Bir hafta geçmişti fotoğraf çekiminden. Bir haftadır bize verilen o rutini yapıyorduk. Fotoğraf çekimi hariç. Çünkü kimseye bir markadan iş gelmemişti.
Sabah 8.42 falandı. Plates ve sporu bitirmiştim. Günün en zor kısmını şimdi gidip soğuk suyla duş almam gerekiyordu. Aslında almak istemiyordum. Ama o sapık pislik duşlara kamera eklemişti.
Gerçekten tacizin böylesi. Bir de normal birisiymiş gibi davranıyordu. Bu da deli ediyordu. Arada ağlıyordum. Çaresizlik bir yer olsaydı. Kesinlikle burası olurdu.
Duştan çıktım. Üstümü başıma birşeyler giyinip odadan çıktım. Ve yemek salonuna indim. Kızlarla sohbet ede ede yemeğimizi yedik. Hepimiz bıkmıştık. Ama hiç birimiz bir şey söylemiyorduk. Çünkü korkuyorduk. Çünkü çaresizdik.
Salona indik. Kilo, boy, esneklik, şınav, mekik, bel ölçüsü, kas yağ oranı, bacak uzunluğu gövde uzunluğu ölçümlerini yaptık. Tahmin edebileceğiniz üzere çoğu çıplaktı. Artık alışmıştım. Çaresizliğime.
Üzerimizi değiştirmeye gidecekken "Durun!" dedi. Bizde dönüp ona baktık. "Ne oldu?" dedim.
"Size müjdeli bir haberim var!"
Asel heyecanla "Nedir?" dedi. Asel gerçekten çocuk gibiydi. Hepimizi güldürüp eğlendiriyordu. Komikti. Sevecen ve neşeliydi. Ama bize hissettirmedigi bir tarafı var gibi seziyordum.
Asel esmer ve saçı bukleler şeklinde olan çok tatlı, güzel ve seksi birisiydi. Erkek olsaydım onun bana vermesini isterdim.
"Aslında daha çok Çağla için müjdeli bir haber. Çağlaya bir markadan çekim istediler. Ve sizin de bir gün çekiminiz olduğunda bön bön bakmayın diye sizi de götürüyorum."
"Teşekkürler" dedi herkes bir ağızdan.
"Hadi gidin üstünüzü değistirin." dedi melek yüzlü şeytan.
Gidip üstümüzü degistirdik. Garip hissediyordum. İlk kez bir marka için çekim yapacaktım. İlk kez şu soktuğumun hapis çektiğim konaktan dışarı çıkacaktım. İlk kez çıplak fotoğraf çekmeyecektim. Acaba ne markasıydı diye düşünürken tamamen giyinmiştim.
Kabinden çıktım. Diğer iki kişiyi daha bekledikten sonra hepimiz aşağı inmeye başladık. Hepimiz çok heyecanlıydık. Birbirimiz dışında normal insan görmeyeli uzun zaman olmuştu. Artık bizde kafayı yemiş durumdaydık.
Hepimiz araçlara bindik ve yolculuğa başladık. Yaklaşık bir 30 dakika sonra çekimlerin olacağı yere gelmiştik. Bir stüdyoydu. Koray önden gitti ve çekim ile ilgili bilgi öğrendi.
Oturduğumuz yer bir deri koltuktu. Beyaz ışıklar ve beyaz bir mermer ile kaplanmış bir odaydı. Kızlarla koltuklarda oturuyorduk. Görevliler ayakta bekliyorlardı. Koray Bey danışmayla konuşuyordu. Danışmanın yanında asansör ve merdivenler vardı.
Merdivenden bir kadın indi. Şık bir takım elbise giymişti. Saçlarının dibi gelmişti. Boyadığı renk siyahken dipleri beyazdı. Yakalanmaktan korkuyor gibi bir enerjisi vardı.
"Hoşgeldiniz Koray Bey." dedi kadın.
"Hoşbulduk." dedi Melek yüzlü şeytan.
"Sizleri yukarı alalım." dedi.
"Tamam ozaman. Hadi kızlar." dedi.
Hepimiz ayağa kalkıp merdivenlere yöneldik. İki kat çıktıktan sonra uzun bir koridorun olduğu kata geldik. Koridorun en sonundaki kapıya geçtik.
Yine bembeyaz ışıklarla dolu bir odaydı. Bembeyaz ışıkları sevmem. Ben daha çok gün ışığı gibi hafif sarı ışıkları severim.
Kadın "Çağla Hanım siz giyinme kabinindeki krem rengi olanları giyim ve gelin." dedi. Ben kabinlere doğru yönelirken kızları biryere oturtmuşlardı.
Acaba nasıl bir elbise yada t-shirt yada sweatshirt beklerken içeri girmemle Koray Bey'den beklenen şeyi görmem bir oldu. Tabiki de iç çamaşırı çekimiydi. Delirecektim.
