Görev

14 2 0
                                    

 
♪Alay Marşı♪

  Yukarı çıkıp duşa girmiştim. Duştan çıkıp dişlerimi fırçaladım. Saçlarımı kurutmadan giysi dolabına ilerledim. Dolabı açıp içine göz gezdirdim. İç çamaşırlarımı, koyu yeşil, paraşüt pantolonu ve siyah, kısa tişörtü alıp giydim. Buradan götürecek bir şeyim yoktu, her şey fazlasıyla orada bulunuyordu. Elbiseleri de yeni alacaktım.

  Dolabın üst rafından büyük boyda bir sırt çantası çıkardım. İçine, 3 takım iç çamaşırı, ikisi siyah, ikisi beyaz tişört, 1 siyah pantolon, biri siyah, biri giri eşofman koydum. Tabletimi ve şarj aletimi de ekledim.

  Bu sırada odanın kapısı tıklandı ve açıldı. Alara gelmişti. "Abla," dedi ve saçıma baktı, yüzünde kısa bir gülüş oluştu. "Saçını örebilir miyim?"

  Cevap vermeden makyaj masasına ilerleyip tarak ve toka aldım. Alara da yatağa oturmuştu, bende hemen önüne oturdum. Elimdeki tarağı uzattım, alıp saçımı taramaya başladı. "Duru aradı az önce," diye konuştu Alara. "Yarın beraber hastaneye geçeceğiz sonra burada akşam yemeği hazırlayıp yiyeceğiz."

  Ateş... Yarın Alara'yla birlikte hastaneye gidemeyeceğimi biliyordu, yalnız kalmasını istemediğimi de biliyordu. Duru'ya o söylemiş olmalıydı.

  "Tamam, arabayı sana bırakıyorum zaten. Dikkatli olun."

  "Tamam." dedi gülerek. İşte bu gülüş gerçekti. Taradıktan sonra örme kısmına geçti. Saçlarım normalde kürek kemiğime kadar geliyordu ama ıslanınca birkaç santim uzamıştı.

  Örgünün bittiğini anlayınca tokayı uzattım. Alıp ucunu bağladı. "Çok güzel oldu." dedi saçıma bakarak.

  "Sen yaparsında güzel olmaz mı?" dedim. Saate baktığımda 21.41'di. Daha çok vardı, halbuki oyalanmıştım.

  "Ben aşağı iniyorum işin bitince gelirsin." dedi Alara ve yataktan kalkıp odadan çıktı. Yatağın üstündeki telefonumu elime alıp Yasir'i aradım. Telefon ikinci çalışta açıldı.

  "Alarcın?"

  "Yasir, bizim yeni savcı var ya, ismi Ateş. Onun numarasını atacağım sana, 5 dakikan var, hakkında ne bulursan dosyala at. "Bakalım kimmiş bu savcı.

  "Tamam da ne yapacaksın?" Zıkkımın kökünü hesaplayacağım.

  "Sen at, ne yapacağıma bakarız." dedim aklımdan geçeni söylemek yerine.

  Telefonu kapatıp Ateş'in numarasını Yasir'e attım. Sonra evin konumunu da Ateş'e attım.  1 dakika sonra Ateş'ten cevap geldi.

  A. Savcı: Unuttun sandım
  Alarcın: Ben kolay kolay unutmam
  A. Savcı: Tamam Alarcın
  A. Savcı: Git hazırlan beklemem orada
  Alarcın: Hazırım
  Alarcın: Git sen hazırlan
  Alarcın: Birde benimle emir kipiyle konuşma.

  Telefonu yatağın üstüne bıraktım ve yataktan kalktım. Saat 22.00 olmuştu. Tam 1 saat vardı. Vazgeçip geri yatağa oturdum. Telefonu alıp bu sefer Çağrı'ya mesaj attım.

  Alarcın: Bana davet için birkaç elbise al. DÜZGÜN elbise.

  Birkaç dakika sonra cevap geldi.

  Çağrı: Aldım bile
  Çağrı: Parayı senin hesaptan ödedim
  Çağrı: Hem almamış olsam bu saatte nerden elbise bulcam??
  Alarcın: Tamam

  Telefonu kapatıp yatağa koydum. 2 bildirim daha geldi ama bakmadım. Yataktan kalktım ve dolaptan siyah, yazlık kabanı çıkardım. Bugün kullandığım çantamdan silahımı ve cüzdanımı da çıkardım. Dolabın alt kısmındaki çekmecede çorapların arasına sakladığım şarjörlerden üç tanesini aldım ve yatağa fırlattım.

Zincir AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin