9.Bölüm

40 7 5
                                    

Merhabalarrr yeni bir bölüm ile sizinleyimm

Size keyifli okumalar diliyorum veee kaçıyorumm
Oy verip yorum yapmayı unutmayın sizi seviyorumm...

Gözlerine aşık oldum, yanıyom ben yanıyorumm
------------------
Mutluydum. Birilerinin sen zordaylen yanında olması gerçekten güzel hissettiriyormuş. Hakan ve Gamze sayesinde mutluydum. Okula ilk geldiğimde böyle olacağını tahmin etmemiştim.

Hakan'ın benim için Mert'i dövmesi hem iyi hem kötü olmuştu. Hakan'a gidip bir daha böyle bir şey yapma demek istemiyordum çünkü Mert daha fazla üstüme gelirdi ama yapacak bir şey yoktu. Bazen, bazı şeyler için göze alınması gereken şeyler vardır. Bu da onlardan bir tanesi.

Sınıfa gittiğimde Hakan, Yiğit ile sırasında oturuyordu. Yanına gittim "Hakan biraz konuşabilir miyiz?"diye sordum. " Ne konuşacaksınız?"söze atlayıp bu soruyu soran Yiğit olmuştu. Sonrasında ne dediğini yeni anlamış gibi gözlerini sıkarak kapattı. " Sanane lan ne konuşucağımızı sana mı soracağız?" Hakan Yiğit'in sorduğu soruyla dalga geçti ve bahçeye çıktık.
"Bunu söylemeye ne kadar yüzüm var bilmiyorum ama bir daha benim için Mert ile kavga etme. Ne kadar korumak için yaptıysan da hoş bir şey değildi." Utançtan bayılacak gibi hissediyordum. Yaptığı şey gayette iyi bir şeydi, hatta az bile yapmıştı. " Öyle mi düşünüyorsun gerçekten Duru?" Sesi kırılmış gibi çıkıyordu ve kırıldıysa bile haklıydı. "Evet, öyle düşünüyorum." Sadece bunu diyebildim. "Peki Duru. Bir daha karışmayacağıma emin olabilirsin." Buruk bir gülümsemeyle bakarak yanımdan ayrıldı.

Ağlamak istiyordum. Eve gidip saatlerce yazmak istiyordum. Ama tek yaptığım her şeyi mahvettikten sonra beklemekti.

Sınıfa gittim ve Gamze beni görür görmez "İyi misin sen, yüzün neden böyle asık?" Endişeli sesi beni daha çok huzursuz ediyordu. Kimsenin benim için endişelenmesini istemiyordum artık. " Bir şey olduğu yok Gamze." Sesim biraz sert çıkmıştı farkındaydım. "Sen nasıl diyorsan öyle olsun."

"Günaydın çocuklar. Herkes ayağa kalsın bakalım bir yüzünüzün nurunu göreyim." Bunu söyleyen tabikii Oğuzhan hocaydı. "Evet evet evet. Hepiniz tek tek bitmişsiniz resmen. Bu haliniz ne canlanın biraz haydi haydi." Ellerini birbirine vurarak uyandırmaya çalışıyordu bizi. Bütün sınıf ona karşılık vererek alkışlamaya başladı.

"Evett madem kendinize geldiniz sizi mutlu edecek bir haberim var." Oğuzhan hocanın dediği ile bütün sınıf bağırmaya başladı. "Yarın deneme sınavı olacaksınız arkadaşlar. Tüm ülke geneli bir deneme sınavı yapılacak." Evet, deneme sınavı yapılacaktı ve ben okul açıldığından beri ders çalışmamıştım.

"Müdür beyin söylediğine göre okulda ilk 100'e giren öğrenci olursa ödül alacak. Ödülü bende bilmiyorum gelip kafamı ütülemeyin. Anlaştık mı?" İrem söze girdi ve "Yiğit'ten başka yapabilecek kimse yok zaten hocam kimse gelip sormaz." demişti. Bu kızdan başka kimse bu şeyi demezdi zaten. Yiğit kızın dediğine gülmüştü. "Seni seven biri söylediğinde gülersin tabii." Fısıldayarak kendime söylediğim şeyi Gamze fark etmiş olmalı ki "Efendim, bir şey mi söyledin?"diye sormuştu. "Hayır, bir şey demedim." diyip kitabı karıştırmaya başladım.

-Mert Doğan-

"Bir de deneme sınavımız eksikti. Nereden çıktı bu ya."
"Sıkıntı etme bir yolunu buluruz."diyordu Deniz. " Bir şekilde ilk 100'e girmem lazım Deniz. Yoksa babam beni mahveder. Ama bil bakalım ne eksik?"

"Ne eksik?"

"Hiç bir şey bilmiyorum Deniz ne eksik olacak başka." Dediğime gülmüştü ve sinirimi bozuyordu. "Dert etme aşkım bir yolunu bulucaz." Sanki kendisi çok zeki biriymiş gibi konuştuğunda neden onunla beraber olduğumu sorguluyordum.

"Bak aklıma ne geldi Mert. Bu Duru'nun dersleri iyiydi değil mi? İlk gün öyle demişti."

"Evet öyle demişti de neden? Ne yapacaksın onun derslerine?"

"Oğlum aklını çalıştır. Biz bu kıza şuan her istediğimizi yaptırıyoruz değil mi? Alacaksın onu yanına senin sınavını yapacak. Anladın mı?"

"Sen varya sen birtanesin bebeğim." Aklı bazen çalışıyordu ve fikri çok mantıklıydı. Duru benim sınavımı yapacak ve her halükarda ilk 100'e girebileceğim.

"Duru az gel konuşalım seninle." Bu kıza konuşalım dediğimde gözleri hep korku doluyordu. Çok eğlenceliydi bu. "Senin derslerin iyiydi değil mi?" diye sordum. "Evet iyi ne oldu ki?"

"Heh! Bak şimdi. Deneme sınavında yanımda oturacaksın ve benim sınavımı sen yapacaksın. Anlaştık mı? Ne olursa olsun ilk 100'e girmem gerekiyor ve bunu sen yapacaksın. Eğer bunu yapamazsan neler olacağını az çok tahmin edebiliyorsun bence."
"Senin sınavını yapacağım tamam. Ama benim sınavım? Ben ne yapacağım?" Ağlayacak gibi olması çok hoşuma gidiyordu.

"Sana ne olacağının gram umrumda olmadığını biliyorsun bence."

"Tamam yapacağım."

-Duru Özkaya-

Mert'in benden istediği şey çok zordu. Benim için çok zordu. Hayatımda hiç kimseye böyle bir şey yapmamıştım. Şimdi Mert bana zorla bunu yaptırmak istiyordu. Ben istemiyordum. Hemde hiç istemiyordum. Ama onun da dediği gibi başka bir şansım yoktu. Bunu yapmak zorundaydım.

Eve gittiğimde üstümü değiştirip hemen ders çalışmaya başladım. Yanıma kitaplarımı almıştım onları çantamdan çıkartıp çalışmaya başladım. Bir anda göz yaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Elimle yüzümü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladım. Evet,bu çok iyi gelmişti bana. Kendime az da olsa gelmemi sağlamıştı.

Gece 3'e kadar ders çalışmıştım ve uyandığımda masada olduğumu fark ettim. Uyuyakalmıştım ve her yerim ağrıyordu. Biraz yemek yedikten sonra hazırlanıp okula gittim.
Sınav 2. Ders olacaktı. İlk ders kendi sıramda oturdum. Çok stresliydim sürekl bacağımı sallıyordum ve tırnaklarımı yemeğe başlamıştım. Evet, iğrenç ama psikolojik olarak stres olduğumda istemsizce yapıyordum.

"Evet çocuklar herkes yerlerine geçsin" Hocanın uyarısı ile kalkıp Mert'in yanına geçtim. Ve sadece iki sese ve bir bakışa odaklandım. Hakan ve Gamze'nin aynı anda "Ne!?" demesi ve Yiğit'in şaşkın bir şekilde bana bakan gözleri...

Cehennem ÇemberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin