Part ~5~ ✖️Oyun Daha Yeni Başlıyor✖️

42 3 0
                                    

~~~~~

Yürümekte biraz zorlansamda sonunda Sasuke'nin olduğu salona adım attım. Yanına geçtim.

"Sahilde ne işin vardı Misa?"

Ona yalan söylemem imkansızdı. Olanları anlattım. Dayanamayarak tekrar ağlamaya başladım. Sasuke beni kendine çekip bir elini koluma, bir elini kafama koydu. Bende sol elimle Sasuke'nin tişörtünün yakasını hafifçe çekiştirmeye başladım. Ağlamaya devam ettim (Multimedia So Kawai *-*).

"İhtiyacın olduğunda hep yanında olacağım, Misa."

"Biliyorum." dedim ve Sasuke'ye iyice sarıldım. Göz yaşlarımı ne kadar durdurmaya çalışsam da olmuyodu. Sasuke çenemden tutup ona bakmamı sağladı. İki eliyle kafamı tutup baş parmaklarıyla kırmızı yanaklarımdan süzülen yaşları sildi. Bana tekrar sarıldı.

"Ağlama."

Sasuke'nin sesi ağlamaya hazır bir çocuğun sesi gibi çıkmıştı. O an ne olduysa ağlamayı kestim. Sasuke yine ateşimi ölçmek için elinin tersini alnıma koydu.

"Tanrıya şükür, ateşin düşmüş. Ateşinde düştüğüne göre, artık midene bişeyler sokabiliriz."

Gülümseyerek karşılık verdim.

"Bu sefer parmağımı kesmeye niyetim yok, istersen Ramen ısmarlayabiliriz."

"Olur, ne zamandır Ramen yemiyordum zaten. Ben gidip arayayım."

"Buzdolabının üstündeki mıknatıslardan birinde numarası olacaktı."

"Tamam." dedim yorgunca sırıtarak. Mutfağa geçip buzdolabının üstündeki doğru numarayı bulmaya çalıştım. Sonunda bulduğumda telefonumu çıkarttım, yanlış yazmamak için mıknatısın üstündeki numaranın üstünde parmağımı gezdirirken telefona geçirdim.

Ara tuşuna bastıktan birkaç saniye geçtikten sonra telefon açıldı. Yemeğimizi ısmarlayıp, adresi verdim. Zaten ramenci yakındı, yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldı. Kapıyı açmak için yöneldiğimde Sasuke'nin çoktan kapıyı açtığını gördüm.

Parasını ödedikten sonra elinde poşetlerle salona geçti.

"Hey, Misa! Gel yoksa sensiz hepsini bitireceğim!"

Sadece kendimin duyabileceği boyutta kıkırdayıp salona geçtim. Sasuke çoktan açmaya başlamıştı poşetleri. İçinde chopstick bulunan küçük poşeti verdi. Chopstickleri içinden çıkartıp masaya bıraktım. Sasuke bana ait olan ramen kasesini önüme yerleştirdi. Büyük bir açlıkla baktığım ramen kasesi karnıma girmek için can atıyordu. Ee, ben de onu yemek için. Onu daha fazla bekletmemek amacıyla shopstickleri kapıp olabildiğince havaya kaldırıp bağırdım;

"Itadakimasu!"

~~~ Sasuke ~~~

"Itadakimasu!"

Kulağımı dolduran Misa sesiyle yemeğe başlamam gerektiğini anladım. Chopsticklerimi alıp yemeye başladım. Arada bir ramenini büyük iştahla yiyen Misa'ya bakıyorum. Onu gördükçe büyüyen gülümsemem artıyordu.

Sonunda yemeklerimiz bittiğinde Misa'nın yatması gerektiğini hatırladım.

"Senin ve benim için zor bir gündü. Artık yatsak iyi olur."

"Haklısın." dedi ve esnedi.

"Yatakta sen yatarsın!"

"Yatakta sen yatarsın!"

Bu cümle ikimizin ağzından aynı anda çıkmıştı. Bir kaç saniye bakıştıktan sonra kahkahaya boğulduk. Nefessiz kalana kadar güldükten sonra karnım ağrımaya başladı.

"Ne-fes... al-amıyo-rum!" dedim kahkahamı durdurmaya çalışırken. Misa'da benden farksızdı, normalde hafif pembe olan yanakları kırmızıya bürünmüştü. Sonunda sakinleştiğimizde iki elimi belime koyup esnedim. Yarın okul olduğunu hatırlayarak tekrar unutmamak için alarmı direkt ayarladım.

"Hadi, Misa, git yat yatağa."

Misa yerdeki bi noktaya baktı ve dudak büzdü. Tanrım, bu kadar tatlı ve masum olmak zorunda mıydı?

"Misa, ne yapmamı istiyorsun?"

~~~ Misa ~~~

"Misa, ne yapmamı istiyorsun?"

Gözlerimi odakladığım yerden çekip Sasuke'nin gözlerine bakmaya başladım.

"Sen bu koltukta uyursan, ben o yatakta uyumam Sasuke!"

Sasuke bi kaç saniye bana dik dik baktıktan sonra beni kucakladı.

"Ya, Sasuke beni o yatağa koysan da yine kalkarım, yine, bir şekilde kalkamasam da uyumam, anladın mı!"

Bana cevap vermeyen çocuğa bağırdım.

"Hey, duymuyor musun!"

Sasuke beni yatağa fırlattığı gibi üstüme çıktı. Karnımın üstüne, bacakları iki ayrı tarafta olacak şekilde oturdu. Gözlerini gözlerime kenetledi. Kalbimin yerinden çıkıcak gibi çarpmasına şaşmamalı. Gülümsedi.

"Kaçamazsın. Oyunun kazananı benim. Şimdi uyu."

Sasuke tam kalkacakken;

"Ben olsam hemen emin olmazdım."

Sasuke tek kaşını kaldırıp suratıma anlamadığını belirten bir bakış fırlattı. Sasuke'nin yakasından tuttum ve kendime çektim. Öpecek kadar yaklaştım, milimetre bile yoktu belki aramızda. İşte onu yakalamıştım! Karşımdaki 'Şaşkın' Sasuke'ye imkanı varmış gibi daha da yaklaştım, ama hiç bir temas yoktu dudaklarımızda.

"Yanılıyorsun,..." dedim dudaklarına fısıldayarak. Ellerimi bırakmadan Sasuke'yi kendimle birlikte sağa çevirdim. Şimdi üstte olan bendim. Kulağına tekrar eğildim ve ekledim.

"Oyun daha yeni başlıyor."

Bu cesaretli meydan okumamı mahvetmeye niyetim yoktu. Sasuke'nin üstünden kalkıp salona yöneldim. Sasuke'nin sabaha kadar yerine çivili olacağından emindim.

~~~~~

Uyandığımda sebebini bilmediğim bir şekilde yataktaydım. O gece salonda yatmıştım, Sasuke gece beni buraya getirmiş olmalıydı. Sessizce güldüm, ama gülüşüm havanın kokusunu soluduğumda balon gibi söndü. Burası Sasuke gibi kokmuyordu, çünkü burası kesinlikle onun evine ait bir oda değildi.

~~~~~

İtirafHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin