Selamlarr bu bölüm kısa oldu ama idare edin. Diğer bölümü daha uzun yapacağımm. Bölüm biraz geç geldi birde o yüzden yarın da bir bölüm atacağım. Kendinize iyi bakınn.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın iyi okumalarrr.
-------------------
İçim ağlıyordu, ama dışım her şeye rağmen gülmeye çalışıyordu. Bu yaptığım ne Gamze ne de Hakan'ın zoruna gitsin. Bu benden çok kimsenin zoruna gidemezdi. Kendimi asla affetmeyeceğim. Bu yaptığım kendime saygısızlıktsn başka bir şey değildi. İstediğim mesleğe saygısızlıktı. Başkalarının hakkını savunmak istiyordum ama daha kendimi savunamıyordum. Kendimle çelişiyordum.
"Herkes önüne dönsün."diye bağırdı görevli hoca. " Vereceğim bu optikleri doldurun sonra kitapçıkları dağıtacağım."
Kendi optiğimi doldurdum sonrasında Mert de kendi optiğini doldurdu. Sınav başladıktan sonra kendi kitapçığını bana verecekti ve onun optiğini dolduracaktım.
Hoca kitapçıkları dağıttı ve sınav başladı. Hakan bana baktı ve tek şey söyledi. "Yapma Duru." Sadece gülümseyebildim. İçim acırken ona gülümsedim sadece. Ne kadar acınası.
Ben her zaman ilk önce sözel kısmı çözerdim. Edebiyatı çözdüğüm sırada karşıma çıkan bir söz sol gözümden bir damla yaş akmasına sebep olmuştu. "Ağlasam geçer, biliyorum. Ağlanmıyor."Ben şuan ağlamamalıydım. Derin bir nefes aldım ve kafamı toplayarak çözmeye başladım. Sözel kısım basitti hemen bitirdim. Ama matematik kısmına geçtiğimde sınavın asıl zor olan yerini gördüm. Gerçekten sorular çok zordu. Ama yapabildiğim kadar hızlı bir şekilde bitirip kendi sorularımı da yapmaya çalışıcaktım. Soruların çoğu benzerdi aklımda tutuyordum.
Sınavın bitmesine 40 dakika kala bitirmiştim. Mert'e kitapçığını ve optiğini verdim ve hemen kendi sınavımı yapmaya başladım. İlk olarak matematiği açtım ve aynı soruları hemen işaretledim. 20 sorudan 10 tanesi aynıydı. Diğer 10 soruyu 10 dakika da çözdüm ve hemen diğerlerine geçtim.
Edebiyatta tüm sorular aynıydı hemen hepsini işaretledim. 30 dakika da geri kalan hepsini yapmam lazımdı ama bu çok zordu. Sosyal kısmı tahminimce 20 dakika da bitirdim. Fen kısmı ise 30 dakikamı alırdı. Ama fen kısmı daha çok puan getirirdi. Bende tüm zamanımı fen kısmına harcadım.
Sonunda sınav bitmişti. Hemen eve gitmek istiyordum. Gamze'nin yanıma geldiğini görünce bende ona doğru gittim. " Dışarı çıkalım Gamze anlatacağım sana."Dışarı çıkar çıkmaz Gamze'ye sarıldım ve ağlamaya başladım. Gamze duruyordu,şaşırmıştı. "Tamam ağla dök içini. Ama ne oldu neden ağlıyorsun?"
"Gamze ben özür dilerim." Hıçkırarak ağlamaya devam ediyordum. "Sana söylemediğim için özür dilerim."
"Bunun için özür dilemene gerek yok. Konuşuruz geçer gider, yapma böyle kaldır kafanı konuşalım." Gamze benim için gerçekten bir şanstı.
Ona herşeyi anlattım. En başından beri neler olduysa anlattım.Anlatmasaydım boğulurdum. Düşüncelerimin içinden çıkamazdım.
Gamze söylediğim şeylere çok şaşırmıştı. Böyle bir şey beklemiyor olmalıydı. "Konuşsak Mert ile belki ikna olur."diyordu ama Mert'in ikna olmayacağını ikimizde çok iyi biliyorduk. "Hakan'dan yardım iste. O sana yardım eder. Mert'i sevmiyor zaten."bunu düşünmediğimi sanıyordu. "Hakan'a bir şey anlatırsam işlerin kötüye saracağını söyledi. Onu da yapamam." Güldüm sadece. Halime güldüm. Kendimi bu şeyin içine koyduğum için o kadar salak ve acınası olduğumu düşünüyordum ki. Ve öyleydim. Kendi başının çaresine bakmayacak kadar acınası bir haldeydim. Ben sevgiyi hak etmeyen biriydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Çemberi
General FictionHayatını düzeltmeye çalışıp bunu başaran bir kız. Sonrasında onu neler beklediğini bilmeden güzel günlerini yaşıyordu. Onun hayatında güzellikler kadar kötülükler de vardı. Şimdi düzelttiği hayatı tekrar alt üst olurken o insanlar ile tekrar karşıla...