1.0

85 9 12
                                    

Arwen Afet Bellingham eyes

Yanağıma kondurulan öpücükle mırıltilar çıkararak sola döndüm fakat yanağıma tekrar bir öpücük bırakıldı. O sırada rahatsızlıkla gözlerimi açıp sağa doğru döndüğümde Fermín'i görmemle istemsizce gülümsedim.

"Günaydın Afet'im."

Uflayıp kaşlarımı çattım.

Hani illa o Afet'i kullanıcaktı.

"Deme bana Afet falan Arwen benim adım."

Fermin yanıma yatağa yerleşti. Yüzünde çözemediğim bir ifade vardı.

"Neden Arwen yani neden Afet dememizi istemiyorsun."

İçimi çektim.

"Babam Afet der bana. Bizde kendisiyle pek hoşlaşmayız o yüzden Afet adımı sevmiyorum."

Anladım dercesine başını salladı ve bana yaklaşıp sıkıca sarıldıktan sonra başımın üstüne kocaman bir öpücük bıraktı.

"Sen istemezsen söylemem."

Ona gülümsedim ve olur dercesine kafamı salladım.

Tam ağzını açmış bir şey söyliyecekken kapının ardından gelen bağırışma sesleriyle kısa bir süre bakıştıktan sonra ikimizde hızla yataktan kalkıp dışarı adımımızı attık.

Fakat keşke atmaz olsaydık.

Ses aşağıdan muhtemel olarak mutfaktan geliyordu.

Aşağı mutfağa indiğimizde mutfaktaki Elena,Ivan ve Pablo ile karşılaşmamız bir oldu.

Durum tam olarak şuydu. Elena bir yandan gülmekten yıkılmış -ki mecazi anlamda değil gerçekten yerde oturmuş gülüyordu- bir durumdayken Pablo alttan alttan İvan'a bakıyordu. Ivan ise önündeki yine muhtemel olan krep harcıyla uğraşıyordu.

Elena'nın bu kadar gülmesinin sebebi ise hem İvan'nın hemde Pablo'nun yüzünün yarısının unla kaplı olmasıydı.

Mutfağın kapısından içeriye adımlayıp masaya oturduk.

"Günaydınn."

Elena gülmesini sonunda bastırdı ve o güzelim mavi yeşil karışımı gözlerini bana çevirip gülümsedi.

"Ay,ne günaydıni saat 12.30"

Fermin yerinde gerildi.

Bizim için sıkıntı yoktu sonuçta okul hafta sonu olduğu için yoktu fakat onların antrenmanları vardı.

"E,antrenman"

Pablo hala süren Ivan'la olan bir tartışmasıni kenara bırakmış ve Fermín'e dönüp sorusunu cevapladı.

"Yok bugün antrenman."

Fermin anladım dercesine başını salladı.

O sırada eksik olan iki kişi aklıma geldi.

Héctor ve Isidora

"Héctor ve Dora nerde?"

Sorum ile herkes bir saniyelik bir kesinti yaşadıktan sonra Elena konuştu.

"Uyuyorlardir."

O sırada Ivan üzerinde duran ve ona kısa gelen mutfak önlüğü çıkardı ve Pablo'nun boynundan geçirip Pablo'ya taktı.

Pablo sinirle hayıflanırken önündekiyle uğraşmaya devam etti. Ivan ise elini yıkadı.

"Ben hem yüzümü temizliyeyim hem de uykuculari uyandırıp geleyim."

Herkes İvan'a omuz silkerken aklım dün Héctor'a verdiğim öğütlere gitmişti.

Acaba dün akşam Isidora ile konuşmuşmuydu.

Aklımdaki soruları bir kenara bırakıp iyice Fermín'e sokuldum ve gözlerimi kapattım.

Yazarın anlatımı

Ivan elini yüzünü yıkadıktan sonra yukarıya çıkıp Isidora'nin kapısının önünde durdu ve şafak operasyonu yaparcasına içeriye daldı.

O sırada birbirlerine sarılmış olan çift duydukları kapı sesi ile uykularından sıçrayarak uyandılar.

Ivan önündeki manzaraya şokla bakıyordu.

Isidora ve Héctor ise sanki yanlış bir şey yaparken basılmış gibi hissetmişlerdi.

"Ivan ne oluyor?"

Ivan bir süre yatağa baktıktan sonra omuz silkti ve şok ifadesinden çıkıp geri neşesine döndü.

"Ne olucak Doracım, sizi uyandırmaya geldim ama sizin sanki başka işleriniz var."

Isidora ağzını şok ve utançla açtı ve uyarıcı bir ses tonu kullandı

"Ivan saçmalama!"

Ivan tekrar omuz silkti ve kapıya doğru adımladı.

"Çifte kumrular hadi kahvaltı hazır."

Daha sonra ise arkasından kapıyı kapatıp çıktı.

İki genç odada kalmışlardı. Héctor kolunu kızın omuzuna attı ve genç kızı kendine çekip alnından öptü.

"Günaydın amor."

Kız ona gülümsedi. Bir süre öyle kaldılar. Daha sonra ise Dora Héctor'dan uzaklaştı ve gerindi.

"Kalkma vakti Héctor aşağıda bizi bekliyorlar. "

Héctor kafasını salladı ve kendi odasına gitti.

Üstümü değiştirdikten sonra aşağıya indim. Héctor zaten masadaydí.

Bende oturduğumda hep beraber kahvaltı yapmaya başlamıştık...

-&-

𝓝𝓮𝔀 𝓼𝓬𝓱𝓸𝓸𝓵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin