MATEMATİK (+18)

19

Okula gitmek için can atıyordum onu görecektim deli gibi mutluydum ağzım kapanmadan gülüyordum.

***
Okula girdiğimde bugün tören olacaktı.O kadar güneşti ki bu sıcakta birde tören çekilmez ki evet yine güneş olduğu için deli gibi hapşuracaktım.Küçüklükten belli hep böyleymiş hatta burnuma birisi dokununca da huylanırım veya hapşururum.

Tören olurken hapşururken müdür durmadan sert bir şekilde bana bakıyordu elimde olan bir durum değildi !
Ömer hoca oradaydı herkesi süzüyordu gözleri gözlerime değince ister istemez sırıttım.Sesiz bir şekilde kirli sakalının altından tebessüm ettiğini gördüm.

***
Gözlerimi açtığımda Ömer hocanın odasındaydım.Ne ben bu kadar kişi arasında bayıldım mı?
Uzanıyordum ve dışarıyı izleyen Ömer'e baktım.

"Ne oldu bana , Neden buradayım?" Dedim doğrulmaya çalışırken.

"Neyin var güzelim senin neden bayıldın şimdi iyi misin?" Dedi sandalye çekip karşıma oturdu koltukta uzanıyordum.

"Ben güneşe pek dayanamam defalarca hapsururum çok zorlanırsam bayılırım kızdılar mı müdur falan " Dedim yutkunarak.

"Neden kızsinlar didem." Dedi yüzüme bakarak.

"Her neyse ya ben derse giderim iyiyim." Dedim ayaga kalktım ve hiç bir şey demedi odadan çıktım gitti sanki bir şey olmuştu kendimi tuhaf hissettim.Derse gittim.

***
Dersimiz Ömer hocayaydı.İçeri kaskatı bir şekilde girdi.Yüzüme bakmıyordu suçluluk duyuyordum neden ne oldu ki...

Gözlerim dışarıyı kayıyordu , izliyordum...

"Dersime odaklanın ve saçma sapan yerlere dalıp gitmeyin.Sınava gireceksiniz kendinize gelin." Dedi sert bir şekilde.

Ayağa kalktım ve dersten çıktım hiç bir şey demeden herkesin bana baktığını tüm gözlerin üstümde olduğunu hissediyordum.Çünku kalsaydım ağlardım.Bunu bana yapmazdın...

Tuvalete gittim ve kendimi iyi hissetmiyordum.Her şey sevgisizlikten değil miydi zaten?

Aptal gibi beni sevsin diye uğraşıyorum.Aptal gibi ilgi bekliyordum.Ne yapıyordum ben kendime gelmeliydim.Hiç bir şey istemiyordum.Babamı bulup neden beni sevmedin diye sormak o kadar isterdim ki belki de bu hayatta tek istediğim insan babamdı.

***
Zil çalmıştı.Tuvalleten çıktım ve sınıfa doğru gidiyordum.Ömer hocayı gördüm ağladığım o kadar belliydi ki kendimi tanıyordum.Kesin burnum kızardı elim ayağım titriyordu.

"Odama geç ve kimse benim dersimde kendi kafasına göre girip çıkamaz derhal odama." Diye bağırdı hala o kadar çok kırılıyordum ki herkesin içinde bana bağırması beni küçük düşürmesi ne oldu bu adama neden benden nefret etmeye basladi ya da nefret mi bu bilmiyorum ben , ben hiç bir şey bilmiyorum.

Yüzüne kırgın bir şekilde baktım ve odaya doğru gidiyordum istemiyordum gözlerimden yaş akmasını neden durduramıyordum bilmiyorum.

"Çıkıp gitmen için izin alman gerekiyor.Okuldayız! " Dedi sert bir şekilde sadece yere bakıyordum.Onun o sert sözlerini dinliyordum.

"Kafanı kaldır ben boş duvara konuşmuyorum.Kendine gel!" Dedi bağırarak,  korkmuştum ve ben evet ben bu odadan hemen çıkmak istiyordum.

Kafamı kaldırdım." Peki hocam haklısınız." Dedim gözlerine bakıyordum ve şu an karşısında o kadar küçük duruyordum ki Nalet olsun ağlamamam gerek.

"Özür dilerim." Diye mırıldandı hiç bir şey söylemedim.Acılı bir tebessüm ettim ve odadan çıktım.Kalbim acıyordu.Ne yapmıştım ben , ona herkesten çok güveniyordum.

Derse girdim ve yine o vardı.Sesimi çıkarmadım ve öylece derse dinledim bugun nida gelmemişti.

Masaya oturdu ve dersin bitmesine 5 dakika vardı.Yoklama aldı ve daha sonra yüzüme baktı dışarıya bakıyordum.Onun yüzüne bakmak istemiyordum.Hatta şu an öğretmenler masasının önünde bile oturmak istemiyordum.

"Didem iyi misin?" Dedi yanima gelen Ares.

"İyiyim ares teşekkür ederim." Dedim ona bakıp gülümsedim.

"Oturabilir miyim yanına?" Dedi ama cevabımı beklemeden oturmuştu.

"Cevabımı beklemedin ama " Dedim ve güldü.

"Bir Yunan tanrısı cevap beklemez." Dedi bende güldüm bu kez.

"Çok güzelsin sen hem tanrıça gibi özür dilerim direk bunu söylemek hoş değildi ama sen çok güzelsin meleklere benziyorsun." Dedi sok olmuştum ona bakarken ve Ömer bizi dinliyordu.

"Teşekkür ederim." Dedim soğuk bir tavırla şu durumda bile beni umursamayan adamı düşünüyordum.

"Teşekkür etmene gerek yok ki ben sadece gerçekleri söyledim.Akşam müsaitsen yemek yemeye gidelim mi hem yeni restoran açılmış.Gurmelik yapmalıyız." Dedi ne oluyor ya bu şak diye bana mı yürüyor.

Şak diye (opsiyonel)

"Teşekkür ederim ama akşam müsait degilim.Sağ ol." Dedim yine soğuk bir tavırla.

"Arkadaşlar ders bitti hadi herkese iyi günler." Dedi ve masadan kalkarken sert bir şekilde kitabını masaya vurdu.