Başımın dönmesinden dengemi kaybedip düşüyordum ki "Jisung" sesiyle beraber birinden belimden yakalaması aynı anda oldu.
Gözlerimi açtığımda kimseyi göremedim. Doğru ya görünmez olmuştum otomatikmen beni tuttuğu için o da görünmez olmuştu.
Minho'nun çok yakından "iyi misin?" diyen sesini duydum.
Aman Tanrım! O kadar yakındı ki nefes alışverişlerini yüzümde hissedebiliyordum.
Kekelememeye çalışarak (kekelememek imkansız) "i-iyiyim. Sadece bir an başım döndü." Diyince camın arkasından Felix telaşlı sesiyle bağırarak "iyi misinizz?" diye konuştu.
Bende "evet, sadece başım döndü." diye bağırınca Minho beni doğrultup mikrafonun kapama düğmesinin olduğu yere doğru gitmeye başladı.
Mikrafanun kırmızı düğmesine basıp yanıma geldi ve parmaklarımızı birleştirdi.
Şuan ikimizde görünmezdik.
Heyecandan kalbim çıkmak üzereyken "n-napıyorsun?" diye sordum. Minho "bence görünmez olma işini hallettik. Şimdi görünmez olmamaya çalışacaksın." dediğinde şaşırarak "nasıl?" deyip sordum.
Ardından "seni bir teste sokacağım" dedi. Hala şaşkın bir şekilde Minho'nun yüzünün orada olduğunu düşündüğüm yere bakıyordum. "Nasıl yani?" diye sorunca sesini kulağımın arkasında hissettim. "Sen sadece görünmez olmaya odaklan." dediğinde tam birşey demek için ağzımı açmıştım ki dudağımın üstünde tanıdık gelen bir yumuşaklık hissettim.
B-bu onun d-dudaklarıydı.
Karşılık vermeye başladığım sırada benden ayrılıp "bana değil görünnez olmaya odaklan." diyip tekrar dudaklarımızı birleştirdi.
O sırada belimden tutup beni kendine daha çok yaklaştırdı. Sanisiyelik kendimi görünür hissettiğimde Jeongin "onlar öpüşüyor mu yoksa ben mi yanlış gördüm?" dedi. Ardından Seungmin "tam göremedim hemen geri görünmez oldular." dedi.
Minho belimi bırakmadan nefes nefese alnını anlıma yaslayıp "sınavı geçtin." dedi.
Bugün yola çıktığımızdan beri aklımı kurcalayan bir soru vardı.
Tedirginlikle "Minho" dedim. Nefesi düzene girmişti, belimi bırakıp ellerimi tutmaya başladı. Bunu yaparken alınlarımızı da ayırmıştı.
"Efendim" dedi. Derin bir nefes alıp "b-biz... Neyiz?" diye sordum.
Yeniden belimi tutup beni kendine yaklaştırdı. Bu çocuk ikide bir belimi tutuyor belimle alıp veremediği ne acaba?
Minho'nun sesini duyunca düşündüklerimi bir kenara bıraktım "neyim olmak isterdin Han Jisung?" dedi nefesi dudaklarıma çarparken.
Bu soruyu sorunca yüzüm yanmaya başlamıştı. Kesin domates gibi kızarmıştım.
İyi ki şuan yüzümü görmüyor diye düşünürken Minho "Jisung..." dedi. Minho' ya meraklı bakışlar atarken beklemediğim o soruyu sordu "sevgilim olur musun?"
-----------------------
Biliyorum uzun zamandır yokum napiyim ilham yok şansşsnBir de umarım bölüm saçma olmamıştır
Ve yorum yapıp beğeni atar mısınız ilham gerekiyorda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Powers -MinSung
FantasyBir gün Minho rüyasında 7 kişi görür fakat pek aldırmaz. Taki onları gerçek hayatta görüp, doğuştan kendi bileğinde olduğu gibi onların bileklerinde de rakamlar görene kadar... (ilk görüşte aşk içerir!)