cynefin | 9

689 137 85
                                    

Uyarı; Hyunjin bu ficte gerçekte ki gibi 1.83 değil, 1.70 falan. Felix ondan oldukça uzun ve kalıplı delta olduğu için. Yani ondan büyük olduğunu söylediğim paragraflarda 'felix bundan daha kısa' gibisinden şeyler söylemeyin. Felix'in normalde Hyunjin'den daha kısa olduğunu biliyorum ama burası FİC evreni, gerçek olan hiç bir şey yok.

Bölümü kontrol etmedim, yarın atamam diye şimdiden atıyorum.

İYİ BAYRAMLAAAR ♥️🫶

...

Hyunjin sakince kapının önünde beklerken üzerinde ki sweate bakıyordu. Kendisinin değildi. Dün uyumadan önce Felix vermişti ona bunu. İçinde küçücük kalmasına rağmen çıkarmak istememişti sabah. Normalde aklında ki şeyi yapmayı düşünmek bile onu gererken Felix'in kokusu etrafını çevreleyince kurdu sakinleşiyordu.

Yine bundan cesaret alarak zile bastı. Neredeyse diz kapağına gelebilecek sweatin eteklerine tutunup olabildiğince sıktı. Bir süre sonra kapı açıldığında gergince gülümsedi. Ya da gülümsemeye çalıştı.

"Buyurun." Dedi güleç kadın. Şimdi bile gülümsüyordu. Hyunjin yutkunup gözlerini kaçırdı.

"Merhaba, bu saatte rahatsız ettim."

"Önemli değil." Kadının güler yüzlü olması Hyunjin'i daha da geriyordu. Ketum biri olsaydı en azından gerilmez, yüzüne haykırırdı ancak böyle birini üzmeye bile dayanamazdı.

"İsmim, Hwang Hyunjin."

Kadın aşina olduğu soyismi duyduğunda daha da güldü. Hiç bir şeyden haberi olmadığı belliydi.

"Hwang Hyeon'u tanıyor musun?"

Kadın kıkırdayarak kafa salladığında Hyunjin sweate tırnaklarını geçirmeye başladı.

"İçeri gel hadi, hava bozacak gibi." Hyunjin girmek istemese de kadının kendini içeri çekmesiyle kendini evde buldu. Kadın onu salona sürüklerken Hyunjin'in gözü kapısı açık olan bir odaya takılmıştı; bebek odası. Pembelerle kaplı bir oda.

Hyunjin'in boğazı düğümlenirken kendini otururken bulmuştu. Kadın da gülümseyerek yanına oturunca Hyunjin boğazını temizlemeye çalıştı. Kendini hazır hisseder hissetmez de kadına döndü.

"İsminiz neydi?"

"Oh, beni tanımıyor musunuz? Sevgilimin ismini söyleyince beni tanıdığınızı düşünmüştüm. Kim Lisuun ben. Hyeon'un sevgilisi."

"Evet biliyordum, ancak isminizi sormayı unutmuştum." Gergince gülümsemeye çalıştı yine. "Ne zamandır birliktesiniz Hyeon ile?"

Kadın bir süre düşündükten sonra gülümseyerek Hyunjin'in gözlerinin içine baktı.

"Beş sene dolacak." Kadının gözlerindeki neşesi sayesinde Hyunjin onun ne kadar aşık olduğunu görebiliyordu. Kalbinin durduğunu hissediyordu. Kalbi her ne kadar yapma dese de beyni bunun tam tersini yapmasını istiyordu. Babasının kendisini ve annesini kandırdığı yetmezmiş gibi bu kadını da kandırıyordu. Hyunjin buna göz yummak istemiyordu.

"Ben kendimi tamamen tanıtmadım, üzgünüm." Titreyen elini uzattı narince. "Hwang Hyunjin, Hwang Hyeon'un oğlu."

Kadının yüzündeki tebessüm yavaş yavaş solarken ayağa kalkmıştı. Hyunjin de gerildiğinden onunla birlikte kalkarken arka cebinde duran kimliğini çıkardı. Baba kısmında yazan ismi kadına gösterdi. Daha sonra telefonunu çıkarıp ekranda duran, üçünün resmini gösterdi kadına.

"Yanımdaki kadın benim annem, babamın yirmi üç yıllık eşi. Bende yirmi bir yaşımdayım. Biliyor muydunuz emin değilim, ama biz dün öğrendik tüm gerçekleri. Babama kalsa sizi ve kızınızı bana söylemeyecekti. Anneme söylerken duydum, benden gizleyerek mutlu hayatımıza devam etmemizi önerdi."

cynefin | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin