İtiraf

4 1 0
                                    

° Bu bölümümüzün şarkısı 'Selda Bağcan - Ayrılık'

° Yıldızımıza basmayı ve bölüm hakkındaki yorumlarınızı belirtmeyi unutmayın!

⛓️

Her gecenin bir sabahı, her aydınlığın bir karanlığı, her kötünün bir iyiliği, her ölenin bir günahı, her ruhun da bir katili olurdu illaki bu çivisi çıkmış, üç günlük dünyada. Öyle bir dünyadaydık ki; Üç günlük diye adlandırırdık hep fakat toprağın altına gömülü bedenlerin birçok acısı, mutluluğu sığmıştı o üç günlük dünyaya. Bu dünyayı doya sıya yaşayanlar da vardı, hiç yaşayamadan o toprağa mahkum kılınanlar da. Bir mezarlığa gittiğinizde 100 yaşından büyük mezar taşlarını da görebilirdiniz, henüz 3-5 senelik olanlarını da. Ölüm konusunda herkese tam anlamıyla adil davranılmazdı belki de, bir bebek henüz doğmadan ölebilirdi ya da bir çocuk dikkatsizliğin sonucunda bir araba kazasında, herhangi bir yaşlı uykusunda huzurla göçüp gidebilirdi bu dünyadan. Ölüm, dünyada en beklenilmeyendi insan için. Dünya öyle bir yerdi ki 9 ayda gelişimi tamamlayıp geldiğin yerden en kolay şekilde uçup gidiyordun. Göğsüne yediğin bir kurşun, acımasızca karnına saplanan bir bıçak, yakalandığın en hafif hastalık ya da başkasına atılmak üzere sana gelen herhangi bir cisim, hayatın bitimi bu kadar kolaydı işte. O kadar güzel anlar, arkadaşlar, dostlar, hisler biriktiriyordun ve senden geriye kalan tek şey; bir mezar ve isminin yazılı olduğu bir taş oluyordu.

Annem için de durumlar böyleydi işte, bir sürü anı dahi biriktirememiştik birlikte. Ne kadar da annemden bahsediyordum değil mi? Ama bir düşünsenize hiç olmadığını, kokusunu bilmediğinizi, şefkatini hiç tatmadığınızı, nasıl yemek yaptığını bile bilmediğinizi. Sadece zor bir dönemden geçiyordum ve anneme ihtiyacım vardı.

053* *** ** **: Görüldü at diye değil cevap ver diye attım o mesajı.

Gelen mesaja baktığımda istemeden de olsa gülmüştüm. Çok inatçı birisi olduğunun farkında mıydı bu adam?

Cevap vermek zorunda mıydım ki?

Mesajım anında görülürken hızla yazmaya başladı.

053* *** ** **: Evet Atlas?

Yine Atlas diyor ya!

Atlas kim SİPAHİ?

053* *** ** **:🙄

Yine damarıma bastığı için hızlıca engellerken içimde hiçbir üzüntü yoktu. İsmim İnci'ydi işte benim. Atlas, geçmişte bıraktığım her şey gibiydi benim için, onu hatırlamayı sevmiyordum ve o, bana sürekli Atlas'ı hatırlatıyordu. Atlas ve İnci farklıydı benim için. Atlas, dizleri annesinin kanına bulanmış bir çocuktu. İnci ise Şinasi'den sonra şansımı getiren geleceğimi yaratan kadındı.

Annesi gibi olan kadınları, kendisi gibi olan çocukları kurtarmak isteyip polis olan İnci Alev'di, Annesinin intikamını alıp babasını kalbinden üç kurşunla vurmayı isteyen ise Atlas Özal. Bu ikisi arasında dağlar kadar fark vardı. İnci merhametliydi, Atlas acımasız. İnci hissederdi, hisleri vardı, severdi, aşık olurdu. Atlas hissizdi, hissettiği tek şey acıydı ve aynı acıyı hissettirmeyi istiyordu. İntikam duygusuyla yanan Atlas'tı, içten içe babasına özlem duyan İnci. Adalet isteyen İnci'ydi, ölümü isteyense Atlas. Duyguları farklıydı, düşünceleri, çözümleri, aynı bedende hayat bulmuş fakat birbirlerine zıt olan iki karakterdi Atlas ve İnci. Onları bünyesinde bulunduran bendim ve tek dileğim Atlas'ın, İnci'yi de kirletmemesiydi. Beni bu hâle getiren kendi öz babamdı, beni bu şekilde saçma bir karakter ayrımına sürükleyense hayat, evet, çok acıydı, çok yakıcıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİLHUN; Geçmişin AlametiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin