Arkadaşlar bu zamana kadar fici 200 kişi okumuş🎉💓
Okuyan herkese teşekkür ederim ve umarım bu fic binleri görür.
Bir de önceki bölümler de satır başı yapmadan yazmışım bu bölüm satır başı yapıp yazıcam sizce hangi şekil daha iyi?
Şimdilik konuşmam bu kadar adçanlslahl. İyi okumalarr🎀
-----------------------------------------------~Seungmin'in Ağzından
"Yarım saattir içeri de ne yapıyorlar?" diye sordum. O sırada Minho gülerek Jisung'un elini bırakarak görünür oldu ve bir şeyler söyledi. Mikrofonu kapattıları için hiç birşey duyulmuyordu. Birkaç saniye sonra Jisung da görünür olunca dışarı çıktılar.
Bunların arasında kesin birşey vardı. Jeongin'e sorar gibi baktığımda 'bilmiyorum' der gibi omuzlarını salladı. O sırada Bang Chan "sıra sende Seungmin" deyince Jeongin'e kaçamak bir bakış attım ve içeri girip yeşil düğmeye bastıktan sonra yerimi aldım.
Jeongin'le sözlere ihtiyacımız yoktu bakışlarımla bile anlaşabilirdik. Jeongin mikrofon yerine geçti. O sırada Changbin elinde top ve bir tane cam şişeyle içeri girip yanıma bıraktıktan sonra çıktı.
Jeongin diğer taraftan "Seungmin kimse seni burada zorla bunu yaptırmıyor. İstersen tam şuan çıkıp geri buraya gelebilirsin." dedi. Evet Jeongin geçmişimi biliyordu.
"Hayır gerek yok." dedim. Ardından "ilk hangi eşyadan başliyim." deyince Jeongin "toptan başla. Daha çok havaya kaldırmayı değilde yerde sürmeyi dene." dedi.
Kafamı salladım ve gözlerimi topa çevirdim. Nasıl yapıcaktım? Bununla ilgili hiç bir tecrübem yoktu.
Jeongin'e 'nasıl yapıcam, yapamıyorum' bakışı attım. Jeongin "yapabilirsin. Kendine güven ben sana güveniyorum." dediği an bir özgüven geldi ve gözüm tekrar topla buluştu.
Top yerde kendi kendine ilerlemeye başladı. İlerlemeye başladığını görünce dudağımın kenarı kıvrıldı. Jeongin "aferin Seungmin" dedi.
Topu durdurmak için gözüm tekrar topu buldu. Ama durmak yerine benim isteğim dışında yukarıya doğru yavaş yavaş çıkmaya başladı ve yere sertçe düştü.
Korkup bir adım geriye gittim. Jeongin "noldu?" diye sordu. "y-yok bir şey güçlerimi yeni yeni kullanıyorum ya garip geldi." dedim. Top odanın bir tarafına yuvarlanırken cam şişeye bakıp elim değmeyecek şekilde uzattım ve parmağımı sağa doğru hareket ettirdim. Parmağımla beraber şişede hareket etmişti. Parmağımı bu sefer sola doğru hareket ettirince şişede aynı şekilde sola doğru hareket etti.
Elimi çekip gururlu bir şekilde Jeongin'e baktım. Jeongin de gülümseyip dudağını hareket ettirerek 'başardın' dedi.
O sırada istemsizce kafamı yine şişeye döndürdüm. Kafamı döndürdüğüm an top da olduğu gibi şişe de isteğim dışında yavaş yavaş havaya kalkmaya başladı. Jeongin sanki hissetmiş gibi telaşlanarak "Seungmin ne yapıyorsun?" dedi.
Gözümü şişeden ayırmadan "b-ben yapmıyorum. K-kendiliğinden oluyor" dememle şişenin hızlı bir şekilde kafama düşüp parçalanması aynı ayna oldu.
Başım o kadar dönüyordu ki bir an yerimde sendeledim. Başım daha hızlı dönmeye ve görüş alanım kararmaya başladı.
Tam yere düşüp gözlerimin kapanacağı sırada en son gördüğüm ve duyduğum şey Jeongin'in "Seungmin!" diyip sanisiyesinde yanıma ulaşıp beni tutmasıydı.
-----------------------şimdi şöyle bir şey var ki Seungmin'in yanına normal biri koşarak birkaç saniyede ulaşabilir ama Jeongin sanisiyesinde ulaştı. Bunu da belirtmek istedim😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic Powers -MinSung
FantasyBir gün Minho rüyasında 7 kişi görür fakat pek aldırmaz. Taki onları gerçek hayatta görüp, doğuştan kendi bileğinde olduğu gibi onların bileklerinde de rakamlar görene kadar... (ilk görüşte aşk içerir!)