Zeynep ve Mira yukarıya çıktıktan bir süre sonra Cüneyd de lavaboyu kullanmak için müsaade isteyerek kalkmıştı oturduğu yerden. Meryem'in hazırladıklarını yemeye devam ederken çayların bitmesiyle Meryem çay koymak için yerinden kalkıp mutfağa geçmişti. Bunun üzerine Sinan, yardım bahanesiyle yerinden kalkıp Meryem'le konuşmak için mutfağa ilerledi hemen.
Kadın çayı koyduktan sonra arkasını dönmüş ve Sinan'la karşılaşmıştı. Bir anda görünce sıçramış ve "Ay!" diye bir ses çıkartarak elini kalbine götürmüştü kapıdaki çocuğu gördüğünde. "Korkutmak istememiştim. Özür dilerim." dedi Sinan kadının bu haline. Ardından Meryem "Bir anda görünce... Bir şey mi lazımdı oğlum?" demişti çocuğa. Sinan beklentiyle Meryem'e bakmaya başladı.
"Meryem Teyze sizden bir şey rica edebilir miyim?"
"Tabi oğlum, hayırdır inşallah?"
Heyecanla konuşmaya başladı Sinan.
"Meryem Teyze, bilmiyorum biliyor musunuz ama Zeynep denizi çok seviyor, düşüncesi bile gözünü parlatıyor. İzniniz olursa onu okul çıkışında vapura bindirebilir miyim? Geç kalmayız, hemen karşıya geçer, geri döneriz. Zaten vapur kalabalık oluyor, aklınıza bir şey gelmesin."
Meryem, Sinan'ın isteğiyle başını iki yana hafifçe sallamış ve konuşmaya başlamıştı.
"Olmaz oğlum, evine gelsin Zeynep, dersini çalışsın, gezmeye falan alışmasın öyle."
Meryem çok korkuyordu kızının kafası karışacak, başına bir şey gelecek diye ama bir yandan da biliyordu Zeynep'in denizi yakından görmek, kokusunu çekmek istediğini. Sinan bir kez daha şansını denemek istedi.
"Meryem Teyze, Zeynep okulu çok seviyor, hatta hayatımda okula onun kadar hevesle gelen kimseyi görmedim. İleride de çok başarılı olacağına, istediği mesleği yapıp kendi ayakları üzerinde duran çok güçlü bir kadın olacağına eminim. O bu kadar bağlı olduğu hayallerinden vazgeçecek bir kız değil, üstelik onu bu kadar destekleyen bir annesi varken. Kendisi için vazgeçecek olsa sizi hayal kırıklığına uğratmaktan korkar, yine vazgeçemez."
Meryem yine ikna olmamıştı bu sözlerle.
"Küçük o daha, kafası bir anda karışıverir. Gezmek hoşuna gider, hep ister."
Zeynep, Meryem'in küçük kara kuzusuydu ama aslında oldukça olgun ve aklı başında bir kızdı. Sinan biliyordu Zeynep'in kafasının karışacak bir kız olmadığını. Üstelik hayat sadece okuldan ibaret değildi, olmamalıydı da. Zeynep hakkındaki düşüncelerini anlatmaya başladı çocuk bu sefer.
"Meryem Teyze, Zeynep hiç çocuk olamamış, ergen bir genç de olamıyor yaşıtları gibi. Benziyoruz bu konuda birbirimize, ben de çocukluğumu gençliğimi yaşayamadan yetişkin olmak zorunda kaldım onun gibi. Benim yaşayamamamın sebebi ailemdi, çok küçük yaştan beri kendi sorumluluğumu almak zorunda kaldığım için çocukluğumu yaşayamadım. Zeynep'in onu çok seven bir annesi var ama o da belki büyüdüğü ortamın şartlarından, kurallarından ötürü çocukluğunu yaşayamamış, şimdi de gençliğini yaşayamıyor. Korkularınızı anlıyorum, Zeynep'in güçlü ve başarılı olmasını, kimseye muhtaç olmamasını istiyorsunuz ama hayat başarıdan ibaret değil. Siz hiç vapura bindiniz mi mesela? Ayağınız denize değdi mi? Ya da isteyip de yapamadığınız ne var mesela çocukluğunuza dair?"
Düşündü Meryem, ne kadar çok şey vardı aslında isteyip de yapamadığı. Çocukluğuna dair bir anısı geldi aklına, konuşmaya başladı.
"Küçükken pamuk şekere özenirdim çok ama alamadım hiç."
Meryem'in gönlündeki hüzün belli oluyordu her halinden. Sinan biliyordu kadının neler hissettiğini, Zeynep de aynı şeyleri hissetsin istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Başka Bir Mesel
ФанфикCüneyd, Zeynep'i gerçekleştirebileceği ihtimaller için özgür bırakmıştı. Aklıyla verdiği bu karara kalbi uyabilecek miydi? Sinan, hayatına bir anda giren kız sayesinde yaşama arzusunu geri kazanabilecek miydi? Ceylan ve aslan, suyu arayan iki balık...