cynefin | 17

555 106 64
                                    

Kontrol etmedim, edicem akşam jfşajckskckd

...

"Hâlâ küs müsünüz bana?"

Hyunjin dudak büze büze konuşurken Lisa dahil hiç biri onunla ilgilenmiyordu. Felix hariç hepsi buradaydı. Jennie, Hyunjin'in gözlerinin dolduğunu görünce yerinde dikleşti.

"Abartıyorsunuz."

"Abartıyor muyuz?" Lisa anında çıkıştığında Jennie onun sinirini umursamadı.

"Evet, abartıyorsunuz."

"Hyunjin bize her şeyi anlatmıyorum Jennie. Felix sana her şeyi anlatıyor diye şu an bize abartıyor diyorsun ama sana da anlatılmasa sende aynı tepkiyi verirdin."

Jennie yine Lisa'nın çıkışını umursamadı. Boş gözlerle bakmaya devam etti.

"Evet, Felix her şeyi bana anlatıyor ama anlatmasa da sesim çıkmaz. O benim arkadaşım, çalışanım değil. Her şeyi bana anlatmak zorunda değil. Kafasında bazı şeyleri oturtamıyor olabilir, düşüncelere boğulmuş olabilir. Siz şu an sadece dedikodudan mahrum kaldığınız için böyle davranıyorsunuz."

Hyunjin bir an konuşan kişinin Felix olduğunu düşündü. İki yakın arkadaşın konuşma tarzının bile bu kadar aynı olacağını düşünmemişti. Kendini Jennie'nin koruma alanında hissetti.

"Felix ve Hyunjin yeni bir yola giriyor. Farkında mısınız bilmiyorum ama yıllardır olmayan bir şey onlarda var. Ruh eşi bağı. Uzmanlar ruh eşlerinin yok olduğunu düşünürken onlar ruh eşi olduklarını öğrendiler. İkisi de korkmuş olabilir. Yıllardır böyle bir şey yokken bir anda eş olduklarını öğrendiler. Tedirgin olmuş olabilirler. Hyunjin korkmuş olabilir, tanımadığı biri eşi çıktığında tedirgin olmuş olabilir, bu yüzden susmuş olabilir."

Jennie Hyunjin'in yanında olduğunu belirtmek için kolunu sıvazladı. Jennie tavrını gösterdiğinde arkadaşları da Hyunjin'e gülümsedi. Minjeong, Minho, Jeongin ve Chan'dan da bir gülümseme aldığında Hyunjin burnunu çekti. Ağlamak istiyordu.

Eşi yanında değildi, ancak onun en yakın arkadaşları kendisinin arkasındaydı. Kendi arkadaşları ona tavır alırken eşinin arkadaşları destek oluyordu.

"Bir psikolog değilim, herhangi bir tıp bölümünü de okumuyorum ancak böyle şeyleri biliyorum."

Chan boğazını temizleyerek Changbin'e baktı.

"Tıp okuyorsun diye biliyorum Changbin. Kurtların, en önemlisi de vitaların duygu değişimlerini biliyorsun. Onlar herhangi bir omega kadar soğukkanlı olmayabiliyor. Ne kadar deltalar hariç her türden güçlü de olsa duygu açısından zayıflar."

Hyunjin derin bir nefes alıp kafasını eğdi. Minjeong usulca ayağa kalkıp sandalyesinin arkasına gitti. Ellerini Hyunjin'in çenesine koyarak kafasını kaldırdı.

"Türün yüzünden kafanı eğme. Unutma, şu an burada olan herkesten daha güçlüsün. Eşin yanında değil diye kendini çekme."

Hyunjin ona uyarak kafasını kaldırdığında nefesini toparlamaya çalıştı.

"Bence bir an önce kararınızı verin çocuklar." Minjeong ellerini Hyunjin'in omuzlarına götürürken diğerlerine dönmüştü. Yavaş yavaş okşarken onu rahatlatmaya çalışıyordu.

"Hyunjin'in şu an sizden gelecek desteğe ihtiyacı var. Şu an onun yanında olmazsanız bunu unutacağını sanmam. Hatta, bizde unutmayız."

Karina onun net cümleleri yüzünden kaşlarını çatarken gözleri birleşti. İkisi de birbirine öldürecekmiş gibi bakıyordu.

"Siz ne sanıyorsunuz bilmiyorum ama, siz yanından çekilirseniz biz yanını doldururuz. Felix'in eşi diye onu farklı görecek değiliz. Felix neyse, eşi de bizim için odur." Jeongin sırıtarak söylerken sevgilisinin kolunun altına giriyordu.

Hyunjin onlardan güç aldı. Sakince sandalyesinde dikleşip yutkundu.

"Ben aşık olduğum adamı bulamadan ruh eşimi buldum. Kafam karıştı. Evet, hoşuma gitmişti ama daha sonrasında eşim olduğunu öğrendim. Birbirimizi tanımamızı istedim. Kurtlarımız sayesinde ömrümüz birlikte geçecek ve bu yüzden tanıyayım istedim."

Seungmin gülümseyerek masaya eğildi. Her zaman daha ılımlı yaklaşan o olmuştu. Diğerleri tavır alırken bile Hyunjin'e gruptan değil de özelden yazarak ona destek olmuştu.

"Nasıl mutlu olacaksan öyle davran Hyunjin. Bunlara bakma. Onlar görmek istediğini görüyor. Kendi eşini bulduktan sonra aile hayatında da sorunlar çıktı, biliyorum. O yüzden istediğini yap. Her zaman yanındayım Hyunnie."

Hyunjin ona gülümseyip Lisa'ya döndü.

"Ben senden bir şeyler sakladığım için küsüyorsun ama sende benden saklıyordun. Resmen Minho ile birlikte olup arkamızdan iş çevirmişsin. Tabii kendi çıkarların da vardı buna."

Daha sonra Jisung'a döndü.

"Mesajları okudum Jisung. Senin sakladıkların benimkilerden daha beter ama bana tavır alıyorsun. Sen de her şeyi sakladın. Üstelik üzerinden yıllar geçtikten sonra anlattın. Ben saklamadım ki. Sadece anlatamadım çünkü vaktim yoktu."

Hyunjin geri çekildiğinde Seungmin ayağa kalktı.

"Ben onlarla konuşacağım Hyunjin, seni sevdiğimizi unutma."

"Seviyorsanız kararlarına saygı duyun." Minjeong sinirle konuştuğunda Karina gözlerini ondan ayırmadan kalktı. Seungmin hepsini alıp götürürken Hyunjin Jennie'ye baktı.

"Arkadaşların diye seni ezmelerine izin veremezsin Hyunjin, bunu unutma. Hepimiz, ölene kadar yanınızdayız. Hem senin, hem de Felix'in. Sırf arkadaşların küsecek diye eşinle olan zamanını kısıtlama."

...

küslüğü abarttık da halledicez

küslüğü abarttık da halledicez

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

cynefin | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin