cynefin | 18

564 107 63
                                    

...

"Biz kötü bir şey mi yapıyoruz?"

Hyunjin bir anda sorduğunda tüm gözler ona döndü. Bir çift hariç. Felix'in gözleri her zaman onun üzerindeydi. O yüzden çevirmesine gerek de kalmamıştı.

"O ne demek şimdi?" Hyunjin Felix'e dönüp arkalarında oturan arkadaşlarını işaret etti. Kendi aralarında konuşuyorlardı.

"Baksana, yanıma bile gelmediler. O kadar mı kötü benim hayatıma odaklanmam?"

"Hayır elbette."

Jeongin elinde ki bardağı bırakıp Hyunjin'e döndü. Hyunjin de ona dönünce gülümsedi.

"Onlar senin neşeli, cıvıl cıvıl haline alışıklar. Sen bir anda kendine çeki düzen verince onlarda şaşırdı. Eminim hâlâ seni seviyorlardır."

"Beni onlarla takıldığım için mi seviyorlardı yani? Kendime çeki düzen verince onlarla takılamam mı artık?"

"O anlamda demiyor güzelim. Eşin olduğu için kurdun ister istemez seni bastırdı. Yani neşeni sadece benim yanımda göstermen için baskıladı. Bu onlara garip geliyor. Changbin'in bunları bilmemesi garip. Normalde eğitimlerde görmüş olması gerekiyordu. Ruh eşi bağının böyle bir şey olduğunu bilmesi lazımdı."

Chan ona hak vererek kafa salladı. "Dersi görmedi desem, imkansız bu. İlk sene eğitimde gösteriliyor ve hani kalma ihtimali olan bir dersti. Hatırlamıyor olabilir mi?"

"Büyük ihtimalle çünkü bilmemesi imkansız. Bilmese ilk senesi çöp olacak kadar önemli bir dersti."

"Ben kopya çektiğine inanıyorum ya. Öyle bir tip var bunda." Minho gözlerini kısıp Changbin'i izlerken bir anda Jisung ile göz göze geldi. Nefesi hızlanırken hızlıca önüne döndü.

"Sıra sende sanki, ha güzelim?"

Minjeong onu hafifçe dürttüğünde Minho yüzünü buruşturdu.

"Eskiden yakındık, sonra üzerime bir konuda çok geldi ve bende konuşmayı kesmemizin doğru olduğuna inandım."

"Neden peki? Konu neydi de sen kesin bir karar aldın?"

Chan'ın ona nazikçe yaklaşması Minho'yu rahatlatırken Hyunjin eşine döndü. O böyle bir şeyi yıllardır saklasaydı muhtemelen daha kötü bir tepki alırdı. Bir gece telefonlarına cevap veremediği için bu haldeydiler.

Felix onu hissedince ona döndü. Yüzündeki ifade her şeyi ortaya yığarken Hyunjin'e yaklaşıp burunlarını sürttü.

"Burada kötü bir tepki alacağını düşünme bile güzelim. Minho aralarındaki her şeyin yıllar öncesinde olduğunu söylese bile kimse bir şey demez."

"Ben sadece bir gece telefonumu kapattım diye hepsiyle aram bozuldu."

"Onlar fazla abartıyor. Nasıl desem, biraz alınganlar?"

Hyunjin güldüğünde Felix de güldü. Daha sonra Hyunjin'i kolunun altına alıp kardeşini dinlemeye koyuldu.

"Sonra işte nereden anladıysa vita olduğumu anlamış. Bende bir an panikleyip kaçtım. Kendimi iyi hissedince yazıp açıklayacaktım. Geri zekâlı toplum yüzünden kendimi saklamak zorunda kaldığımı falan anlatacaktım. Eğer o da anlarsa konuşmaya devam edecektim. Yani dışlamazsa bir şansımız olur diye düşünmüştüm."

"Dışladı mı?"

"Hayır, aksine nazikti ama sürekli soru soruyordu. Alakasız konularda bile üzerime gelmeye başlamıştı. Daraldım. Koltuğa uzandım desem mesela, direkt hasta olursun, vitalar hassasmış diyordu. Evet bu başlarda güzel geldi ama sonra daha da büyüdü. O zaman on dokuz yaşında olduğumu düşünürsek, on dokuz yıllık hayatımda kendim bilemediğim şeyleri biliyordu. Kendi türüm hakkında hiç bir şey bilmediğimi falan düşünüyordu."

cynefin | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin