Karanlığın, hiçliğin ortasında yine ben vardım. Yine aynı senaryo oynayacaktı. Elimde bir hançer sağ bileğimden akan siyah kan.
" Vakti geldi!" diye bir fısıltı duyuldu. Sonrasında ise karanlık beni yuttu.
.
.
." Günaydın Hünkârım!" gözlerimi kırpıştırarak açtım. Yatağın üzerine çıkmış beni uyandırmaya çalışıyordu. Ve evet, bu gün toplantı vardı.
" Günaydın Sultanım" dedim ve yatakta doğruldum. Elimle bulanık gören gözlerimi ovalıyordum.
" Saat kaç Sultanım?" derken yataktan kalkıp esnedim. O sırada KKTC telefonumu alıp saate bakmaya çalışıyordu.
" Saat Altı baba" dedi ve telefonu bırakıp bacaklarıma sarıldı. Dördüncü sınıfa gitmesine rağmen yine de minicikti. Bu beni mutlu ediyordu aslında. En azından hemen büyümeyecekti.
" Pekâlâ Sultanım "
.
.
.Üzerime takım elbisemi giyidikten sonra saçlarımı örmeye çalışıyordum. Saçlarım kalçama kadar uzansa bile örmek yine zordu benim için. Önümde olan iki beyaz perçemi örgüden ayırarak önüme düşmesine izin verdim.
İçeriden gelen paytak paytak adım seslerini duyduğumda KKTC'nin geldiğini anlamıştım.
" Çok güzel olmuşsunuz Hünkarım!" dedi ve yine bacaklarıma sarıldı. Minik bedenini taşımak hiç zor değildi, bu yüzden onu yine kucağıma aldım.
" Teşekkür ederim Sultanım " diyip tekrar yanağından öptüm. Tombiş tombiş yanakları vardı.
" Şimdi ben gidince buraya Nihan Ablan gelecek"
Mutlu olduğunu hissedebiliyordum
" Nihal ablanın ikizi olan Nihan abla mı?" Kafamı onaylar anlamda salladıktan sonra yine konuşmaya devam ettim" Nihan ablayı üzmek yok, anlaştık mı Sultanım?"
O da benim yanağımdan öptü ve " Anlaştık Hünkarım!" dedi..
.
.Nihan ve Kıbrıs'a el salladıktan sonra arabaya bindim. Nihal yanımda bana toplantıda asıl konuşulacak konutu söylerken ben de kağıtlara bakıyordum. İki işi bir arada yapmak zordu...
" Ve bunu da söyledikten sonra toplantı bitecek, Bay Türkiye?"
Kafamı kaldırıp Nihal'e baktım" İyi misiniz? İsterseniz-"
Elimle" Hayır hayır, teşekkür ederim ancak başa çıkabilirim. Kıbrıs hasta olduğu için zaten bir toplantı kaçırdım. Bir daha olursa Amerika kafasında kurduğu şeylerden yola çıkarak benden şüphelenebilir ve gereksiz bir kargaşa çıkarır. Bende bunu Türk halkı için istemem "
Nihal bir yandan bana hâk verdi ancak dönen başım onu endişelendiriyordu. Bu yüzden birşey de söylemiyordu.Biz arabadan indiğimizde toplantının başlamasına on dakika kalmıştı. Kendi ülkemin başkanı Bay Erdoğan'ın da gelmesiyle NATO binasına geçtik. Bay Erdoğan başkanların toplantı yapacağı tarafa geçerken bende Nihal ile ülkelerin olduğu yere geçtim.
Almanya'nın masada oturduğunu gördüm. Fransa ve (D)İngiltere konuşurlarken İtalya da ayakta duruyordu. Beni gördüğü an hızla yanıma geldi
" How are you Mr. Republic of Turkiye?""Nasılsınız Bay Türkiye Cumhuriyeti?"
Gülümsemeye çalıştım ancak başarılı olamadım
" I'm fine, how are you Mr. Italy?""İyiyim, siz nasılsınız Bay İtalya"
dedim ama içten içe ölüyordum. Karnım ağrıyordu ve midem altüst olmuştu.
" I am also good "
" Bende iyiyim" dedi sonra oradan ayrıldım ve kendi koltuğuma oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans
FanficTürkiye~~~🇹🇷 ( Buradaki yazdıklarım sadece eğlence amaçlıdır. Hiçbiri gerçek değil ve sakın inanmayın ) ve birşeye açıklık getirmek istiyorum. Doğu Türkistan şu anlık Çin'in esiri ancak kurtarılacak. ( Keşke gerçekte de öyle olsaydı)