HELLOOOOOOOO uzun zaman sonra merhaba biliyorum ortada yoktum ama döndüm sizi seviyorum artık buradayım❣️
Elleri toprağa gitti Gümüşkartal'ın, hâlâ hayat arkadaşının toprak altında olduğunu bilmek canını acıtıyordu. Aslında en büyük can acısı evladıydı, karısını kaybetmişti ama evlat acısı bambaşka olurdu. Derin bir nefes verdi. Kiraz, güzeller güzeli kızı aklına gelmişti, bu soğuk toprak ona yakışmazdı.
"Napıcaz abi?"
En sadık adamı Ali'nin sesini duyup başını kaldırdığında adam direkt gözlerini yere indirmişti. Gümüşkartal ile göz göze gelmek bile insanı tedirgin ediyordu o yüzden herkes ona derin bir şekilde bakamazdı.
"Tek şansımız var, o kızın yanına gideceğim."
"Abi buyur biz getirelim."
Oturduğu yerden kalkıp derin bakışlarını adama dikmişti Gümüşkartal.
"Senin ya da hiç bir adamım gücü yetmez o kızı buraya getirmeye, bizzat kendim gideceğim!"
Ali direk başını sallayıp
"Emrin başımın üstüne abi." Demişti.
Ali, Gümüşkartal'ın verdiği emirleri yapmak için hızlıca yanından ayrılmıştı. Gümüşkartal da arkasına tekrardan dönüp son kez mezara bakıp arabaya bindiğinde devasa arazisinden eve gitmeye başladı.
"Mastani neredesin?"
Genç kadın derin ormana bağırdığında Mastani yine bir ağacın dalında bacaklarını aşağıdan sallandırıp üstten efsunlanmış gibi manzarayı izliyordu. Her sabah günün ışıklarında buraya gelip güneşin doğuşunu izlerdi. Onun için bu mucizeli bir durum olsa da bir çok kasaba halkı bunu önemsemezdi bile ama Mastani farklıydı, hayata bakış açısı, yaşamı, her şeyi farklı ve bu dünya için fazlaca aykırıydı.
"Mastani in hemen oradan!"
Genç kız tanıdık gelen öfkeli sesi duyduğunda derin bir iç çekip kendi kendine yine başlıyoruz dedi.
"Ah Maria beni biraz rahat bırak, baksana ne kadar güzel."
"Derse geç kalacaksın in artık şu ağacın tepesinden, resmen vahşi gibi davranıyorsun."
Başını yukarıya kaldırıp ellerini beline koyup bana çatık kaşlarla bakan Maria'yı gördüğünde Mastani kendini tutamayıp gülmüştü.
"Öyleyim zaten, ayaklarım çıplak ve üstümde sadece ince, yeşil elbisem var. Belli bir kalıbın içinde değilim, bu hayatta özgürüm."
" Evet evet en özgür sensin anladık ama bir de sorumlulukları olan bir kızsın, hadi Mastani in artık!"
Derin bir nefes çekip dikkatli bir biçimde aşağıya indiğinde Maria, kızı baştan aşağı süzmüştü.
"Git hemen kendine çeki düzen ver, hadi!"
Maria her zaman ki gibi ak düşmüş saçlarını sıkı sıkıya topuz yapmış o siyah elbiselerden birini giyinmişti.
Yıllar geçse de hala yastaydı, eşine olan sadakatı ve aşkı yıllarca Mastani'yi hayran bırakmıştı. Ceo ise genç kıza babalık yapmış biriydi, Mastani küçükken gittiği bir dini törende kaza geçirip ölmüştü. Tüm kasaba onun gidişatına üzülüp yas tutmuştu. Sonra Maria küçük kızına daha çok sıkı sıkıya sarılmıştı, onun yokluğunu Mastani ile birlikte kapatmak istemişti ama olmamıştı. Hala bile fotoğraflarına bakıp ağladığını bazı geceler görüyordu genç kız. Maria, Mastani'nin üzerindeki siyah elbiseye baktığını anladığında gözleri nedense hemen dolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜMÜŞKARTAL ( MASTANİ) +18
General Fiction"Bana her dokunduğunda her seferinde benim kalbim çıkacak gibi mi olacak Alkan?" Adamın dudaklarına şefkatli bir gülümseme oturmuştu. O her zaman babasından duygularını gösterilmemesi öğretilmişti, bu zamana kadar Arzu da dair hayatına aldığı kadınl...