cynefin | 24

518 113 76
                                    

...

"Sonra, ben hakimiyetimi kaybettim."

Sesi titremeye başladığında Felix elini öperek ona destek verdi. Şu an hastane odasında sadece Hyunjin, Felix ve ifade alan polis memuru vardı

İki günün ardından kendini toplamıştı Hyunjin. Hastaneden çıkmadan önce de polisler ifadesini almak istemişti.

"Direksiyonun yol kenarına çevrildiğini fark edince ani bir korkuyla kapıyı açıp atladım. Gerisini hatırlamıyorum, gözlerimi açtığımda bu odadaydım."

"Anladım, ben şimdi ifadenizi toplayıp çıktısını alacağım. Daha sonra yine gelip imzanızı alacağım ve bitecek."

Felix kafa sallayıp ayağa kalktı. Polisi gönderirken kapının önünde bekleyenleri gördü. Kendi ailesi dahil herkes buradaydı. Gözleri Changbin ve Jisung'a kaydığında gülecek gibi oldu ancak hızlıca kendini toparladı. İkisinin de yüzü bantlarla doluydu. Bu sefer Jennie ile göz göze geldi. Jennie'nin sırıttığını gördüğünde gülmemek için kafasını iki yana salladı.

"Bayan Gan, Hyunjin annesini görmek isteyecektir."
(Boşandığı için soyadı değişti)

Hyunjin'in annesi içeri girmeden hemen önce Felix güzeline baktı. Baygın baygın bakıyordu. Yanına ilerleyip elini tuttu yine.

"Biraz annenle kal olur mu bebeğim? O da çok merak etti."

"Gitme ama."

"Hemen kapının önündeyim güzelim. Adımı söylemen yeter."

Avuç içini öptükten sonra dışarı çıktı. Kapıyı da kapattıktan sonra Jennie'nin yanına gidip aynı onun gibi duvara yaslanıp çöktü.

"İyi ki varsın. Sen olmasan muhtemelen delirirdim ben."

Jennie gülümseyerek kafasını onun omzuna bıraktı. Elinde ki kahve bardağını Felix'e verdi. Neredeyse dört gün gibi bir süredir uyumamıştı.

"İç şunu, ayakta kalmanı sağlar. Ama buna güvenme. En kısa zamanda uyu Felix. Gözlerin mosmor olmuş."

Kahveyi yudumladıktan sonra etrafına bakındı. Minho'nun ona üzgün gözlerle baktığını gördüğünde kahveyi bırakıp eliyle küçük bir işaret yaptı. Minho anında onun yanına oturup göğsüne kıvrılırken gülümsedi. Jeongin ve Chan da gelip tam önüne oturduğunda kıkırdadı. İkizi hariç hepsi buradaydı. Aklına o düştüğünde kaşları çatıldı.

"Minjeong nerede?"

"Eve gitti abiş. Sana ve Hyunjin'e temiz kıyafet getirecekmiş."

Kafasını sallayıp Jennie'ye yaslandı o da. Hyunjin'in annesi odadan çıkana kadar arkadaşıyla konuşmaya devam etti. Onlarla konuşsa bile sevgilisi aklındaydı. Uyuyup uyumadığını merak ediyordu.

Ciddi bir sorun yoktu, sadece beynine bir hasar alması riskine karşılık ilk gece uyandıktan sonra bir daha uyutmamışlardı. Bugünden itibaren de ilaç tedavisi başlamıştı. Vücudunda ki ağrılar içindi ilaçlar.

"Hyunjin nasıl?"

Kafasını kaldırdığında Seungmin ile karşılaştı. Aklına Hyunjin'in söylediği geldi. 'Seungmin hepsinden farklı aşkım, aralarında ki en masumu, en temiz kalplisi o. Diğerlerini görmezden gel ama onu sev lütfen.' Demişti küçük sevgilisi. Bu yüzden nazikçe gülümsedi.

"Hyunjin gayet iyi. Sadece dinlenmesi için burada kalıyor."

"Peki kaza gününe dair bir şeyler hatırlıyor mu?"

Karina sorduğunda Minho yüzünü buruşturdu. "Seungmin bu soruyu sen sorarsan cevap veririz."

Seungmin hafifçe gülüp Felix'e baktı yine. "Hatırlıyor mu bir şeyler?"

cynefin | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin