Kiss me hard before you go...
___
Tıklatılan kapısı ile bilgisayardan başını kaldırarak "Gir" diye seslendi Taehyung, içeriye giren stajyeri önce başıyla selam vermiş ardından ise "Dışarıda sizi bekleyen bir hanımefendi var, Jeon Jungkook'un annesi olduğunu ve sizle görüşmek istediğini söylüyor." demişti.
Taehyung ise önce bir of çekmiş ardından ise "Tamam gelsin" diyerek bilgisayarını kapatmıştı.
Stajyer kapıdan çıktıktan sonra içeriye Bayan Jeon'un girmesi ile ayağa kalkmış ve selam vermişti Taehyung.
"Hoşgeldiniz, buyurun oturun lütfen."
Tamam, bu kadını pek seviyor sayılmazdı ama sonuç olarak bir büyüğüydü ve saygıda kusur edecek değildi.
Bayan Jeon koltuğa oturarak masanın üstüne bir kaç dosya bıraktı."Bak Taehyung, buraya sana nutuk çekmeye gelmedim, sadece bir kaç şey öğrendim ve muhtemelen bunları sen bile bilmiyorsun bu yüzden söylememin daha iyi olduğunu düşündüm, sonra ne yapmak istediğine kendin karar verirsin, bil yeter." diyerek arkasına yaslanmıştı kadın. Taehyung ise karşısında ki koltuğa oturarak kızıl saçlarını geriye atmış ve kadına bakmıştı. "Buyrun sizi dinliyorum."
"Doktor Lee Hanwoo'yu tanıyor musun?" diye sordu başka kadın. Taehyung ise onaylar anlamda başını salladı. "Evet tanıyorum, kendisi babamın yakın arkadaşıdır. Lisedeyken borç batağına girmişti, bizden borç istemişti ama nakit istemişti hatta babamın işi olduğu için parayı bi çantada ben götürmüştüm ona, o zaman tanıştık. Babam da onun avukatıydı zaten." diyerek anlatmıştı.
Kadın ise başını sallamıştı sakince ve önünde ki dosyayı Taehyung'a itmişti. "Avukatsın, daha önce daha dosyaları çok görmüşsündür ama böylesini gördün mü bilmem." demişti.
Taehyung ise dosyayı alarak kapağını araladığı an şoka girmişti bile. Dosyanın kapağında Lee Hanwoo'nun büyük bir resmi vardı, bir de ailelerinden para alarak öldürdüğü omegalar..."
"Bu... Bu gerçek olamaz, Hanwoo amca asla-"
"Dosyaları iyi incele, aralarında bir kişi dikkatini çekecektir."
Taehyung pür dikkat bir şekilde incelemeye devam etti belgeleri, öldürülen o kadar çok omega vardı ki... Gözleri doldu şimdiden, fakat dosyanın içinde ki son belgeyi görmesi ile gözlerinde ki o doluluk yanaklarına taştı, kalbine öyle bir ağrı saplandı ki haddi hesabı yoktu bu acının. Titreyen elleri ile dosyanın içinden çıkardı belgeyi ve dikkatlice inceledi. Fotoğraftaki kızı... İsmini...
Jeon Hyejung.
Jeon Jungkook'un yaptığı bir suç duyurusuydu bu, eski bir dosyaydı. Lee Hanwoo ise normalde hapis cezası almıştı fakat avukatı bu karara itiraz ederek bunu para cezasına çevirmişti. Avukatı ise Kim Sungho'ydu.
Taehyung'un babasıydı.
Lee Hanwoo'nun çarptırıldığı para cezası ise 375 milyon won'du. Bu ise Taehyung'un bir zat elinde ki çanta ile Hanwoo'ya teslim ettiği miktarın tam olarak aynısıydı.
Taehyung akıllı bir çocuktu, elbetteki o çantayı merak edip içini açmış ve gördüğü para destelerini saymıştı fakat ailesi kızmasın diye hiç bu konuyu açıp sormamıştı.
Bayan Jeon, derin bir nefes almış ve koltuktan sırtını ayırarak Taehyung'a yaklaşmıştı.
