Duyduğum cümleye
çokta şaşırmamıştım.Zaten böyle düşünüyordum.Ama biyolojik annem yani Simay Ulusoy kolunu omzuma atıp"Öyleyse herkes kendi kızını alsın."dediğinde şaşırmıştım.O da ne yaptığını farkettiğinde hemen geri çekilip bana baktı."Özür dilerim birden oldu rahatsız olmamışsındır umarım."Kafamı sağa sola salladım."Rahatsız olmadım." Gerçekten rahatsız olmamıştım.
Bunu demem üzerine hemen eşinin yanına gidip kafasını göğsüne yasladı."Ayy Bora çok heyecanlıyım ben!"yüzü gözükmüyordu fakat yakınlarında olduğu için duymuştum ve bu içimde tarif edilemez şekilde bir şeylerin harekete geçmesini sağlamıştı.Bora Bey ise onun kulağına eğilip birşeyler demişti bu sefer duymamıştım.
"Bence de herkes kendi öz ailesiyle gitsin daha fazla sizinle görüşmek istemiyorum ex ailem(!)"
Aysu'nun bunları biyolojik aileme bakarak söylemesi içimde şüphelerin doğmasına neden olmuştu.
"Merak etme Aysu bir daha değil bizi görmek ailemizin adını bile ağzına alamayacaksın."
Biyo babamın dedikleriyle beraber Aysu'nun suratı mosmor oldu ve hiç birşey demeden kapıyı çarpıp gitti.Hemen arkasından gerçek ailesi odadan çıktı.
Odada ben,Simay Hanım,Bora Bey ve doktor vardı.Üçümüz aynı anda doktora baktığımızda adam yavaşça yutkunup hiç bir şey demeden odadan kaçarcasına çıkıp odayı terk etti.
Bora Bey'in bana baktığını hissettiğimde yeşil harelerimle yavaşça onun mavi gözlerine bakmaya başladım. Gözlerindeki ifadeyi anlamamıştım. Çözülmesi imkansız bir problem gibiydi.
"Asena,Bora ben baban oluyorum yani sen benim kızımsın ben babayım senin baban,sende duydun zaten ne diye söylüyorsam reşit olmadığın için zaten bizimle geleceksin ama seni zorlamak istemiyoruz.Ne hissettiğini kısmen anlıyorum ama içindeki karmaşayı bilmiyorum. Bu yüzden birbirimizi tanımaya çalışıp birbirimize bir şans verelim."
Yarım saat önceki ve şimdiki adam arasında dağlar kadar fark vardı. Karşımda tahminimce, heyecandan saçmalıyor masmavi gözleriyle bana beklentiyle bakıyordu. Ama benim de ondan pek bir farkım yoktu.Çok nazikti ve gözüme çok tatlı gelmişti.Onun da dediği gibi içimde biter karmaşa vardı. 17 yılımın birçok karesi film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu.O gün aklıma geldiğinde tüm vücudum elektrik akımına kapılmış gibi titredi.Dikkat çekmek istemediğim için hemen başka şeyler düşünmeye çalıştım.
Daha fazla susmanın anlamsız olacağını düşündüğüm için derin bir nefes aldım. "Bora Bey herşey çok ani oldu.Fakat sizin dediğiniz gibi reşit olmadığım için sizinle gelmek zorundayım. Bana karşı nazik olduğunuz içinde ayrıca teşekkür ederim."
Söylediklerimden sonra ikisi de rahatlamış gibi omuzlarını indirip derin bir nefes aldılar.Ciddi anlamda ne yapacağımı bilmiyordum.Garip hissediyordum ama üzgün değildim onların kızı olmadığım için,aksine rahatlamıştım belki de daha mutlu olurdum. Zaten küçücük şeylerle mutlu olup sevinen biriydim.Onlar bana kötü birşey yapmadıkça benim de onlara zararım olmazdı.
Simay Hanım gözlerini yavaşça bana çevirdiğinde bende ona baktım."İstersen arabada daha detaylı konuşabiliriz hem bir birimizi tanımaya da çalışırız. Ne dersin?"
Olabilirdi bende tanımak istiyordum onları. Onu başımla onaylayıp birşey demeden kapıya doğru yürümeye başladım.Elimi kapı koluna atacakken benden önce benim elime kıyasla çok daha büyük bir el kapıyı açıp bana küçük bir reverans yapıp bana yer verdi."Bayanlar önden."Bora Beye kısa bir süre baktım.Ben odadan çıktığımda Simay Hanımda hemen arkamdan geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ULUSOYLAR
Teen FictionBir hata. İki mahfolmuş hayat. 17 yılı bir hata yüzünden çok kötü geçmiş bir kız. 17 yılı birbirinden kötü geçen bir aile. Ulusoy'lar. Aysu'yu gerçek kızı sanan aile.Fakat ait olmadığı bir aileyi paramparça eden kız. Çoçukluğu,diğer çocuklar gibi ge...