İçerideki kabinde üç tane renk vardı. Beyaz, siyah ve krem rengi... İlk önce krem rengi olanları giydim. Ama bir sorun vardı. Bu renk benim ten rengine çok yakındı. Üstelik dantelli bir modeldi.
Gerçekten şuan ölmek istiyorum.
İçeriden çıktım. Ve yavaşça yürümeye başladım. Çekimin olacağı yere doğru kizalr bana çok dikkatlice bakıyordu. Şaşırmışlardı. Onlar de benim gibi elbise falan bekliyorlardı.
"Elbise olacak sanıyordum." dedi Ebrar
"Bende" dedi Ceren
Asel bana bakıp gülümsedi. Elleriyle beni destekleyen bir hareket yaptı. Bende gülümsedim. Asel en sevdiğimdi.
Kameranın karşısına geçtim. Yanıma bir adam geldi. Bana pozları gösterecekmiş. Ellerimi iç çamaşırımın üzerine koymam gerekiyormuş. Dediği gibi yaptım birden fazla fotoğraf çekti.
"Şimdi Çağla Hanım ellerinizi arkada birleştirelim lütfen." dedi. Bana örnek gösterirken.
"Tamam." dedim. Ellerimi arkada birleştirdim.
Yine fotoğraflar çektikten sonra aynı adam:
"Şimdi arkanızı dönün ellerinizi önde birleştirin." dedi.
Her ne kadar sinir olsam da yapacak başka birşeyim yoktu. Yine birkaç tane fotoğraf çekti. Sonra kamerayı biraz daha yükseltiler. Memelerimin yüksekliğine...
"Şimdi ellerinizi arkada birleştirin." dedi. Yine birkaç tane fotoğraf çekti.
"Şimdi arkanızı dönün ve ellerinizi önünüzde birleştirin." birkaç fotoğraf daha çekti.
"Şimdi yatağı getirin!" diye seslendi. Ne yatağı aq ne çekiyoruz.
İki tane adam bir tane yatak getirdiler. Zaten altında tekerlekler vardı. Sadece sürüklediler.
"Şimdi yüzüstü yatın" dedi.
"Ne?"
"Yüzüstü yatın." Dedi.
Başka çarem yoktu. Dediğini yaptım yatağa yüzüstü yattım. Yatağın üstündeki yastıkların bir tanesini alıp
"Bir elinizi altına yastığın altına koyun diğer kolunuzu ise üzerine koyun. Kafanızı da kolunuzun yanına yastığa koyun." dedi.
Dediğini yaptım. Doğal bir görüntü yakalamaya çalışıyorlardı. Sanki ben yatakta yatıyorumuşum gibisinden. Fotoğrafları çektikten sonra sırtüstü yatmamı istedi. Dediği gibi yattım. Bu sefer kamera çekimini üstten başka bir kamera yerleştirip yaptılar. Birkaç fotoğraftan sonra ben ışıktan, stresten kan ter olsam da daha sadece 1. rengin ki bitmişti.
Adam
"Siz içeri geçin ve siyah olanı giyinin." dedi."Tamam." dedim.
Kabine girip siyah olanı giydim. Bu çok dikkat çekiciydi. Tekrardan aynı şeyleri yaşıyormuş gibi hissediyordum. Hissetmektedir haklıydım sanırım. Aynı pozları tekrar tekrar verdim. Tekrar tekrar aynı fotoğrafları çektik.
Tekrar soyunma odasına gittiğimde beyaz olanı giydim. Bu en az dikkat çekniydi. Diğer ikisi gibi yine dantelliydi . Giyinip aynı yolları tekrar tekrar yürüdüm.
En sonuncu ikinci pozu. Yataktaki pozu yüzüstü pozu verirken adam iç çamaşırının lastiğinin içeri kaçtığını farkedip düzeltti. Yine çok rahatsız ediciydi. Ama o an şunu anladım. Sanırım bu iş camiasında kimse bana yanlış gözlerle bakmıyordu. Herkes sadece işini yapıyordu. Herkes sadece evine götürebileceği ekmek için çabalıyordu. Hiç birinin başka bir amacı yoktu. Hepsi işi gücüyle alakadardı. Ama Koray için aynı şeyi söylemezdim. Onun verdiği Vibe hiçte öyle değildi. O bir sapıktı. Bundan eminim.
Yorum atmayı ve oy kullanmayı unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SPOT IŞIĞI/+18
ChickLit"Soyunun." dedi. "Ne?! Ne demek soyunun?! Bu bir mülakat değil mi?" diye sordum. "Hanımefendi bu zaten mülakat. Eğer mankenlik mülakatına katılmak istiyorsanız soyunmanız gerek." dedi. "Tamamen mi?". "Evet tamamen. Endişelenecek birşey yok." dedi bi...