Nefret çok güçlü bir duygudur. Kontrol
etmesi zor bazen imkansızdır tıpkı aşk gibidir. Nefret ceza gibidir senden bir şeyleri alır bazensen kendini kayb etdiyinde ihtiyacın olduğu yolu bulmaman için çabalayan gölge arkadaştır .Nefret cezalı oyundur. Oyun ,oyuncu ve tabikide oyunun kurucusu nefret eden kişi daima oyuncu olur. Oyunu kurallarına göre oynarsan kayb ede bilirsin ama muhakkak bir ders alırsın aşkın nefrete dönüştüyünde mesela . Herkes bu zaman bir ders alır ama ihtiyacı olan dersi kuralları bilip o oyunu kurallarına uygun olarak oynayan oyuncu .
Kuralsız sadece nefret izleriyle oynayan oyuncuysa hep kayb eder kazancıysa güvensiz bir dünya ruhsuz bir bedendir. Nasıl ceza gibi değilmi? En büyük cezaysa senin aşkın nefrete dönüşür ya o zamandan sonra ne aşka inana bilirsin nede o kişiyi unuta bilirsin . Acı çektiğinide de onu ararsın çaresizce nasıl ceza gibi ama ölümün ta kendisi gibi .
Ama şunuda unutmamak gerek ki duyguları biz yönlendiririz ama zamanını ve ya kalbimize uygun olan bu zehrin miktarını biz belirleyemeyiz. Nefretin aşka ,sevgiye sonsuz bir güvene çevrilişi gibi . Hangisi daha güçlü olursa o kazanız çünki duygular oyunun kurucularıdır onlar kazansada sonda yine biz acı çekeriz
Ya Aşkın verdiği o acı yada Nefretin acısı***********************************************
Korayın dilinden :/
Gözlerimi kucağımdaki cansız bedenden ayıramıyordum . İçimdeki öfke o kadar güçlüydü ki bir bomba olsaydı tüm İstanbul'u yerle bir ederdi. Tek bir canlı kalmazdı.
Koray - Gökçem aç gözlerini yalvarırım ambulans gelmek üzere güzelim
Sen ölemezsin anlıyomusun beni aramızdaki en masumu sensin bırakmam seni ANLIYOMUSUN BENİ AÇ ARTIK YEŞİL GÖZLERİNİ KURBAN
OLDUĞUM .O an aklıma Gökçeyle olan bir anım geldi.Onun 14 yaşındaki hali gözümün önüne geldi bende 16ydım . Gece Uyuyan Güzeli izlemişti benimle beraber bir zamanlar iyi anlaşıyorduk ama sonra aramızdaki herşey bozulmuştu o evlilikle
Sabah odasına gitmiştim
Koray - Gökçe Gökçeeee hadi uyan öğlen oldu annen ve baban gitmeye hazırlandılar kalk sende git
Gökçe - Git başımdan Koray uyuyucam ben sonra kendim giderim eve
Koray- kalk dedim sana kalk artık git annene de babana da böyle söyle
Gökçe - Git işine Koray Çelik. Sen söyle uykum var benim.
Koray- Neden ben söyliyim uşağınmıyım senin hem gece saat 2 ye kadar Uyuyan Güzeli izlersen olucağı budur . kalksana kızımGökçe -Heyecanlı ama ne yapayım sonu güzel bitdi
Sonun nasıl olduğunu biliyordum bu yüzden yatağa uzandım o an Gökçenin gözleri kapalıydı ama uyanıktı biraz daha yaklaştım ona
Koray - yaaa sonu güzel bitdi demek nasıl bitdi ?
Yarım ağız gülerek sormuştum. Gökçe benim tarafıma döndü hala gözleri kapalıydı. Benimde sağ koluma koymuştum kafamı Gökçeyi izliyordum .
Gökçe - Prens prensesi öptü ve sonrada uykusundan uyandı
Biraz daha ona yaklaşmıştım .
Koray - hmmmm demek prensesin uyanması için prens onu öptü ? Gökçe ?
Gökçe - Ne varr?
Hafiçe sırıtarak sordum
Koray - Bende seni öpersem uyanırmısın prenses?
Gökçe birden bire yatdığı yerden fırladı. Beni yataktan kaldırdı. Şaşkınca ona bakıyordum .
Sonra beni kovdu odadan
Gökçe - Sen git ben giyinip geliyorum aşağıYanakları kıp kırmızıydı utanmıştı . Tamam anlamında kafamı salladım odadan çıktım .
O zamandan beri aşıktım Gökçeye ama hiç kimse bilmedi anlamadım içime gömdüm aşkımı onu kayb etmekten korkarak.
Şimdi: Gözümden bir damla yaş süzüldü. Bu hayatda 2 kadın için ağlamıştım ilk annem için beni bırakmasın diye ama bıraktı şimdiyse uğruna dünyayı bile yıkacağım kadın için ağlıyorum .
Koray - Gökçe güzelim öpersem uyanırmısın bitanem? Yine kalkıp benimle kavga eder misin ?
Saçlarını okşadım bedenini kucağıma aldım kendimde ayağa kalkıtım . Boranın yanına gitmem gerekiyordu. İlaydayısa korumam gerekirdi.
İlaydanın dilinden;)
Kolum hala acıyordu . Boraysa beni korumak için arkasına almıştı beni Gökçeyi düşünüyordum hala Korayı bula bildimi diye .İki kurşun isabet etmişti ama hala ayakta dura biliyordum . Beyaz elbisemse tamamen kan olmuştu ama bu sefer başkasının kanı değildi benim kanımdı. Annem haklıydı beyazın hiç şansı olmaz ya bir şeyi ve ya birini kayb edersin .
Benim başıma bir şey gelemez çünki yaşamak için her şeyi yapıcam hem intikam için hemde kardeşlerim için . Çok korkuyordum ne zaman beyaz giyinsem birini kayb ediyordum bu sefer kime ne olucak diye tedirgindim.
Bora - İlayda iyi olduğundan eminmisin?
İki kurşunla yaralandın beyaz lale' m
İlayda - Bana isim takıb durucağına adamları indirmekle ilgilensene hem Gökçeyi bulmam gerek bırak gidiyim
Bora - Tabi gitmeme izin vereyim de her tarafın delik deşik olsun . Arkamda dur İlaydaİlayda- anlamıyormusun be adam Gökçenin başına bir şey gelmiş ola bilir. Hem sen bana söz verdin ki sana cenneti yaşatıcam ne oldu o söze
Boranın gözleri bana kaydı
Bora- Üzgünüm seni yanımdan ayıramam. Beyaz lale'm bir tek benim kollarımda cenneti yaşaya bilirsin benden uzaktaysan ve sana ulaşamıyorsam o zaman cennet tam anlamıyla cehenneme döner güzelim unutma
İlayda- Sende bunu unutma benim cennetim sadece kardeşlerimin yanıdır iyi yanımsa sadece kardeşlerimin nefes almasıyla bağlıdır.
Bora - Sen bilirsin yinede yanımdan ayrılamazsın
O an gözlerim kolidorun kapısındaki suliete takıldı. Koraydı be kocağındaysa yok olmaz mümkün değil kanlar içinde
GökçeBora beni ne kadar tutmaya çalışsada yapamadı onun elinden kurtulub Gökçeye doğru koştum .
Koray onu yere uzatdı. Boraya bakıyordu. Öfkeliydi sonra Korayda silahını çıkardı .
İlayda- GÖKÇE GÖKÇEM KARDEŞİM BIRAKMA BİZİ NOLURSUN ! KORAY ,BORA AMBULANS FALAN ÇAĞIRIN BELKİ BİR UMUT YAŞADI O YAŞAMALI MECBUR
Koray? Bora?
İkisinide baktığımda birbirlerine silah doğrultmuşlardı. İlk Boranın silahı patladı sonra Korayın bir birlerini vurdular sandım diye tiz bir çığlık atdım ama öyle değilmiş .
Arkalarındaki adamı vurmuşlardı.
Koray- Bora çağırdı Ambulansı birazdan gelirİlayda dikkat et kendine
Tamam anlamında kafamı salladım . Kanlı ellerimle göz yaşlarımı sildim .
O an ambulansın sesini duydum gelmişlerdi .
Koray aşağı doğru eyildi . Gökçeyi kucağına aldı alınına bir öpücük konudurdu. Şaşkınca ona bakıyordum. Salondan çıktı kuacğındaki Gökçeyle birlikte . Bora elini bana uzatdı kalkmam için ama ben onun elini tutmadan kalktım
İlayda - Çabuk ol Bora arkalarından yetişmemiz gerek hastaneyi biliyormusun?
Bora- Evet hadi gidelim arabam dışarda
Arabaya bindik ben ellerimdeki kana bakıyodum . Boraysa bana bakıyodu sonra arabayı çalıştırdı. Arabayı hızlı kullanıyordu sanki öfkesini yollara kusuyor gibiydi . Ben acımı gözlerimden çıkarıyordum ağlamamak için kendimi tutuyordum. Hastaneye ulaşmıştık
Amulansda bizimle aynı zamanda gelmişti Koray kendi arabasıyla gelmişti . Hızla sedyeyi indirdiler Gökçeyi gözdüm kanının boş yere aktığını gördükçe kendimi öldüresim geliyordu.
Hastaneden içeri girdik Gökçeyi ameliyata aldılar hızla çok kan kayb etdiyini söylediler.Korayın gözlerine baktım gözlerini içi kıp kırmızıydı kan çanağına dönmüştü.
Hiç kimseden tek bir laf çıkmıyordu. Başım dönmeye başlamıştı yarama baktığımda daha fazla kanadığını fark etdim . Yürüyemiyordum artık duvarı tutuyordum Bora benim bu halimi görünce yanıma geldi . O zaman düştüm her yan karanlığa gömülmüştü onca karanlığın içındeyse gözümün önüne kendi çocukluğum geldi . Benden nefret ediyirmuş gibi baktı . Tek bir cümle kurdu küçük İlayda elindeki uyuncakla
Toz pembe hayallerimi kanlı hayallerinle yaraladığın için senden nefret ediyorum.
Çocukluğumuda artık benden nefret ediyordu.Yaşama sebeplerim azalmıştı. Yeni yaramsa herzamankimden daha çok canımı yakmıştı. Benim yaram hep çocukluğum olarak kalıcaktı. Bunlarla gözlerimi kapadım birisi bir şeyler söylüyordu ama ben anlamıyodum çünki küçük İlaydanın sesi kulağımda yankılanıyordu.
Senden Nefret ediyorum İlayda Gözcü. İlayda Güner senden nefret ediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı Hayaller
SpiritualAzeri bir piskolok kız , tımarhaneye giren şizofren bir adam ve sondaki ölüm oyunu Tamara : kimse kötü olarak doğmaz . Hayatdaki bazı seçenekler onları kötü olmaya zorlar. Yağız : ikinci cümleniz doğru ama ilk cümleniz için aynı kelimeyi kulanama...