Şehitler Ölmez

37 4 0
                                    

Şubatın soğuk günlerinden biriydi. Alarcın ve Alara sabah erken kalkıp okula gitmek için hazırlanmıştı. Anne ve babaları da izin günlerinde evin eksikleri için erkenden AVM'ye gitmek için hazırlanmıştı.

Herkes hazır olunca arabaya binip ilk önce okula gittiler. Alara 4. sınıf, Alarcın 7. sınıftı ama okulları birleşikti. Okulun önüne gelince Alara annesi Aysun'u, Alarcın babası Turan'ı öptü. Sonra Alara Turan'ı, Alarcın Aysun'u öptü ve arabadan indiler. Okula girene kadar Aysun ve Turan kızlarını izledi. Alarcın okula girmeden önce son bir kez arkasına baktı ve arbanın açık camından annesi ve babasını gördü. Onlara gülümsedi, onlarda ona gülümsedi. Ve Alarcın önüne dönüp okula girdi.

⛓️

4. dersin başlarında yağmur yapmaya başlamıştı. İstanbul'da fırtına bekleniyordu.

Alarcın her teneffüs Alara'yı kontrol ediyordu. Çünkü babası her gün tembihliyordu. Bu teneffüste de yanına gitmişti. Üzgün görünüyordu. Derste canı sıkılmıştır ya da bir arkadaşıyla tartışmıştır diye düşündü. Bir sonraki teneffüste de böyle olursa yanına gidip konuşacaktı. Zil çalınca Alarcın sınıfına geçmişti.

⛓️

Alarcın teneffüste Alara'nın yanına gidip bakmıştı biraz daha neşeli görmüştü onu. Cuma günü olduğu için öğle arası 5. dersten sonraydı. Alarcın çok acıkmıştı bu yüzden sınıfa gitti. En yakın arkadaşı Elif de sınıftaydı. Ders matematikti ve Elif yine ödevlerini yapmamıştı. Alarcın'ın kitabından geçiriyordu.

Alarcın gidip Elif'in yanına oturdu. Bir süre onu izledi. Elif "Bu ne biçim soru?" diye söyleniyordu.

"Dinlersen anlarsın." dedi Alarcın da cevap olarak.

Elif, Alarcın'ın geldiğini fark etmemiş olacak ki abartılı bir şekilde yerinde zıpladı. Yüzünü ona çevirdi ve yüzüne aval aval baktı. Alarcın da bu haline güldü.

"Sen ne zaman geldin?" diye sordu. "Hem dinliyorum ama anlamıyorum. Ne biçim ders bu?"

"Tamam boş ver çalıştırırım ben seni." dedi Alarcın ve karnı guruldayınca devam etti, "Kantine gidelim, ölücem açlıktan."

"Tamam son iki soru kaldı onlarıda gelince yaparım."

"Haydi kalk o zaman!" diye yükseldi Alarcın aniden.

"Ne hemen yükseliyorsun!" diye de Elif yükseldi. Sonra hiç bir şey olmamış gibi konuşa konuşa kantine indiler.

Birer tost ve ayran alıp yiye yiye sınıfa çıktılar. Tam sınıflarının olduğu kata gelmişlerdi ki zil çaldı. Elif, ödevinden kalan 2 soruyu hatırlayınca Alarcın'ı bırakıp sınıfa koştu. Alarcın da arkasından Elif'in bu haline güldü.

⛓️

Son derse girmeden önce Alarcın, Alara'nın yanına gitti. Yine üzgün olduğunu görünce yanına gitti. Sınıfta birkaç kişi vardı, girmesi sorun yaratmazdı. Alara'nın yanına oturdu.

Alara kafasını Alarcın'a çevirdi Alarcın yüzünü ona yaklaştırmış bakıyordu.

"Niye üzgünsün?" diye sordu Alarcın.

Alara bir süre konuşmadı. Sonra, "İçimde kötü bir his var." diye cevap verdi.

"Niye?" diye sordu Alarcın.

"Nereden bileyim abla?" dedi Alara.

"Bil, senin hislerin değil mi?"

"Of, abla!" dedi Alara. Biraz sinirlenmiş, üzgün halinden kurtulmuştu. Alarcın bunu görünce zaferle gülümsedi. Alara ablasının yaptığı şeyi anlayınca oda gülümsedi.

Zincir AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin