•𝘉ö𝘭ü𝘮 5•

30 10 17
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Prens Leopold, bugüne kadar hep baskı altındaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Prens Leopold, bugüne kadar hep baskı altındaydı. En büyük evlat olmak ve Veliaht Prens olmanın getirdiği sorumluluklar hep sırtına bir yük olarak binmişti.

Ne zaman bir şeye elini atsa 'Yapma! Etme!' oluyordu. Bu sebeple her zaman kısıtlanmış ve hayatı hep sınırlar etrafında dönüp durmuştu.

Küçüklüğünden bu yana her zaman ona dedikleri şeylerden birisi ise 'Büyüyünce Kral olacaksın ve kendi Kraliçenle evleneceksin.' demeleriydi.

Onun için hep böyleydi. Hazırda bulunan bir kadın, Kraliçe olmayı o ünvanı almayı bekliyordu. Ancak kimse sormuyordu, Prens Leopold istiyor muydu? Onun kalbi ne için atıyordu?

Gün geçtikçe bu sınırlamalar büyüdü ve Kraliyet ailesi, annesi ve babası, ona baskı kurmaya başladı. Nişanlan, bir Prenses ile nişanlan ve bağlantılarını güçlendir.

Bu, Prensin en nefret ettiği şeylerden biriydi. Evliliği bağlantılar uğruna, burjuvaların desteğini almak uğruna oynanan bir oyun olarak asla görmüyordu. Ona göre evlilik kalbini tam açacağı, ömrünün sonuna kadar seveceği birisiydi. Cinsiyeti fark etmeksizin.

Bunu fark ettiğinde, kadınlardan hoşlanmadığını fark ettiğinde daha on beş yaşındaydı. Kendi yaşıtındaki Prensler Prensesler ile bağlantı kurup çay partilerine davet edilirken o bu tür şeylere hep uzaktı. Asla bir Prensesin elini tutup öpmemişti. Asla bir Prenses ile konuşmamıştı bile.

Bu Kraliyet ailesinin baskısını üzerinde daha çok hissetmesine ve daha çok içe kapanıp baskılara boyun eğmesine izin vermekle sonuçlanmıştı. Ve bugünde, eğer Prens Leopold ölürse, bunun tek suçlusu bu oyunu kabul eden Kral olurdu.

Herkes bunu bilirdi. Prensin ölümünün sorumlusu, buna izin veren iktidardaki Kral olurdu ancak bir kişinin sesi dahi çıkmazdı. Krala bir laf dahi edemezlerdi. Ve buna kendi annesi de dahildi.

Gördüğü çeşitli sancılı rüya sonrası gözlerini derin bir karanlığa açmış ve ardından gözlerini kırpıştırmıştı. Gözleri netliklerini kazanırken, koyulaşan okyanuslar aldığı derin nefesler ardından yerini sakin maviliklere bıraktı.

The Forbidden Hearts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin