0.4

133 10 33
                                    

"Bana uyuma diyorsun ama kendin uyuyorsun bu nasıl iş?"

-&-

Hector'un bana bunu söylemesinin üzerinden 2 gün geçmişti. Bu iki günde diğerleri -özellikle Arwen ve Pablo'yla- daha yakındık. Elena bu iki gün içinde bana Pablo'dan hoşlandığını hatta ona aşık olduğunu söylemişti. Bence Pablo'da onu seviyordu ama neyse zaman her şeyi gösterecekti.

Arwen ve Fermin'in arası ise hala gergindi. Neden olduğunu anlamlandıramıyordum. Bence ikisi de birbirlerine karşı bir şeyler hissediyorlardı ama ikisi de birbirinden inatçı olduğu için birbirlerinden nefret ediyormuş gibi davranıyorlardı.

Ben ve Hector ise onun dediği gibi yakın arkadaş olmuştuk. Bana Ivan'ın yerini aratmıyordu.

Ivan kim diye sorucak olursanız

Sırbistan'da ki arkadaşlarımdandı. Her neyse

Şimdi ise koridorda ilerliyordum. Taki biri omuzuma çarpana kadar.

Acıyla inledim.

Kimdi bu ve omzumu bu derece nasıl acıtmayı başarmıştı.

Kafamı kaldırıp ona baktığım sırada yeşil gözlerle karşılaştım.

Yazarın anlatımından

"Ne yapıyorsun sen önüne bakmıyor musun?"

Kızın önündeki çocuk kaşlarını çattı.

"Baksam nereye bakıcam ki boyun kısa bakış açımda kimse olmuyor."

Kız sinirle güldü.

"Sen kendini ne zannediyorsun."

Çocuk sinirle güldü ve tam kızın üzerine doğru yürüyecekken önüne geçen kıvırcık saçlı çocukla yolu kesildi.

Hector, Isidora ve Fernando arasında duruyordu. Fernando önünde duran Hector'a karşı kaşlarını çattı.

O sırada Hector Isidora'nın duymaması için çocuğa doğru eğilmiş kulağına fısıldamıştı.

"Ona dokunursan yanarsın dostum." -Hector gözünü kırpıp devam etmişti-
"Anlarsın ya"

Fernando öylece durduktan sonra başını sallayıp geri çekildi.

Hector da ona gülümsemiş ve daha sonra ise arkasında duran kıza döndü ve kolunu omzuna atıp

"Hadi müzik odasına gidelim sen bana piyano çal."


-&-

Fermin Lopez eyes

Kantinde oturmuş ön masamdaki kızı izliyordum. O beni fark etmemişti.

Gerçi etmese daha iyi olurdu.

Karşımdaki masada oturan ve şarkı dinleyen Portekizli kız ilk geldiği gün dikkatimi çekmişti elbette.

Fakat ben onun dikkatini kendi üstüme nasıl çekeceğimi bilememiştim. O nedenle de dikkatini çekmek için biraz kötü davranmış olabilirdim.

Ama hepsi sadece dikkatini çekebilmek içindi.

Düşüncelere dalmış bir şekilde ona bakarken eli yanında duran su şişesine gitmişti fakat şişe boştu.

Bakışlarını okuduğu kitaptan çekti ve şişeye baktıktan sonra geri yerine bıraktı.

Ben ise büfeye doğru ilerledim. İki tane su ve bir tane çikolata aldım ve masasının yanından geçerken suyu ve çikolatayi onun masasına bırakıp bahçeye doğru ilerledim.


-&-

Pablo Martin Paez Gavira eyes

Yanımda bana bir şeyler anlatan kızı dinliyordum. O kadar heyecanlı anlatıyordu ki sanki bu hayatının en önemli şeyiydi.

"Ondan sonra hakem City'e penaltı verdi ki bence çok saçma bir karardı öyle gol oldu. Ondan sonra da Chelsea'nin attığı gole ofsayt dediler. Bence hakem-"

Neredeyse nefessiz kalmıştı ve hala anlatmaya devam ediyordu. Bir yerden sonra onu durdurmam gerekiyordu.

Elimi ağzında götürdüm ve bastırıp susmasını sağladım.

"Sakin ol ve nefes al Lena."

Bana öylece bakıyordu. Elimi yavaşça ağızdan çektikten sonra sertçe yutkundum.

O ise söylediğine başını salladı.

Daha sonra ise konuşmaya devam etti.

"Euro2024 başlıyor az kaldı."

Güldüm.

"Daha 5 ay var Lena."

Hemen kaşlarını çatmıştı.

"Dalga geçme."

Tamam dercesine kafamı salladım.

"Evet milli takımda bende varım."

Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdi.

"Ben Sırbistan'ı destekliyorum."

Tamam bunu beklemiyordum.

Kaşlarımı çattım.

Ne demek Sırbistan'ı destekliyorum.

"Anlamadım? Nasıl yani Lena."

Gülmemek için kendini sıktığı çok belliydi.

"Baya Sırbistan'ı destekliyorum."

Beynimden vurulmuş gibiydim.

Hoşlandığım kız Sırbistan'ı destekliyordu. Gerçi o da haklıydi. İspanya'ya yeni gelmişlerdi.

Kendi ondan önce de burada bulunmuşlardı elbet yani onun söylediğine göre fakat daha sonra babası ve annesi ayrılmış hem Isidora hem de Elena annesiyle Sırbistan'a gitmişlerdi.

Kendi düşüncelerimle boğuşurken Elena elimin üstüne elini koydu. Bu nedenle dikkatim dağılmıştı.

Bakışlarımız kesişti.

"Pablo ben galiba senden hoşlanıyorum."


𝓝𝓮𝔀 𝓼𝓬𝓱𝓸𝓸𝓵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin