0.7

95 8 37
                                    


"O zaman d-c oynayalım klasik sonuçta."

Ben ve Arwen bir koltuğa, Pablo ve Elena bir koltuğa yayılmıştık. Hector ve Fermin'i ise yere şutlamıştık onlarda orada kafa kafaya vermişlerdi. Fikir ise yerde uzanan Hector'dan çıkmıştı.

Etrafima bakındım. Herkes kafasını sallayıp onaylayınca koltuktaki herkes yere inmişti ben ise mutfağa şişe almaya gidip geldim.

Şişeyi ortaya koydum.

O sırada Pablo ofladı.

"Ne oldu?"

Kaşlarımız çatık ona bakıyorduk.

"D-c yerine cennette 7 dakika oynasak?"

Ona gözlerimi devirdim.

"Elena ile fingirdeşicek yer arıyorum demiyo da. Bana bak Pablito kardeşimi sana yâr etmem ona göre."

"Дора молим те ћути " (Dora lütfen sessiz ol.")

Lena'ya gözlerimi devirdim ve Pablo'yla arasına oturdum.

"Şişenin baş kısmı soru arka kısmı cevap."

Herkes başını salladı ve oyunda başlamış oldu.

İlk çevirdiğimizde soru kısmı Hector'a cevap kısmı bana gelmişti.

İstemsizce heyecanlanmıştım.

"Peki Dora hoşlandığın biri var mı?"

Aslına bakarsan Ivan'dan hoşlanıyordum fakat Sırbistan'da kalmıştı.

Şimdi ise ondan hoşlanıyor muydum?

İşte bunun cevabını bilmiyordum.

"Yok,kimseden hoşlanmıyorum."

"Aynen kimseden hoşlanmıyorsun."

Elena'nın ima dolu cümlesiyle şişede olan bakışlar bana dönmüştü.

Hector kaşlarını çattı.

"Az önce yalan mı söyledin sen?"

"Hayır hayır Sırbistan'da birinden hoşlanıyordum fakat artık hoşlanmıyorum."

Herkes kafasını sallayıp önüne dönerken Hector'un bakışları hala bendeydi ona kaşlarımı çatarken o geri önüne dönmüştü.

Şişe tekrar çevirildi.

Ben Arwen'e soruyordum.

"Doğruluk mu cesaret mi?"

Hiç düşünmemişti bile

"Cesaret"

Sinsice gülümsedim.

"Fermin ve sen 7 dakika boyunca bir odada beraber kalıcaksıniz."

İkisininde gözleri far görmüş tavşan misali açılmışti.

"Hayır olmaz öyle şey."

"Hayır olmaz öyle şey."

İkisininde aynı anda konuşması beni güldürmüştü.

"Kurallar canım yapmak zorundasınız."

İkiside isteksizce ayağa kalktılar bende onları yukarıda ki odalardan birine çıkardım.

Arwen Afet Bellingham eyes

Fermin odadaki yatağa bense yatağın 3-4 adım ilerisindeki koltuğa oturmuştum. Cesaret derken bunların olacağını bilmezdim. Ve inanın eğer böyle bir şey olacağını bilseydim cesaret demezdim.

"Ne kadar da mutlusun Afetcim."

Ona gözlerimi devirdim ve ayağa kalkıp odadaki kitaplığa bakmaya başladım. İçerisinde muhtemel olarak Elena'nın tarzı olan genç-yetiskin türünde kitaplar vardı.

Ben kitaplıkta ki kitaplara bakmaya devam ederken boynumda bir nefes hissettim. Hızla arkamı dönmem ile kitaplığa doğru bastırılip dudaklarımda baskı hissetmemle şoka uğradım.

Ne yapıyordu bu?

Amacı neydi?

Ona karşılık vermem için alt dudağımı ısırdi. İçimde garip bir duygu karmaşası vardı. Sanki midemdeki kelebekler uçuşuyordu.

Kısa bir süre sonra benden ayrıldı ve kafasını boynuma yerleştirdi. Elleri belimdeydi.

"Her şey için özür dilerim Afet. Sadece dikkatini çekmek istedim kötü bir niyetim yoktu."

Kafasını kaldırdı ve bana baktı. Ona gülümsedim.

"Şimdilik affedildin diyelim ama daha çabalaman lazım."

Başını salladı ve tatlıca gülümsedi.

Gülümsemesinin ardından tekrar dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Bu sefer ikimizde olabildiğince istekliydik ve öpücüklerimiz daha sertti.

Ayrıldığımızda alnını alnıma yasladı.

"Benden nefret ettiğini söyledi ama beni daha sert öptü."

Söylediğime güldü. Bu söz tam olarak bizi anlatıyordu.

Bir süre daha oturup konuştuktan sonra kapının kilidinin açılma sesi geldi ve kapıda Isidora belirdi.

"Hadi bakalım aşk kuşları aşağı oyunu oynamaya devam."

Dediğine istemsizce kızardim.

Merdivenlerden aşağı indiğimizde salona girdik ve girmemizle Pablo'nun buruşmuş yüzünü ve üzerindeki Sırbistan milli takımı formasını görmemizle kahkaha attık.

O ise en kötü olan bakışlarını bize atmıştı.

"Milli takım değişikliği yaptığını bilmiyorduk Pablo."

Bunu söyleyen Fermin'di.

"Ha ha ve ha Fermin ne kadar komiksin sen."

Fermin tam bir şey söylicekken kapı çalmıştı.

Elena ve Isidora birbirlerine baktılar. Birilerini beklemedikleri belliydi.

Erkeklerinde kaşları çatıktı saat oldukça geçti.

Isidora hızla kapıya ilerledi.

Tabi o sırada bizde arkasındaydık.

Kapının kilitlerini açtı ve daha sonra da kapının koluna asıldı.

Kapıyı açması ile karşımızda valizleri ve sırt çantası olan ve İsidora'ya doğru gülümseyen yeşil gözlü ve siyah saçlı bir oğlan gördük.

Elena ve Isidora şaşkındı bu yüzlerinden okunuyordu.

O sırada Dora'nın ağzından şaşkınlıkla bir isim çıktı.

"Ivan."



𝓝𝓮𝔀 𝓼𝓬𝓱𝓸𝓸𝓵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin