18. Bölüm

592 38 334
                                    

Zeynep ve Sinan, Cüneyd'in yanından ayrılmış, eve dönmek için sokakta yürümeye başlamışlardı durağa doğru. Sessizlik içindeydi ikisi de, ne söyleyeceklerini bilmiyorlardı. Sinan yine yardım ediyordu işte bir şekilde Cüneyd'e ve Zeynep bu çocuğa daha nasıl minnet duyacağını bilemiyordu yaptıklarından ötürü. İstemsizce yüzünü Sinan'a döndü ve yürürken ona bakmaya başladı parlak bakışlarıyla.

Sinan üstündeki bakışları fark ettiğinde başını Zeynep'e çevirmiş, onun içi gülen gözleri ve minik tebessümüyle karşılaşınca istemsizce gülümseyerek "Ne oldu?" demişti yumuşak sesiyle. Zeynep bir şey söylemeyerek omuz silkmişti, teşekkür etmek istemedi, o anın farklı bir büyüsü vardı ikisi arasında, bunu bozmak istememişti, Sinan anlardı onun bir bakışını, bir gülüşünü ki anlamıştı da, o da gülümsemişti kıza.

Zeynep, yaşananlardan biraz olsun uzaklaşmak istedi Sinan'la yürürken, etrafına baktı, hava çoktan kararmış, gece yarısına yaklaşmıştı. Etraf oldukça sakindi, "İlk kez gece dışarıda dolaşıyorum." demişti Zeynep. Cüneyd'in onu kovduğu gece vardı bir de, o gün Cüneyd yüzünden çıkmıştı dışarı, şimdi ise Cüneyd için.

Sinan gülümsedi kıza, pek dolaşıyor sayılmazlardı, bunun yerine bir akşam çıkıp dondurma yemek, amaçsızca sahilde yürümek isterdi Sinan. Bir gün bu hayalleri gerçekleşir miydi düşünmeden edemedi, bir gün Zeynep onu seçer miydi tüm belirsizlikleri silerek?

"Sen de istersen ileride istediğin gibi dolaşabiliriz."

Tepkisini ölçmek için kıza baktı Sinan, ters bir tepki vermemesini, yüzünün düşmemesini dileyerek. Kızın utançla başını eğişini, minik tebessümünü görünce kendisi de gülümsedi genç adam, içi rahatlamış, bir yandan da kalbi hızla atmaya başlamıştı yine. Zeynep de farksızdı ondan, çocuğun alttan alta teklif ettiği şeyi anlamış, içi bir tuhaf olmuştu. Rahat hissediyordu Sinan'ın yanında, her şeyden uzaklaşmış, tüm dertlerinden arınmış hissediyordu. Çocuğun güven veren sevgi dolu gülümsemesini görmeyi, onunla çekinmeden muhabbet edebilmeyi, birlikte vakit geçirmeyi, tüm o kurallardan ve yasaklardan sıyrılmış hissetmeyi seviyordu.

Sinan kendinden farklıydı ama çocuğun kendini her zaman anladığını hissediyordu Zeynep, onu yargılamadığını, garipsemediğini görüyordu. Levent Bey, Suavi dede, Mira ve diğerleri de iyi davranıyordu ama onların yanında kendini böyle rahat hissedemiyordu, onların farklılıklarını görüp garipsediğini hissediyordu, bir şey demiyorlardı elbet ama bunu hissetmek bile tam anlamıyla rahat hissedememesi için yeterliydi. Oysa ki Sinan farklıydı, belki de yaşamı onun için diğerlerine olduğundan daha uzaktı, daha garipti ama bir kez bile bunu hissettirip rahatsız etmemişti kızı, aksine fazla anlayışlıydı her konuda, bu da istemsizce Zeynep'in ona daha fazla çekilmesine sebep oluyordu kendisi bile fark etmeden. Sevdiği, yanında kendi olabildiği, özgür hissettiği bu çocuğu bırakmak istemiyordu.

Gülümseyerek yürümeye devam ederken aniden başının dönmesiyle duraksadı Zeynep bir an, sabahtan beri üst üste gelenler yüzünden tek lokma yiyememişti, bir anlığına sakinleştiğinde kendini belli etmişti kan şekerindeki düşüş. Sinan, duraksayıp parmaklarını istemsizce alnına götüren kızı gördüğünde paniklemiş, bayılma ihtimaline karşı ellerini refleksle tutacak şekle getirmişti.

"İyi misin?"

Endişeyle sorduğunda kız başını sallayarak onaylamış, ardından anlık gelen baş dönmesinin düzelmesiyle elini çekerek çocuğun endişesini geçirmek adına hafifçe gülümseyerek "Başım döndü bir an." demişti. Sinan kızın neden başının döndüğünü tahmin edebiliyordu, oldukça yorucu ve kötü bir gün geçirmişti kız, yemek yemenin aklına dahi gelmeyeceğini biliyordu, yine de yemesi, güçlü olması lazımdı ama eve gittiğinde yine bir şey yemeyeceğine de emindi. Yürümeye devam ederken bir anda ciddi bir tonda konuşmaya başladı Sinan.

Başka Bir MeselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin