Ece'ye bir şey demeden hemen telefonu yerden alıp ayakkabılarını yarı buçuk giyip gitmişti. Ece ne olduğunu sorsa da cevap vermedi. Ece endişelenmişti. Onu takip etmeyi planladı ama vazgeçti. Umut evden hızlıca çıkıp. Arkasına baktı. Kimse yoktu rahatlamıştı. Hala duyduklarına inanamıyordu. Arabaya binip şirkete hızla sürmeye gitti. O kadar dalmıştı ki bir arabaya çarptığını bile anlamamıştı. Biranda sarsıldı ve takla atmıştı. Ne yazık ki emniyet kemerini takmamıştı.
13:45
Umut gözlerini hastanede açmıştı. Başında babası vardı. Babası ona telaşlı gözlerle bakıyordu . Zar zor "İyiyim" diyebilmişti. Ama iyi olmadığı anlaşılıyordu. Kapının açılmasıyla ikiside kapıya baktı. Bu Ece'ydi Umut ona nefretle bakıyordu. Ece onun babasını görünce ona boğmak istiyordu. Umut'un yanına gittiğinde Umut ona sahte bir gülüş attı. Ece ne olduğunu anlayamamıştı. Ali'yi tanımıyormuş gibi yapıp kim olduğunu sordu.
13:55
Biraz sohbet ettikten sonra içeriye doktor girdi. Bir kaç gün sonra taburcu olabileceğini söyledi. Umut ve Ali bu duruma itiraz edip şimdi çıkmak istediklerini söyledi ama doktor kabul etmedi. Ece yanında kalıp ona bakmayı teklif etti ama Umut kibarca reddetti. Ece ne olduğunu anlamamıştı. Daha az önce birbirlerinin gözlerine aşkla bakıyorlardı. Şimdi ne değişmişti? Yoksa her şeyi öğrenmişler miydi? Beyninde bir sürü soru vardı. Umut'la vedalaşıp evine gitti. Eve gittiğinde kendini çok halsiz hissediyordu. Üzerine rahat bir şeyler giyip yatağına uzandı. Kulaklığını takıp şarkı dinlemeye başladı. Zamanın nası geçtiğini hiç anlamamıştı bir anda saatin 9 olduğunu gördü.kulaklığı çıkartıp uykuya daldı. Bir anda telefonuna gelen aramayla uykusundan uyandı. Telefonu açtığında onu kalın bir ses karşılamıştı:
- Alo Ece sen misin?
- Evet benim ne oldu bu saate?
- Sana annenin mezarının yanında güzel bir süprizim var. Bekletme beni.
- Ne bu şimdi?
- Annen nası öldü bilmen lazım.Tam konuşacakken telefon yüzüne kapatılmıştı. Sat daha 2'ydi ama hazırlanıp çıktı. Annesinin nası öldüğünü bilmiyordu sorduklarında geçiştiriyordu. Koşar adımlarla gidiyordu bir sürü sarhoş adamların yanından geçmişti ve sağlam çıkmıştı.
Annesin mezarına geldiğinde kimseyi görememişti . Biraz göz gezdirdikten sonra gitme kararı almıştı. Tam giderken arkadan birinin boynuna eline dolayıp kafasına silahı dayamıştı:
- Selam güzelik .
- Sen kimsin lan?
- Bilmem. Ama senin kim olduğunu biliyorum Ece Sergen.
- İsmimi nerden biliyorsun. Neden çağırdın beni buraya.
- Onu söyleyemiyoruz maalesef.
- Ya o zaman siktir git.
Diyip arkadan tekme attı. Boşuna tekvando öğrenmemiş. Adam acı içinde kıvranıyordu. Ece tam kaçıcakken önüne bir adam durdu:
- Hop pala hemen nereye öyle daha senle alıcam vericek hesabımız var.
- Benim sizle hiçbir işim yok gerizekalılar.
- Ya öylemi. Senin annen bizim patronumuzu öldürmeden düşünecekti.
- Ne!
Diyebilmişti sadece annesi böyle bir şeyi neden yapsın ki? Adamlar onun bu boşluğunu fırsata çevirip onu kucaklayarak arabaya bindirdi. Ağzını ,elini, ayağını bağlayıp şoföre sür dediler. Ece sadece çırpınabiliyordu.
Umarım sevmişsinizdir bu bölümleri şuan hiç kimse okumuyo ama olsun.
7 bölümde görüşürüz❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstemsiz aşk
Storie breviEce onlardan intikam almak içim Umut'u kendine aşık eder peki ya kendine aşık edebilecek mi? Kitapta silah argo kelime olabilir.