Denek 1425

9 3 0
                                    

Bu... Nasıl olabilir? Yoksa beni de mi kandırıyor? Jessica'yı bularak bu lanet olası denek olaylarına bir son vermeliyim. Nasıl yapacağım diye düşünürken aklıma 1008 geliyor. 2. Sektöre giderek 1008'i takip etme kararı alıyorum ve 2. Sektöre gidiyorum. 1008 güç kutusunu açmıştı. Ve orada bir şeyler yapıyordu. Birkaç dakika sonra kabloları kopararak kapağı kapattı ve 2. Sektörden çıkarak ilerlemeye başladı. Bende gizlice onun peşinden giderek bir odaya girdim. Odada denek 1341, 1124, tanımadığım bir denek ve Jessica vardı. Bilekliğini okumaya çalıştım ama uzaktan göremiyordum. Sonra Jessica konuşmaya başladı.

"1008. Elektrik devresini bozdun mu?"

"Evet. Kolay olmadı."

"1124. Yuna ne durumda?"

1124'e güvenmiştim ancak o beni satarak herşeyi anlatmaya başlıyor.

"İlk sektördeki gücü açmış. 2. Sektöre gidiyor."

"Güzel. 1425 yapman gerekeni biliyorsun."

Tanımadığım denek 1425'ti. Ben oradan çıkmaya çalışırken elim bir vazoya çarptı ve yanlışıkla vazoyu kırdım.

"Kim var orada?! 1008 oraya bak."

1008 yavaşça bana doğru ilerliyor ve bana bakıyor. Tam o sırada 1425 elinde bir yangın tüpü ile benim önüme geçiyor.

"Onu rahat bırak!"

Bir anda elindeki yangın tüpü ile 1008'in kafasına vuruyor ve 1008 yere düşüyor. 1425'in ise üstü kan oluyor. Jessica panikle ona bakarak konuşmaya başlıyor.

"Ne?! Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"

1425 gülümseyerek dudağının kenarına sıçramış kanları temizliyor.

"Beni diğerleri gibi kandıramazsın."

Ardından 1425, 1124'e dönüyor.

"1124. Öldür onu."

1124'ün gözleri kahverengiydi ve sol gözü kırmızıydı. Jessica tarafından kontrol edildiği sol gözünden anlaşılıyordu. Sol gözü yanıp sönerek mavi olmaya başladı ve Jessica'ya doğru ilerlemeye başladı. Jessica ise geri geri yürüdü.

"Uzak dur benden!"

1124, Jessica ile oyalanırken 1425 bana döndü ve elimi tutarak beni ayağa kaldırdı.

"Buradan gitmemiz lazım!"

Onunla birlikte odadan çıkarak kapıyı kapattım. Ben kapıyı kapatır kapatmaz çığlık sesleri geldi ve kapıya daha çok kan sıçradı.

"Tamam. 1124 kontrolden çıkmadan buradan gidelim."

Onunla "güvenli" bir yere gittik ve ben dayanamayıp soru sordum.

"Artık bana ne olduğunu anlatacak mısın?"

1425 içini çekerek konuşmaya başlıyor.

"Tamam. Buradaki deneklerin neredeyse hepsi çocuk. Biliyorsun değil mi?"

Evet anlamında kafamı sallıyorum. Ve konuşmaya devam ediyor.

"O Jessica denen kadın bu alışveriş merkezinin sahibi. O çocukları burada öldürdü ve deneylerde kullandı."

"Onlar neden Jessica'ya itaat ediyorlar?"

"Onlar her şeyi biliyorlar. Ancak Jessica onları kontrol ediyor ve bu yüzden birşey yapamıyorlar. Eğer biz onları kurtarmak istiyorsak onlara Jessica'nın gerçek yüzünü göstermeli veya geçmişteki anılarını hatırlatmalıyız."

"Burada kaç tane denek var ve neden seni kontrol edemiyor?"

"Burada tam olarak 1521 tane denek var. Ama endişelenme çünkü 1124'ten önceki tüm denekler yıllar önce en alt katlara hapsedildi. Ve ben ölmeden önce bir yetişkindim. Bu yüzden beni kontrol edemiyor."

"Biz nasıl 397 tane deneğe birşeyler hatırlatabiliriz ki? Bu ömür boyu sürer!"

"Hey hey sakin ol. Sadece 4-5 tane deneği yanımıza alsak yeter ama en güçlülerini seçmeliyiz."

1425 konuşurken ben bir anda susarak ve şaşkın bir şekilde 1425'in arkasına bakıyorum. 1425 beni fark etmiş olmalıydı ki o da sustu ve bana sordu.

"Yuna. Ne oldu? Neden bana öyle bakıyorsun?"

Şaşkınlıktan adımı nasıl bildiğini o an soramadım. Hatta konuşamadım. Sadece arkasını gösterdim. O da arkasına döndü ve o da şaşırdı. Çünkü orada denek 1341, 1008, 1124 ve en önemlisi de Jessica vardı. Jessica'nın öldüğünü sanmıştım ama o bir şekilde kurtulmayı başarmıştı. Ancak sağ gözünde derin bir yara izi vardı ve gözü bembeyazdı. Belli ki 1124 ona saldırdığında gözünü çizmişti ve muhtemelen artık o gözü kördü. 1124'ün ise göğsünde derin bir yarık ve Jessica'nın elinde ise kanlı bir balta vardı. Belli ki kaçarken baltayı bulup onunla 1124'ü durdurmuş. Gülerek konuşmaya başladı.

"Öldüğümü sandınız değil mi? Ben sizin basit numaralarınızla ölmem. Gayet güzel bir plan yaptınız ama sağ kurtulamayacaksınız. Sende benim deneklerimden biri olacaksın."

Beni kastediyordu. Aklıma notta yazanlar geldi.

"Öldürün onları."

Bir anda arkadaki kapı açıldı. 1425 ve ben koşmaya başladık diğer deneklerde peşimizden geliyordu.

"Eğer aşağı sağ olarak inebilirsek denek 1447'yi bulmalıyız! O bize yardım edebilir."

Panikle arkama bakıyorum.

"1124 çok hızlı geliyor!"

1425 gücünü kullanarak 1124'ü kontrol ediyor ve onun 1008'e saldırmasını sağlıyor. Sonra bir anda durarak bana bakıyor.

"Yuna. Ben seninle gelemem."

"Ne? Neden?!"

"Yapmam gereken bazı şeyler var. Diğer denekler ile ilgili. Sen bensiz alt kata in ve saklanarak 1124 ve 1447'yi bekle. Onlar gelince planı gerçekleştirmeye başlayın. Benim işim uzun sürecek."

"Peki. Dikkatli ol."

Koşarak asansöre biniyorum.

Karanlığın İçinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin