2. Bölüm

23 8 1
                                    

Bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmayınn.

İyi okumalar oy verip yorum yapmayı unutmayınn...
-------------------

İnsanın kalbi neden acırdı? Birini kaybederken mi acırdı? Eğer öyleyse kalbim çok acıyor. Kalbim, hayatımı düzene soktuktan sonra dostlarımı kaybettiğim için acıyordu.

Kalbin atıyor ama hayallerin, isteklerin ve bütün yaşantın değişiyordu. İstemediğin bir şeyi yapmak zorunda bırakılırız bazen. İstemediğimiz şeyleri yaparken kırılız,vicdan azabı çekeriz. Kaderim böyleymiş diye boyun eğeriz ya da buna karşı çıkarız. Ama benim karşı çıkabilme gücüm yoktu.

"Kalk! Yorulma. Mücadele et. Bu hayatı sen seçmedin ama bu hayatı şuan sen yaşıyorsun. Bu hayatını mahvetme." Hayata geliş amacımız budur belki de. Sen pes etmemeyi öğren diye bu kadar acı vardır belki de.

Her şey belki den ibaret gibi geliyor ama dimi. Ne kadar acı.

Ailem taşınmaya kesin gözüyle bakıyordu çünkü babamın işi yapması lazımdı. Onlara burda kalıp okulumu burda bitirmek istediğimi söylesem de boştu, kabul etmiyorlardı.

Okul biter bitmez taşınacaktık ve o gün gelmişti. Eşyalarımızı toplamıştık ve gidicektik. İpek ondan bir gün öncesinde yanıma gelmişti ve onun yanında ona söylemek istediğim her şeyi söylemiştim. Bir gülüp bir ağlamıştık. Ama ona veda ederken ne kadar ağladığımı tahmin edemezsiniz.
Seni anlayan birini kaybetmek çok kötü bir duyguydu bunu biliyorum artık.

Yeni evimize geldik ve eşyalarımızı yerleştirmeye başladık ama ben hiç bir şey yapmak istemiyordum. Ben eski evimi özlüyordum.

Babam şimdiden yeni okuluma kayıt yaptırmıştı. Hukuk istediğim için eşit ağırlık sınıfına koymuştu. O okula alışacak mıyım bilmiyorum ama babamın artık benim için bir şey yapmasını istemiyordum ona çok kırgındım.

Tatilin çoğunu yeni yere alışarak geçirmiştim. Yeni okul üniformamı da almıştı babam. Hiç sevmedim her şeyi ile kötü o okul benim için.
Yeni okulumda ilk gün için hazırlanıyordum. Kıyafetlerimi giydim ve yemek yemek için mutfağa gidiyordum. Oradan babam beni çağırdı." Yeni okuluna alışman zor olacak biliyorum ama böyle olması gerekiyordu kızım. Eminim oraya alıştığın gibi buraya da alışacaksın." dedi gülümseyerek. Ben tepki vermedim sadece "Tamam." dedim.
Kahvaltı yedim ve babam beni yeni okuluma bıraktı. Eski bir okula benziyordu ama bir o kadar da ihtişamlıydı. Harry Potter büyücülük okuluna benziyordu. 4 katlıydı ve kırmızı, krem rengine boyamışlardı.
Okula girdiğimde sanki herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Gene aynı hisleri yaşıyordum ve buna artık alışıyorum.

11-H benim sınıfımdı. 2. Kata çıkıp sınıfa giricektim o sırada dersler başladı ve bende hocayı bekledim öylesi daha iyi olacaktı.
Hoca geldi ve yanına giderek " Merhaba hocam ben Duru Özkaya okula nakil olarak geldim." dedim. "Merhaba kızım bende Oğuzhan Şimşek. Matematik hocasıyım ve 11-H'ın sınıf öğretmeniyim" dedi gülümseyerek. Çok tatlı bir hocaydı. Büyük ihtimal 30 yaşarındaydı. Kumral saçları vardı ve en az 1.80 boylarındaydı. Gözleri açık kahverengiydi ve resmen parlıyordu.
Bende ona gülümsedim ve "Sınıfa geçelim mi?" dedi. Bende kafa sallayarak karşılık verdim.
Sınıfa girdiğimizde herkes ayağa kalktı. Hoca günaydın dediğinde bütün sınıf gür bir şekilde "Günaydın hocam" diye bağırdı. Herkes oturduktan sonra hoca bana baktı ve " Kendini tanıt kızım."dedi.

Sınıfta 35 kişi vardı ve onlara karşı konuşacağım için nefesim daralmaya başladı, kalbim sıkışıyordu.
Kendimi zorlayarak konuşmaya başladım. "Ben Duru Özkaya bu okula nakil olarak geldim ve 17 yaşındayım. Sizinle tanıştığımıza memnun oldum." Bunları tek nefeste söyledim ve galiba ilacımı kullanmam gerekiyordu.
Orta sırada oturan bir kız gülümseyerek konuşmaya başladı. "Bende Gamze Saraç." dedi büyük bir gülümsemeyle. Bu kızla galiba iyi anlaşacağız.

" Yanıma gelmek ister misin Duru?" dedi Gamze heyecan içinde. Bende gülümsedim ve kafamı sallayarak yanıt verdim.

"Evet çocuklar, yeni bir yıla başladık ve aramız yeni arkadaşlarımız da katıldı." Oğuzhan hoca bunları diyerek bana gülümsedi. Şuanlık iyi gidiyorsun Duru, devam ett.

"Umarım geçen sene gibi başınıza sürekli bela açmazsınız bende sizi sürekli kurtarmaya çalışmam. Ha bide haberiniz olsun bu sene o kadar iyimser olmam." dedi gülerek. Bütün sınıf kahkaha attı. Büyük ihtimalle hoca ile araları iyi bir sınıftı. " Bizim sınıf biraz belalıdır," dedi Gamze. "Özellikle şurda oturan Mert. Geçen senelerde bir darp olayına karışmıştı ve kendini bir şekilde yırtmıştı. Okuldan atılacaktı ama babası sayesinde okulda kalmaya devam ediyor şuan."

Gamzenin dediği şey ile Mert denen çocuğa baktım ve beynimde resmen şimşek çakmaya başlamıştı. Evet, bu oydu. Gözlerime inanamıyordum ama bu oydu.

Cehennem ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin