Episode-1

921 71 167
                                    

Fıstıklarım uzun bi aradan sonra merhaba.
Yeni bir İcKer kitabıyla sahalardayız yine eheheh.Umarım Coincidencia gibi buda sevilir ve güzel yorumlar gelir.. umarım beğenirsiniz.
Sizleri seviyorum.
İyi okumalar..❤️



Kerem'den

"Şşş.. aloo. Kerem" buğulu sesler kulağımda netleşince gözlerimi camdan ayırıp, yanımda ki Barış'a çektim.

"Ne var oğlum. Kerem Kerem.." sinirle soludum burnumdan.

"Oğlum o kadar geldik kafeye beraber. Herkes car car konuşuyorken sen suspussun" gözlerimi devirdim.

"Ben sana gelmek istemediğimi söylemiştim" kolunu sandalyenin koluna dayayıp bana döndürdü vücudunu.

"Evkolik oldun iyice oğlum. Ne bu ev sevdası" omuz silktim.

"Keyfim, evde kıçımı yaymamı söylüyor" göz devirdi.

"Keyfini sikeyim" koluna vurdum. Tam ağzımı açıp dalacaktım ki Gomisin konuşmasıyla ona döndük ikimizde.

"Eğer yeni gelen forvet iyi olursa, büyük ihtimalle gidiciyim arkadaşlar" acı şekilde gülümsedi. Ortada ses yoktu. Nerden çıkmıştı bu şimdi, anlamıyorum. İlk lafa ben girdim.

"Öyle bir şey olmaz abi ya. Yedeğe geçer gelen. Sen devam edersin ki" yüzünde gülümsemesi devam ediyordu, bizi rahatlamak istercesine bakış vardı gözlerinde. Hayır ya..
Tam lafa girecekti ki Yunus konuştu.

"Abi kim gelecekte seni eleyecekler Allah aşkına. Senden iyi forvet mi var şuan?" Sertçe yutkunup kahvesinden yudum aldı. Derin bir nefes alıp gülümsemesini eksik etmeden konuşmaya başladı.

"Öncelikle teşekkür ederim Yunus ama en iyisi değilim. Olsam bile de yaşım geçiyor... Kesin bir şey yok fakat büyük ihtimalle olacak olan bu. Normal de demeyecektim size. Özellikle böyle güzel bir günde. Toplanmışız keyifimiz yerinde. Ama sonradan duymanızı da istemedim."

Zaten halim yoktu, havamda da değildim. Bu haber beni iyice bok etmişti. Gomisle aramızda abi kardeş gibi bağ vardı. Beni küçük kardeşi gibi görür, beni kollar korurdu. 22 sezonun da özellikle sırt sırta verip takımı kümeden kurtarmıştık. İkimiz onunla başkaydık.

Kaan, "Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Modum da düştü." Gomis hemen araya girdi.

"Moraliniz düşsün diye demedim çocuklar. Sadece sonrasından öğrenmek kötü olurdu. Aniden duymak insanı daha da üzer... Hem önemli olan şey oyuncunun gidip gitmesi değil. Önemli olan şey Galatasaray. Takım için en iyisi düşünmek lazım. Dediğim gibi yaşım geçiyor.. genç biri olması lazım. Kabullenmek gerekiyor 37 yaşındayım" gülümsedi bize tek tek bakıp.

Barış, "E abi senin yerine kimi alacaklar... Yani eğer böyle bir düşünce varsa oyuncuyu da önceden ayarlamış olmaları gerek.. görüşme vardır illa dimi?" Gomis kafasını salladı olumluca. Titrek bir nefes aldım.

Evet haklıydı. Galatasaray'ı düşünmek ve kulüp için en iyi planı ayarlamak gerekiyordu. Ama demekle de olmuyordu. Burda bağ kuruyorsunuz birileriyle; abiniz oluyor, kardeşiniz, can yoldaşınız oluyor. Gidince ise insan boşluğa bırakıyor kendini ve bu maçlara da yansıyor ister istemez. Düşüncelerden çıkıp kendime geldim ve dinledim masada ki sohbeti.

Gizemli Tutku •İcKer•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin