Lütfen burayı okumadan bölümü okumaya başlamayın. Burda diyeceklerim bazılarınızı üzebilir. Şöyle ki biliyorsunuz okulun açılmasına az kaldı ve derslere dönme vaktimiz geldi. Benim de bu bir yıl içinde anneannem den anneme annemden de bana geçen bir hastalığı olduğunu öğrendik. Annem ameliyat oldu ama benimki daha küçük olduğu için ameliyatı gerek görmediler.Bu hastalığın büyümemesi için de benim zayıflamam gerektiğini söylediler ve bu benim için zor bişi. Ben evden asla çıkmayan bir insanım.
Bu yüzden hem ders hem de hastalık beni çok zorluyor. Bölümleri belki haftada bir belki de iki haftada bir ancak atabilirim ancak en iyisi için deneyeceğim. Bu bölümü bu yüzden atıyorum. Yoksa up uzun bir bölüm yazacaktım ancak vaktim olmadı. İyi okumalar görüşürüz sevgili okurlarım
.
.
.Türkiye
Uçağın merdivenlerinden inmeye başladık. Önden inen Başkan Erdoğan ve ben, bizim arkamızdan gelen Nihal ve Başkan Erdoğan'ın asistanı geliyordu. Asistanlarımızın arkasından da birkaç koruma daha indi ve hep beraber sahnenin olduğu toplanma alanına ilerlemeye başladık.
Başkanım ve ben yan yana ilerlerken bana dönerek,
" Heyecanlı mısın Ülkem? Eğlence amaçlı olan bu tatil haftasında kendini rahatlatmaya bak, olur mu?" dedi. Gülümsedim. Elini omuzuma attı.
" Biraz heyecanlıyım ve evet, kendimi bu hafta rahatlatmaya odakladım. Ailem ile birlikte vakit geçirmek istiyorum "dedim.Güldü. Bende güldüm. Sahnenin olduğu yere ilerlerken üzerinde olduğumuz adanın ormanı harikaydı. Sahne ise ormana giriş gibi biryere kurulmuştu. Güvenlikler sahnenin etrafına yerleşmeye başlarken ben ve Nihal, Başkan Erdoğan ve asistanı ile vedalaştık. Onlar başkanların olacağı yere gideceklerdi. Bu hafta içinde Başkanımız Erdoğan ile görüşmemiz biraz zordu. Bu yüzden sanki sonuncu görüşmemiz gibi sarıldık. Sonra ise onlar başkanların ağırlanacağı yere gitti.
Burada olan tek ülke bendim. KKTC ve GKRY'yi aileme emanet etmiştim. Benimle kurallar gereği gelemezlerdi, bu adaletsizlik olurdu. Sahneye çıkan basamaklara adımlamadan önce başımı eğip üzerimdeki kıyafetlere baktım. Üzerimde Beyaz bir kısa kollu tişört, altımda mavi, diz kapaklarımın bir el yukarısında bebek mavisi olan bir şort, ayaklarıma gelirsek de mavi renk çoraplar ve beyaz bir spor ayakkabı giyinmiştim.
Ayrıca saçlarımın üzerine yerleştirdiğim gözlüğüm de siyahtı. Saçlarımı ise tıpkı Norveç'in yaptığı gibi topuz yapmıştım. Percemlerimi arkaya sabitleyip masmavi gözlerimin öne çıkmasını sağlamıştım.
( Bişi sorcam! Türkiye depresyona girip saçlarını kessin mi? yoksa uzun kalsın mı karar veremedim... Bu yüzden bu görevi size veriyorum. Cevabı bekliyorum!)
" Ülkem, herşey hazır!" dedi Nihal yanıma gelerek. Elindeki konuşma kağıtlarını bana verdi ve beraber basamakları çıktık. Ben kürsüye geçip kağıdı yerleştirirken Nihal ise kürsünün yanındaki perdenin arkasına geçti. İşte şimdi herşey hazırdı. Konuşmamı tekrar tekrar okurken kendi düşündüklerimi, o anda aklıma gelenleri söylemeye karar vermiştim.
Nihal ise kulağındaki minik kulaklıktan sahil de herşeyin yolunda olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordu. Yarım saatten fazla olmuştu. Geldiğimiz yönden bize doğru bir güvenlik görevlisi bu tarafa doğru koşuyordu. Nihal ve ben merakla görevlinin buraya gelmesini beklerken yerimizde duramıyorduk. Ben kürsüden inip basamakların olduğu yerde durdum. Güvenlik görevlisi ise basamaklara gelip iki basamak çıktıktan sonra kulağıma yaklaştı. Bende ona doğru yaklaşınca " Ülkeler adaya inmiş Ülkem, başkanları diğer tarafa gidiyorlarmış. Şimdi gelirler " dedi ve yanımızdan ayrıldı. Nihal'e baktım ve geldiklerini sinyal verdiğimde o da hızla derin bir nefes aldı ve bana gülümseyerek " Herşey mükemmel olacak Ülkem!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Countryhumans
FanficTürkiye~~~🇹🇷 ( Buradaki yazdıklarım sadece eğlence amaçlıdır. Hiçbiri gerçek değil ve sakın inanmayın ) ve birşeye açıklık getirmek istiyorum. Doğu Türkistan şu anlık Çin'in esiri ancak kurtarılacak. ( Keşke gerçekte de öyle olsaydı)