Hayatımız bazen alt üst olabiliyordu ama hangi tarafı daha iyiydi bilemiyoruz.
Bazen mahvolduğunuzu zannettiğimizde şunu hatırlayın. Belkide bu iyi halimizdir.
Ben Duru, hayatım çoğu zaman kötü şeyler yaşasam dahi hayattan ümidimi kesmedim. Belkide şuan az da mutlu olmayı başarmam buna dayanıyordu.
Okulun 1. Haftasını hemen hemen hepsi sohbet ile geçmişti, okulda ders işlenmemişti.
Kahvaltımı yapıp evden çıktım ve okula gidiyordum. Okulun kapısında Mert ile karşılaştım ve benim tarafıma doğru adımlar attığını anlıyordum. Korkuyordum bir şey yapar diye.
"Naber Duru" diyerek kolunu omzuma atmıştı. İrkildim ve bir şey demeden hemen kolunu omzumdan attım. O sırada Deniz'in orda olduğunu sonradan fark ettim. Bize doğru sinirli adımlarla geliyordu. Sarı çiyan felaket için geliyordu galiba.
Yanımıza gelip Mert'in kolundan çekerek hızlıca başka tarafa doğru yürüdüler.Sanki ben onun şerefsiz sevgilisine çok meraklıyım ya.
Diğer taraftan Deniz in bağırış sesleri geliyordu. "Neden kolunu o kızın omzuna attın lan" diye haykırıyordu resmen. Mert çok sakin bir sesle " Canım istedi diye" cevap verdi.
Deniz hâlâ bağırmaya devam ediyordu. Gülerek onlara baktım sonrasında sınıfa çıktım. Gamze'nin yanına gittim ve sıraya geçtiğimde Deniz arkamdan gelmişti. Beni oturmadan kolumdan çekip"Noldu Duru, sevgilime göz mü koydun?"dedi.Bu kız galiba kafayı yemiş."Ne diyorsun sen Deniz saçma sapan konuşma."dedim sinirli bir şekilde. "Madem ben saçma konuşuyorum neden sevgilimle beraber okula geliyorsun kızım" diye bağırdı.
Beraber okula gelmek mi? Kafayı sıyırmış bu kız gerçekten."Onunla okula beraber falan gelmedim. Kapıda karşılaştık ve direkt kolunu omzuma attı zaten onu sende gördün" dedim ses tonumu sakin tutarak. "Şimdi git güven sorunlarını sevgilinle hallet sarı çiyan."
Oradan Mert sınıfa geldi. "Yapma ama Duru, okula beraber gelirken gayet mutlu duruyordun ama.Neden şimdi böyle diyorsun "dedi alaylı bir sesle.
Bu da galiba sevgilisi gibi kafayı sıyırmıştı. "Ya bi gidin sizinle uğraşamam" dedim. Tam arkamı dönüp gidecekken Deniz kolumdan tutup beni kendi tarafına döndürdü ve yüzüme tokat attı. Bu kız çok fena canına susamış olmalı."Ne yapıyorsun ya sen," diye bağırarak araya giren kişi Gamze oldu. "Kimseye vurmaya hakkın yok Deniz. Kendine gel." Tam konuşacaktım ki Mert lafı ağzıma tıkayarak" Yürü güzelim böyle bir kızın dediği şeylere takılma."diyerek Deniz'in koluna girdi ve oradan bana göz kırparak sınıftan çıktılar. Şuan onun üstüne atlayıp gözünü oymamak için kendimi çok zor tutuyorum.
Sınıftan çıktıktan sonra direkt lavaboya gittim ve şoku atlatmaya çalıştım. Arkamdan Gamze gelmişti. Kapıya vurarak" Duru kapıyı aç,dışarı çık" diyip duruyordu ama şuan yalnız kalmak en iyisi olacaktı.
Zil çaldı ve ders başlayacaktı mecburen sınıfa gittim. Gamze sınıfa çoktan gitmişti. Sınıfa girdiğimde Mert ile Deniz yan yana oturmuş gülüyorlardı. Bu kız şüphesiz gerizekalı.
Sırama oturduğumda " İyi misin?" diye soran kişi Hakan'dı. Yiğit'in çocukluk arkadaşı olup Mert ile de arkadaştı. 190 boylarındaydı ve basketbolcuydu. Sınıftakilerden 1 yaş büyüktü, okula geç başlamış olmalı.Gözleri yeşildi ve çok tatlı bir yüzü vardı.
"Bunu neden merak ediyorsun?" diye sordum umursamaz bir şekilde. Ama Hakan'ın gelip bunu sorması garibime gitmedi değildi. "Sadece bu zamana kadar Deniz'in gazabından bu kadar kolay kurtulan olmamıştı da ondan sordum."dedi gülümseyerek. Kulağıma yaklaştı "Ve ayrıca ona sarı çiyan demen çok iyiydi, hoşuma gitmedi değil." Dediği şeye istemsizce güldüm.
Gamze garip bir şekilde bize bakıyordu ve ağzında bir şeyler geveliyordu. Yanıma geldi ve o da iyi misin diye sordu. " İyiyim sadece şaşırdım bir şey yapmadığım halde gelip tokat atıyor bana, bunu sınıf hocasına söylicem" dedim Gamze'ye.
Gamze derin bir nefes verdi ve "Tavsiye etmiyorum. Daha kötüye sarar" dedi. "Umrumda değil Gamze bana sebepsiz yere attığı o tokatın acısı çıkacak."dedim. Deniz bizi duymuş olmalı ki önümden geçtiğinde "Çıkar bakalım Durucuk nasıl çıkartacaksın acısını" dedi. Göz devirdim ve sadece önüme baktım.Zil çaldı ve sınıf hocamızın yanına yani Oğuzhan hocanın yanına gidiyorum. Hoca 5 dakikanın sonunda gelmişti. Hemen yanına gidip"Merhaba hocam nasılsınız?" diye girdim konuşmaya." Sizinle bir şey konuşabilir miyim acaba?"dedim. "İyiyim kızım teşekkür ederim," dedi meraklı bir yüzle." Ne oldu bir sorun mu var?"
Hocaya olayı kısaca anlattım ve o da şaşırmıştı." Tamam Duru sen merak etme ben Deniz ve Mert ile konuşucam sen sınıfına dönebilirsin." dedi bende teşekkür ettim ve sınıfa döndüm.
Gamze naptın diye ısrarla soruyordu. "Oğuzhan hocaya anlattım Gamze başka ne yapabilirim. Kötüye sarar diyorsun ama gidip ona bende tokat atsam ondan ne farkım kalır? Üstüne üstlük olay daha çok büyür hocaya söylemek en mantıklısı" dedim. Gamze de " Evet öyle olur haklısın" dedi.
Ama öyledi, gidip onun gibi yapsam ondan ne farkım kalırdı ki. Bu dünyada ki insanlara kendi yaptığı gibi karşılık vermek artık saçmaydı çünkü anlamazlardı. Anlasalardı en başta yapmazlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Çemberi
General FictionHayatını düzeltmeye çalışıp bunu başaran bir kız. Sonrasında onu neler beklediğini bilmeden güzel günlerini yaşıyordu. Onun hayatında güzellikler kadar kötülükler de vardı. Şimdi düzelttiği hayatı tekrar alt üst olurken o insanlar ile tekrar karşıla...