"Zeki bir adamsın, ne olduğunu anlamışsındır.
Bu yüzden direkt sadede geleceğim. Oğlumun üzülmesini, zarar görmesini yada kalbinin kırılmasını istemiyorum. Ama Taehgung farkındaysan sen onun kız kardeşini öldüren doktoru savunan adamın oğlusun. O parayı kendi ellerinle o adama teslim edip, o cezadan kolayca kurtulup, hayatına devam etmesini sağlayan o kişi sensin. Jungkook'un, o adam hapise girmedi, cezasını almadı diye yıllarca ağlamasına sebep olan kişi sensin."Taehyung duyduğu her bir kelimede daha da nefessiz kalıyordu, git gide bitiyor ve yok olmak istiyordu.
Sevdiği adamın kardeşinin kanının yerde kalmasına sebep olan kişi ta kendisiydi.
Sevdiği adam yanına ağlayıp, ona sarılıp, o adamın cezasız kalmasına lanetler okurken, buna sebep olan kişi ta kendisiydi.
"Jungkook sana çok aşık Taehyung. Eğer bunu öğrenirse biter. Hayatına devam edemez, kardeşinin katilini kurtaran adam olduğunu öğrenirse gözünün önünde mahvolur ama sana olan sevgisinden bırakamaz seni. Her geçen gün onun kahrolmasını, gözlerinin önünde bitmesini izlersin. Ama yalan söylediğin de ortaya çıkarsa daha da berbat edersin. Bu yüzden bırak onu Taehyung." diyerek derince bir nefes almıştı Bayan Jeon.
"Eğer onu bırakmazsan ona bu gerçekleri bem söylemek zorundayım." diye devam ettiğinde ağlamaktan kızaran gözleri ile kadına döndü omega.
"Bize bunu neden yapıyorsunuz, o gerçeği bilip beni affetse ben kendimi affedip onunla devam edebilir miyim sizce artık." diyerek gözlerini silmiş ve ayağa kalkmıştı Taehyung.
"Jungkook'a bir şey söylemeyin."
Bayan Jeon ise gülümseyerek ona bakmıştı "Peki sen bunun için ne yapacaksın?"
"Bitireceğim." demişti Taehyung, gözlerinden bir kaç yaş daha süzüldü "Onu bırakacağım."
Bayan Jeon aldığı yanıt ile ayağa kalkmış ve gülümseyerek "Anlaşmamıza sevindim" diyerek çıkmıştı kapıdan.
Taehyung ise derin nefesler almaya çalıştığı o boş odada kalırken, telefonundan gelen bildirim sesi ile mesajlara girmişti ve Jungkook'dam gelen sesli mesajı açmıştı.
"Bebeğim iyi misin? Huzursuz olduğunu hissettim, umarım ciddi bir şey yoktur, seni seviyorum. Ve sakın itiraz etme evet ben seni daha çok seviyorum."
İşte o an Taehyung için her şey tamamen kopmuştu. Önce nefesi kesilmiş...
Sonra telefon elinden yavaşça kaymış ve yere düşmüştü.
Ardından da kendi bedeni öylece yere serilmişti, bir süre sonra da bilinci kapanmıştı.___
Kolay kolay bırakamıyor insan bu fici...
İlham geldi koştum hemen.
Bide yok 2. sezonmuş yok eylülmüş falan
dedim ben okurlarımı bekletemem.Tabi kafamın karışık olduğu dönemlerdeyim hala çaktırmayın şuan bile fici gecenin 4'ünde yazıyorum amk neyse
hadi seviyom sizi
siz benim yerime de uyuyun bebişler
ama o kadar bu saatlerce yb yazmışım yani bi oy bi yorum beklerim.
siz ne kadar oy atıp yorum yapıp okudukça
benim de yazma hevesim o kadar artıyor iştesevilmek güzel şey
ŞİMDİ OKUDUĞUN
under the moonlight | taekook
FanficHayatta başına her şey gelebilir, düşmanınla ruh eşi çıkmak gibi...