışacaksın eğer masumsan özgür bırakılacaksın suçlu isen cezalandırılacaksın."
"Ya suçlu olursam?"
"Uygun bir ceza verilecek."
Yüz konsey üyesi...O adamlar otuz rütbeli krallara bağlı ve her krallıkta kendilerine ait bir kaleleri var.Krallıklar ne kadar kral ve kraliçelerle yönetilse de o hanedan sürekli olarak otuz rütbeli krallara bağlıdır,mahkemeye çıkarılsam da kendimi haklayamayacağım çünkü ben içerideyken onlar her şeyi halletmiş olacak bense burada ceza almayı bekleyeceğim.
"Ne zaman olacak mahkeme?"
"İki gün sonra."
Babam bana son bir bakış attı ve yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıp gözden kayboldu.
Aerlion Olgeas'ın gözünden :
Safhira ile konuştuktan sonra yukarı saraya çıktım,Ashelia'nın odasının önünden geçiyordum kapıyı tıklattım ve içeri girdim.Flore ile birlikte sarılıp uyuyorlardı,onlara bakıp gülümsedim ve odadan sessizce ayrıldım.Yatak odama geldim ve gömleğimde ki düğmeleri açıp rahat bir nefes aldım,bir kadeh şarap koyup hafif esen rüzgarın eşliğinde balkona çıktım.Bir kaç dakika Olgeda'nın manzarasını izledim ve onun manasını hissettim,kalbim yerinden çıkacak kadar hızlı atıyordu.Yavaş adımlarla yürüdü ve durdu kendisine de bir şarap koydu ve kalın soğuk sesi ile
"Keyfin yerinde bakıyorum,ağabey."
Arkama dönüp kardeşim Klerus'a baktım,siyah uzun deri bot giymişti,siyah pantolon ve siyah gömlek üstünde vardı.Ellerine baktım siyah eldivenleri ile şarap kadehini tutuyordu.Kapüşon'unu biraz açtı ve bana öfke ile baktı,
"Kızımı hapse attıktan sonra keyfin oldukça yerinde bakıyorum."Güldüm ve
"Hayır,hayır..."
"Hayır?"Aniden hızla üzerime yürüdü,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİABLO : LANETLİ SOY
FantasyBin yıllık bir nefret,kin,öfke Lanetliyorum,benim olana el uzatanları Lanetliyorum,tahtıma el sürenleri Lanetliyorum,tacıma dokunanları Yetmez! Benden sonra gelen ve benim tahtıma oturan her soyu LANETLİYORUM! Bu sözler savaşta köşeye sıkışmış bir...