Aynanın karşısında kendime bakıyordum. Ne çok şey yaşanmıştı iki yıl önce ve hepsinin üzerinden kalkmıştık. Beraber.Dün hastaneden yeni taburcu olmuştum ve anında bütün yakınlarımız ile piknik yapmıştık. Herkes oradaydı. Uyandığımda hiçbir şey hatırlamıyordum. Almanya ve Özbekistan bana olanları anlatmıştı. Ülkemde deprem olmuştu. Yıkılan binalar ve insanların ölümleri beni kötü etkilediği için iki yıl uyumuş ve kendimi toparlamaya çalışmıştım. Ancak bilmediğim şey Babam, Annem, Dedelerim ve diğer yıkık devletler ortaya çıkmıştı. Mutluydum.
Aynanın karşısında hâlâ kendime bakıyordum. Evet, depremden sonra bazı şehirlerim çok fazla zarar görmüştü. Bu zararlar da benim bedenimde yaralar olarak ortaya çıkmıştı. Yüzümde birkaç tane vardı. Birisi sol kaşımın ortasından başlayıp sol gözümün biraz altında bitiyordu. Diğeri ise çenemden başlayıp burnuma doğru ilerleyen bir yarıktı.
" Baba?" Kıbrıs kapının arasından başını çıkarmış bana doğru bakıyordu. Meraklı gözleri üzerimde gezindi ve bir yere gideceğimi anlamıştı.
" Bir yere mi gidiyorsun?" kafamı onaylar anlamda salladım. Şu an tek istediğim şey sesimin geri gelmesi olabilirdi." Anladım " dedi üzgünce. Taburcu olmamdan sonra izin almamı isteyip onlarla vakit geçirmemi istemişlerdi. Ama yapamadım. Ülkemdeki insanlar hâlâ kötü bir durumdaydı.
Kravatı bırakıp Kıbrıs'ın boyuna gelmek için dizimi yere koydum ve elimle çenesinin altından tutarak kaldırdım.
Elimle beden dili ile ' Geldiğimde KKRY ile beraber lunaparka gidelim mi? Belki amcaların ve deden ile babaannen de gelir, ne dersin? ' dedim.Kıbrıs'ın yüzünde açan bir gülümseme beni de mutlu etmişti. Hızla ayağa kalktım ve Kıbrıs'ın başını okşadıktan sonra aşağı indim. Nihal da araba ile beraber aşağıda beni bekliyordu. Merdivenlerden inip mutfağa geldim. KKRY masada kahvaltı ederken hızla yanına gidip yanağından öptüm. Hızla arkamı dönüp Kıbrıs'ın da yanağından öptükten sonra kapıdan çıkıp Nihal ile beraber arabaya bindik.
Nihal bana ilk önce iyi olup olmadığımı sormuştu çünkü bu toplantı BM ( Birleşmiş Milletler ) de olacaktı. BM de bütün ülkeler olacağı için beni rahatsız edecek her hangi birşey istemiyorlardı doğal olarak. Ancak ben iyiydim.
Uzunca bir yol gittikten sonra BM binasının önüne gelmiştik. İlk önce önde ve arkamızda olan arabalardan korumalar indi. Etrafımızda BM güvenlikleri ve Askerler vardı. Daire bir şekilde etrafımızı sarmışlardı. Bizi çekmeye çalışan gazeteciler ve diğerlerini dışarıda tutmaya çalışıyorlardı.
Korumalar bizim olduğumuz arabaya gelip kapıyı açtılar. Önde Nihal inerken bende arkasından inmiştim. Ülkemde olan deprem nedeniyle etrafımı sarmış olan tam on tane koruma vardı. Nihal de yanımda, kulağındaki kulaklıktan birine bizim geldiğimizi söylüyordu.
BM binasından içeriye girdik. Danışmanlıkda olan insanlar bize hayran gözlerle bakıyorlardı. Onlara gülümseyip önüme döndüm. Nihal bana baktı ve " Heyecanlı mısınız ülkem?" Korumalardan biri asansörün gelmesi için düğmeye basarken ben de Nihal'e gülümseyip beden dili ile
' İki yıl sonra mı? Kesinlikle 'Nihal gülümsedi ve bana sarıldı. Beklenmedik bir anda olduğu için biraz şaşırmıştım. Sonra bende ona sarıldım ancak gelen asansörün sesi ile ayrılıp asansöre bindik. Yukarı çıkarken bizim bu toplantıda olacağımızı sadece BM ve kardeşlerim biliyordu. Anlaşılan sürpriz olacaktı herkes için.
Asansör geldiğimizi belirten bir ses çıkardığında asansörün kapısından korumalar çıktı. Arkalarından biz çıkarken arkamıza da dört beş tanesi geçmişti. Toplantı salonunun kapısına geldiğimizde içeriden bazı sesler geldi. Nihal elini kulaklığına tekrar atıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans
Hayran KurguTürkiye~~~🇹🇷 ( Buradaki yazdıklarım sadece eğlence amaçlıdır. Hiçbiri gerçek değil ve sakın inanmayın ) ve birşeye açıklık getirmek istiyorum. Doğu Türkistan şu anlık Çin'in esiri ancak kurtarılacak. ( Keşke gerçekte de öyle olsaydı)